English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Uzun yıllar önce

Uzun yıllar önce traduction Anglais

312 traduction parallèle
Uzun yıllar önce Dünya'nın bu kısmıyla ilgilenmeye başladım.
I really got interested in this part of the world many years ago.
Aklınız olsaydı, uzun yıllar önce bunu siz yapardınız.
If you were wiser, you'd have done it yourself long ago.
Evet, uzun yıllar önce. Ama hepsi başarısız oldu.
Yes, years and years ago... but they all failed.
- Hayır, annem uzun yıllar önce öldü ve o zaman yalnızca babam kalmıştı.
- No, my mother died years and years ago, and then there was only my father.
Senmişsin uzun yıllar önce
Long ago was you
Uzun yıllar önce, tam olarak yüz yıl, şimdilerde La Morte Rougean olarak anılan köyde bir gece hayalet ortaya çıktı.
Many years ago, one hundred to be exact, an apparition appeared at night in the village now called La Morte Rouge.
Şimdi, bu çok uzun yıllar önce olmuştu.
Now this happened many, many years ago.
Uzun yıllar önce yabancılar gelmiş onların hükümdarını yok etmiş ve incilerini yağmalamışlar.
Many years ago, strangers came, destroyed their ruler, and robbed them of their pearls.
- Ben çok uzun yıllar önce söyledim.
- l said that, too, long years ago.
Bir kere uzun yıllar önce hırsızlık yaptım.
Danielle, listen carefully. I stole once a long time ago.
Çok uzun yıllar önce.
It was a good many years ago.
Uzun yıllar önce öğretirdim.
I used to teach a long time ago.
Karım Karin, uzun yıllar önce öldü.
My wife Karin has been dead for many years.
Başkan, Sovyetler Birliği'nin uzun yıllar önce Q-bombasını icat etmiş olmasına rağmen SSCB'nin barışsever emekçileri olarak... Fenwick bombasının, emperyalist, savaş kışkırtıcısı sırtlanların kanlı ve açgözlü ellerine düşmemesi için gerekeni yapacaklarını söyledi.
The premier said that the Soviet Union had already invented a Q-bomb but the workers of the USSR would do anything to prevent the bomb from falling into the hands of the imperialist, warmongering hyenas.
Şimdiyse. gençliğinin büyük kısmını uzun yıllar önce, çok sayıda stadyumlarda haykıran kalabalıkların önünde bırakmış bir adamın yansımasını görüyor.
AND WHO NOW SEES A REFLECTION OF A MAN WHO HAS LEFT TOO MANY PIECES OF HIS YOUTH IN TOO MANY STADIUMS FOR TOO MANY YEARS
bu olay uzun yıllar önce olmuş, birinci dünya savaşı sonrasında.
It happened many years ago, after the first world war.
Uzun yıllar önce, başımıza bir lanet isabet etti.
A curse was put on us... many years ago.
Bu tuhaf yolcuları son görüşümdü. Uzun yıllar önce, Lop'taki yol istasyonunda bir tartışmamız esnasında Bayan Wright benim Venedik'i yine göreceğime inanmış hâldeydi.
That was the last I ever saw the strange travellers in the course of a discussion many years ago at the way station of Lop
Aşkı uzun yıllar önce arkamda bıraktım.
I left love behind many years ago.
Uzun yıllar önce ben de aynısını yapmıştım.
Many years ago, so did I.
Son kavgamı uzun yıllar önce verdim ben.
I fought my last tight a long time ago.
Uzun yıllar önce batıIı bir ajanı, şu Sturdevant denilen adamı benim yerime geçirmeye çalıştı.
Many years ago, he tried to replace me with a western agent. The man called Sturdevant.
Ama uzun yıllar önce Amerika'da yaşadığınızı benden saklamak istediniz ki orada Daisy adında beyaz bir bebeğe bakıcılık yapıyordunuz.
But I believe you were covering up for once, years earlier, when you were in America, having looked after a little white baby called Daisy whose death, though you could do nothing to prevent it,
Galaksinin kenarında yer aldığımız gerçeği uzun yıllar önce birinci dünya savaşı sonlarında yıldız kümelerini haritalandıran Harlow Shapley tarafından şekillendirildi.
The fact that we live in the outskirts of the galaxy was discovered a long time ago towards the end of the First World War by a man named Harlow Shapley who was mapping the position of these clusters of stars.
Varelli uzun yıllar önce gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
Varelli disappeared under mysterious circumstances many years ago...
Uzun yıllar önce, Londra'da yaşarken, Varelli ismini kullandım.
Many years ago, when I lived in London, I was known as Varelli.
Bunu bana uzun yıllar önce Perdide eşekarıları yaptı.
The hornets of Perdide did this to me years ago
İk kez bir aile olarak burada birlikte olduk. Uzun yıllar önce ayrılmak zorunda kaldık.
This is the first time we've been together as a family since we were forced to part so very long ago.
Hayır. Burası Dünya. Uzun yıllar önce çakıldığın yer.
This is Earth, where you crashed many years ago.
- Sanırım sen uzun yıllar önce...
- I mean that. Are you sort of...
Uzun yıllar önce
A LONG TIME AGO
Uzun yıllar önce.
- You never knew how to play cards.
Seni çılgın, garanti olsa uzun yıllar önce kaçmış olurdum.
You're crazy, if it's guaranteed, I would have escaped long ago
Bir zamanlar, çok uzun yıllar önce..... bir Ortodoks manastırında yaşlı bir keşiş yaşarmış.
Once upon a time, long ago an old monk lived in an orthodox monastery.
Küçük Willy'e eşim, uzun yıllar önce İskoçya yolculuğumuzda hamile kalmıştı...
Little Willy was conceived on our trip to Scotland a number of years ago...
Bir zamanlar, uzun yıllar önce Rockaway'deki komşularımızın evine iki hırsız girdi.
Once upon a time, many years ago... two burglars broke into our neighbor's house in Rockaway.
Uzun yıllar önce Los Alamos'ta pek ilgisiz bir projede çalışmıştım.
I did one small, unrelated project at Los Alamos many years ago.
Gezegende çok uzun yıllar önce barış görüşmelerine başlayabilirdin.
You could have tried for negotiations for peace on your planet long ago.
Uzun yıllar önce, insanlarımız, ulu güçlere sahip varlıklara inanırdı.
Long ago, our people believed in beings with great powers.
Uzun yıllar önce.
Many years ago.
Uzun, siyah saçlı bir kız uzun yıllar önce kalbimi kırmıştı.
A girl with long dark hair broke my heart a long time ago.
Uzun yıllar önce, daha bu yatak senin değilken.
Long time ago... before you had it.
Aslında bir reklam ajansında çalışıyordum, uzun yıllar önce.
Well, actually I used to work at an ad agency, but that was many years ago.
- Ancak uzun yıllar önce burada değildiniz, dostum. Ona bana kızmak için sebep verdiğimde.
- But you were not there all those years ago, mon ami, when I gave him cause to resent me.
Uzun yıllar evvel, savaştan önce evinizi ziyarete gelirdim.
I used to visit your house here... endless years ago, before the wars.
Kimisi azametli ve yeni, o kadar yeni ki yalnız bırakılmış... kimisi de insanların ayrılmak istemediği, yılların aşındırdığı basamaklar... zenginlerin yaptırdığı gösterişli basamaklar zenginlere tahsis edilmişti... uzun süre önce unutulmuş insanlar tarafından yapılan bayağı basamaklar da halka...
Some proud and new - so new that they were left alone - and the age-worn steps from which people didn't want to part - rich steps dedicated to the people by the rich... and poor steps given them by long-forgotten men.
Yıllar önce uzun ve yumuşak saçlarını omuzlarına kadar düşürürdü.
Years ago she used to wear it long and soft down to her shoulders.
Uzun yıllar Fransa'da yaşadıktan sonra, iki ay önce buradan birkaç kilometre ötede bir ev kiralamış.
After living in France for a number of years two months ago she rented a cottage a few miles from here.
Biliyorum, kısa gözükse de bu gemide geçireceğimiz zaman uzun gelecek. Mısır'a hemen varmaya ve yıllar önce başladığım hazırlıkları bitirmeye hevesliyiz.
Though brief, the time aboard this ship will seem too long, I know, so eager are we to arrive in Egypt and complete the preparations I began long years ago.
Uzun zaman önce, bir Hıristiyan misyoneriydim. Bir gün kaza eseri biriyle tanıştım Kendisi uzun yıllar hayalini kurduğum şeye ulaşmaya çalışan bir dünya kardeşliğinin üyesiydi.
Long ago, I was a Christian missionary, then accidentally I came in contact with members of the world brotherhood who were striving for what I had dreamed of all my life.
Yıllar önce kendime uzun bir tatil sözü vermiştim.
Years ago I promised myself a Iong vacation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]