English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çok heyecanlıydı

Çok heyecanlıydı traduction Espagnol

601 traduction parallèle
Çok heyecanlıydı, güzel bir at.
Una carrera magnífica.
- Çok heyecanlıydım.
- Estaba tan nerviosa.
- Bergman'la son filmi çok heyecanlıydı..
Estuvo formidable en la película con Bergman.
Çok heyecanlıydı.
Interesante.
Biz ise evimizde çok heyecanlıydık.
En casa todos estábamos excitados.
Çok heyecanlıydı.
Qué emocionante.
Çok heyecanlıydın ama güneş batıncıya kadar uyuya kalmıştın bile.
Estabas muy emocionado, pero después del ocaso te dormiste.
Çok heyecanlıydı, bu da öyle. "
Estaba encantada, igual que esta tarde. "
Çok heyecanlıydık.
Ay, señor, estábamos muy emocionados.
- Nefes nefeseydi. Çok heyecanlıydı.
Respiraba con dificultad, estaba alterado.
Ben de çok heyecanlıydım.
He estado muy inquieta.
Çok heyecanlıydı ve hemen onunla... evine gitmemi istedi... kızına tecavüz edildiğini söyledi.
Estaba muy agitado y me dijo... que fuera a su casa lo más rápido posible... que su hija había sido violada.
İlk yarış çok heyecanlıydı Bayan Doolittle.
La primera carrera ha sido emocionante, Srta. Doolittle.
Çok heyecanlıydım.
Qué ilusión me hizo.
Oyun çok heyecanlıydı.
- El juego estaba muy interesante.
Çok heyecanlıydı.
- ¿ Ha sido accidental?
Çok maceraperest, çok heyecanlıydık.
Tantas aventuras, tan emocionante.
Çok gergindim, çok heyecanlıydım.
Después digo, tanto nerviosismo y tanto lío, total pa'na'.
Bu sabah çok heyecanlıydı.
Hoy está la cosa animada.
- Çok heyecanlıydı.
- Sí, fue emocionante.
- Evet, çok güzel bir yolculuktu. - Çok heyecanlıydı.
Sí, un viaje estupendo y emocionante de veras.
Hepsi çok heyecanlıydı.
Reuní a todos mis contactos, ellos están esperando reunirse contigo!
Herkes çok heyecanlıydı.
Y todo el pueblo estaba muy emocionado.
Taksiye bindiğimde çok heyecanlıydım, başımı döndürmüştü.
Estaba emocionadísima cuando subimos al taxi. Mi cabeza flotaba.
- Çok heyecanlıydı.
- ¡ Ha sido extraordinario!
Sığırlar onun hiç umurunda değildi. Ve biz çocuklar da çok heyecanlıydık.
" No se preocupaba nada por el ganado, y a los chicos eso nos divertía.
Çok heyecanlıydı ama o hep öyledir zaten.
Parecía estar muy contenta pero siempre lo parece.
Onunla konuştuğumda çok heyecanlıydı.
Estaba emocionado cuando hablé con él.
Seni göreceğim için çok heyecanlıydım.
Estaba tan nerviosa de que te iba a ver.
Çok mutluyduk, kalbim çok heyecanlıydı.
Éramos tan felices Mi corazón latía como loco
Kalbim çok heyecanlıydı.
Mi corazón latía como loco
Çok heyecanlıydı.
Fue ardiente.
Çok heyecanlıydı.
Estaba muy emocionado.
Bu yüzden yemeğin yanında bunu getirdi ve... Pekala, çok heyecanlıydım ve onu açtım.
Bueno, estaba tan exitada... y la abrí.
Evet, çok heyecanlıydı.
Si. fabulosamente excitante.
Bir keresinde bir generalle yapmıştım. Çok heyecanlıydı.
Una vez lo hice con un general, fue excitante.
Çok heyecanlıydım, içmeyi unuttum.
Estaba tan excitado, que me olvidé de tomar la pildora.
- Hayır, şimdi ölmüyorum ama... Hastaneden çıkarken, iyi olduğum için çok heyecanlıydım. Sevinçten uçuyordum.
Ahora no, pero cuando salí corriendo del hospital y estaba contento y corría por la calle y de repente me detuve porque me di cuenta.
Anlattığına göre çok heyecanlıydı.
Haces que cabalgando las vías suene tan excitante.
Yani çok heyecanlıydım.
Digo, era tan excitante.
Çok heyecanlıydı.
Parecía emocionado.
Çok heyecanlıydı değil mi?
Estuvo muy emocionante, ¿ no?
Seçmeler hakkında bir şeyler dedi, çok heyecanlıydı.
Habló de una audición... está muy excitado...
" Hayatında önemli bir şey yaptığı için çok heyecanlıydı.
" Estaba entusiasmado por hacer algo importante con su vida.
- Çok heyecanlıydı.
- Fue realmente emocionante.
Doğal olarak Alfred Amca'yı göreceğim için çok heyecanlıydım sadece Connecticut nerede bilmiyordum...
Naturalmente tenía muchas ganas de ver al tío Alfred.
Çok heyecanlıydı.
Fue emocionante.
Çok sakin bir çocuk. Oysa sen ne kadar heyecanlıydın, sanki seçmelere giren sendin.
Me hacía sentir... no sé qué, y ella... estaba nerviosa y emocionada como si hiciera la prueba ella.
Çok gergindim, o kadar gergin ve heyecanlıydım ki buza cin döktükten sonra cini boşaltıp vermutla doldurdum.
Yo estaba tan nerviosa que vertí la ginebra en el hielo entonces vacié la ginebra y agregué el vermut.
Hildegaard çözümlediğiniz işleri bana çok sık okurdu ama ben onu engelledim. Çok fazla heyecanlıydılar : uykumu kaçırıyorlardı.
Antes me leían sus casos en el periódico pero ya no porque esa literatura me mantiene despierta y necesito lo que sigo llamando mi sueño de belleza.
Yakında olacak evliliği hakkında çok heyecanlı konuştu. Ama bence bu fazla heyecanlıydı.
Ella habló con entusiasmo de su próximo matrimonio pero se me hizo demasiado entusiasta...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]