Genç bir kız traduction Espagnol
2,387 traduction parallèle
Daha dün genç bir kızın karnı deşilmiş.
Ayer nomás habían destripado a una jovencita.
Mateo... Dışarıda genç bir kız bekliyor.
Mateo... ha venido una chica.
Genç bir kız gibi, kolayca sıkılıyorlar.
Como una adolescente se aburre facilmente.
Son olarak da, en önemli sorum ey harika varlık genç bir kız mısınız yoksa?
Mi primera súplica, aunque última, es, ¡ Oh, maravilla! eres o no una muchacha?
Genç bir kız etrafta deli fişek gibi dolaşmamalı.
Una señorita no debería ir a esas velocidades.
İnsanlar, genç bir kızın babasının intikamını almak için kış vakti evden ayrılabileceğini akıllarının ucundan bile geçirmezdi.
La gente no puede creer que una chica joven pueda abandonar su hogar y salga al frío invernal a vengar la sangre de su padre.
Genç bir kızım var, bir grup tişörtlü kadınları sokamam buraya.
Sí, vale. Sólo quería hacer algo especial para Lux.
Ben genç bir kızım. Dokunduğun yere dikkat et.
Lux, ya es suficientemente malo que Tasha lo sepa.
Üniversiteli genç bir kız yarı çıplak vaziyette ortalarda salınırken adımı söyleyemezsin.
Cuando ves a una universitaria paseandose por ahi medio desnuda no gritas mi nombre!
Bu oldukça cazip bir şey özellikle de genç bir kız için.
Esto es muy llamativo para una chica adolescente, en especial.
Genç bir kızı arıyorum.
Estoy buscando una joven.
Genç bir kızın olmasına hazır değilsin.
No estás preparada para tener una hija adolescente.
Genç bir kız olmanın keyfini çıkar.
Disfruta ser jóven.
Genç bir kız, bir cinayet gördüğünü söylüyor ve birkaç saat sonra ölüyor.
Una niña presume de haber presenciado un asesinato y horas más tarde, está muerta.
Ve iki yıl sonra, basit bir çocuk partisinde, genç bir kızın bir zamanlar bir cinayet gördüm, dediğini duydunuz.
Y entonces, dos años más tarde, en una simple fiesta para niños, escucha a una niñita diciendo que había visto un asesinato.
Genç bir kızın hayatı buna bağlı.
La vida de una joven está al límite.
Genç bir kızı boğarak öldürmek...
Matar a una joven por estrangulamiento...
Genç bir kızım var, bir grup tişörtlü kadınları sokamam buraya.
Tengo una hija adolescente, no puedo tener un montón de tías en camiseta.
Ben genç bir kızım.
¡ Eh! Soy menor.
O genç bir kız, erkek arkadaşıyla olmak için okulu asması çok da anormal bir şey değil.
Es una adolescente. Faltar a la escuela para estar con su novio no es una conducta criminal.
Genç bir kızın öldüğü bir sokak yarışına karışmış.
Estuvo involucrado en una carrera callejera que resultó con la muerte de una adolescente.
Genç bir kız için ağır bir yüktü.
Era una pesada carga para un jovencita.
İçeride kafası karışık genç bir kız ve bahçende bir ceset var.
Tienes una pareja confusa en tu sala y un muerto en tu patio.
Ama yüzlerce genç kızın öldüğü bir gerçek.
Pero la verdad es que han muerto centenares de mujeres jóvenes.
Annenin Terk Ettiği Genç Kız... Polis Güney Carolina'nın Mercy kasabasındaki evde kapısı dışarıdan kilitlenmiş odada bir genç kız buldu.
"MADRE ABANDONA A HIJA" " MERCY, CAROLINA DEL SUR, USA POLICÍA HALLA NIÑA EN HABITACIÓN TRABADA DE AFUERA.
Bu bir insan olacaktı bir genç kız. Ve sonra çiftleşme ayini başlayacaktı.
Sería humana una chica joven y luego comenzaría el ritual de apareamiento.
Örneğin ; cinsel yönden bir genç kızın kontrolünü ele alma avantajı.
Por ejemplo, para aprovecharse sexualmente de alguna joven.
Bir genç kızın ilk reglini Taliban rejimi altındayken yaşamasının neye benzediğine dair en ufak bir fikrin yok.
No tienes idea lo que se siente ser una adolescente y tener tu primer período bajo dominio talibán.
Sanırım müstakbel kocanı ve genç üstsüz kızını el alemin gözü önünde çırıl çıplak güneşlenirken bulmak tamamiyle normal bir durum.
Supongo que es normal hallar a tu futuro esposo... y su hija desnuda tendidos... a la vista del mundo entero.
Eğer gece, Yalnız genç bir adam görürsen, Yakışık lı
Si en las noches, ven a un joven solo, guapo, no es que no esté haciendo nada, no.
Bir süreliğine kısık sesle konuşmaya devam ettiler, .. böylece genç kız onları duyamayacaktı.
Siguieron hablando en voz baja, para que la jovencita no pudiera escucharlos.
Genç bir kızı arıyorum.
Bueno, deberías haberlo dicho antes.
Bilirsiniz, erkekler, bazen böyle şeyler yaparlar genç ve güzel bir kız, kendilerine ilgi gösterdiğinde.
Ya sabes, sólo una de esas cosas que los hombres hacemos a veces cuando las chicas jóvenes y guapas nos prestan atención.
# Esmer bir genç kız için beni terk etti #
* Me dejó por una damisela *.
Hayatımda tanıştığım en salak iki genç kız sizsiniz. Bunun bir anlamı var.
Debéis de ser dos de las más estúpidas adolescentes que he conocido nunca... y eso es decir mucho.
Annie mükemmel bir genç kız. - Gail.
- Annie es una gran persona.
Şövalyelerin seni kurtaracağına, senin gibi bir genç kız onları kurtarıyor.
En lugar de caballeros que vienen a su rescate, Están siendo salvados por una damisela.
Sence bir genç kızı isterler mi?
¿ Cuánta gente crees que quiere adolescentes?
Bir genç kızın ve bebeğinin evimize taşınmasına tek başına karar veremezsin.
No me hagas parecer el egoísta no tienes únicamente la decisión de dejar a una adolescente y su hijo
Bir... eee... Bir grup genç kızı vurmuş.
Les disparó a un montón de niñitas.
Endişelenmemeye çalışın o oldukça sağlıklı bir genç kız.
Intente no preocuparse ella parece como una jovencita muy saludable.
" Demek hamile bir genç kızın var.
" Oh, tienes una hija adolescente que está embarazada.
# Aile sorunları yaşayan bir genç kızı Düşürmektir ağıma özetle #
# Son el modo perfecto de estar con una chica que tiene problemas con su padre #
Bir genç kızı cep telefonundan ayırmanın tek yolu öldürüp elinden almaktır, derler.
Dicen que la única manera de apartar a una chica adolescente de su teléfono movil es quitarselo de su mano fría y muerta.
İki araba, gecenin bir yarısı 500 metrelik bir düzlükte, tek başına bir genç kız.
Dos autos, la oscuridad de la noche, Una chica sola en un tramo recto de un cuarto de milla Esto fue una carrera
Sıradan bir genç kız hakkında bir hikaye istediler.
Querían una historia sobre una adolescente común.
Yani Alex çok zekidir Haley ise çok güzel bir genç kız olma yolunda.
Vaya, Alex es un genio... y Haley se está convirtiendo en una jovencita muy hermosa...
Biliyorum hepiniz genç ve yenilmezsiniz ama Hargrove County'de bir kız daha kayboldu. Yani bu sokağa çıkma yasağı iyiliğiniz için.
Yo sé que son todos jóvenes e indestructibles pero otra chica del condado Hargrove ha desaparecido así que estos toques de queda son por su propio bien.
Bekar bir adam, kan bağı olmayan bir genç kızı almak istiyor.
Un hombre soltero haciéndose cargo de una adolescente que no es pariente de sangre...
Genç ve güzel bir kız.
Es joven, guapa.
Sanırım genç ve masum bir kızı bu korkularla telkin ettiniz.
Yo creo que infundió temor en una inocente y joven mujer.
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç biri 17
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
genç bir kadın 21
genç biri 17
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kız kardeşim 118
kızın 46
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kız kardeşim 118
kızın 46
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızdın mı 66
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız kardeşi 30
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızdın mı 66
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16