Uzun bir gündü traduction Anglais
350 traduction parallèle
Evet, uzun bir gündü.
Yeah, it's a long day.
Uzun bir gündü.
It's been a long day.
Uzun bir gündü ve çok yorgunum.
It's been a long day. I'm tired.
Bayan Marple, uzun bir gündü.
Miss Marple, it's been a long day.
Benim için uzun bir gündü. Yarın da çok yoğun olacak.
It's been a long day for me, and I have a very busy day tomorrow.
Neyse, benim için uzun bir gündü.
Well, it's been a long day for me.
Uzun bir gündü.
It's a long day.
Eğer atladıklarım olduysa affetsin. Bugün uzun bir gündü.
Please understand, if I missed anyone it's been a big day.
Uzun bir gündü, Eddie.
It's been a long day, Eddie.
Çok üzgünüm. Uzun bir gündü.
I'm terribly sorry, it's been a long day.
Uzun bir gündü.
Well, so do you.
Uzun bir gündü.
Long day.
Uzun bir gündü, hiç aklıma gelmedi.
It's been a long day, it just didn't occur to me.
- Uzun bir gündü.
- It's been a long day.
Uzun bir gündü.
It's too light outside.
Dinle, benim için uzun bir gündü.
Look, I had a long day.
Senin için de uzun bir gündü.
You had a long day.
Uzun bir gündü.
It had been a long day.
Sadece uzun bir gündü.
It was just a long day.
Herkes için uzun bir gündü.
It's been a long day for everyone.
- Hayır. Hadi çocuklar uzun bir gündü.
It's been a long day.
Baba, uzun bir gündü, yoruldun mu?
You haven't been out for a while. Are you tired?
Çok uzun bir gündü. İzninizle.
It was a long day, I'm sorry.
Evet, uzun bir gündü.
Yeah, long day.
Uzun bir gündü.
- It's been a long day.
Hey, uzun bir gündü.
Hey, we've had a long day.
Uzun bir gündü ve şimdi yataklarımıza gitmemiz gerekiyor.
Now, we've had a long day, and we must go to bed.
Pardon, uzun bir gündü.
Sorry, it's been a long day.
Haydi, uzun bir gündü.
Come on, it's been a long day.
Uzun bir gündü, değil mi?
It " s been a long day, you know?
Çok uzun bir gündü.
It's been such a long day.
Tanrım, ne uzun bir gündü.
Boy, what a long day.
Gerçekten uzun bir gündü.
- It's been a really long day.
Herkes için uzun bir gündü.
It's been a long day.
Ne uzun bir gündü.
Long day?
- Çok uzun bir gündü.
- It's been a really long day.
- Uzun bir gündü, ha?
- Long day?
- Evet. uzun bir gündü, ha?
- Yeah. It's been a long day, huh?
Uzun bir gündü.
Bit scattered.
Üzgünüm, uzun bir gündü.
Sorry, long day.
Uzun bir gündü galiba.
Long day?
Çok uzun bir gündü.
It's been a long day.
Bizim için zor ve uzun bir gündü.
It's been a difficult and long day for us.
- Ofiste uzun bir gündü.
- Long day at the office.
- Hiçbir şey sadece uzun bir gündü.
- Nothing, just a long day.
Uzun ve zor bir gündü, üstelik...
It's been a long, hard day, and -
Tamam, uzun ve kötü bir gündü, o yüzden...
God, I've just had this long, weird day so....
Uzun ve kötü bir gündü.
It's been a long, bad day.
Amma uzun ve anlamsız bir gündü.
This whole day has been one long thing that makes no sense.
... uzun soluklu, yıkıcı bir F-5 hortum uyarısı veriyor. Ne oldu? Bugün inanılmaz bir gündü.
What is it?
Uzun bir gündü.
- Very long, boy.
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun bir zaman 22
uzun bir süre 39
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir gün oldu 24
gündüz 49
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun bir hikaye 19
uzun bir yol 26
uzun bir zaman 22
uzun bir süre 39
uzun bir yolculuktu 18
uzun bir gün oldu 24
gündüz 49
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun boylu 135
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun boylu 135
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun süre 24
uzun yıllar önce 20
uzun zamandır görüşmedik 21