English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Ama bu doğru değil

Ama bu doğru değil traduction Français

660 traduction parallèle
Ama bu doğru değil.
C'est faux!
Ama bu doğru değil, biliyorsun. Bir iş kadını olman zaten kötü ve...
Une femme commerçante, c'est déjà regrettable, mais ça!
- Ama bu doğru değil.
- Mais ce n'est pas vrai.
Genç olduğum için kendimi kontrol edebilirim sandım ama bu doğru değil.
Je croyais que mon âge me permettait de me dominer, mais c'est faux.
Ama bu doğru değil mi? Bunu kabul etmememiz bizi iki yüzlü yapmaz mı?
Ne serait-ce pas de l'hypocrisie que le nier?
Ama bu doğru değil.
Mais c'est faux.
Ama bu doğru değil.
Ce n'est pas vrai.
Ama bu doğru değil!
Je ne l'ai pas tué!
Evet. Ama bu doğru değil.
Ce n'est pas vrai.
Onlarla birlikte yıllardır yaşadığın için seni sevdiğini düşünüyorlar. Ama bu doğru değil.
Après des années, on pourrait croire qu'ils vous aiment mais ce n'est pas vrai.
Kocam buna inanıyor ama bu doğru değil.
Je sais que mon mari croit cela, mais ce n'est pas vrai.
Ama bu doğru değil. Gerçi sende hoşuma gitmeyen birkaç şey var.
- Certaines choses me déplaisent.
ama bu doğru değil.
Mais ce n'est pas vrai.
Üzgünüm ama bu doğru değil.
Pardonnez-moi, ce n'est pas correct.
- Ama bu doğru değil.
- C'est faux! Tu penses...
Böyle doğduğuma, elimden bir şey gelmeyeceğine... inanmaya çalıştım, ama bu doğru değil.
Je croyais que j'étais né mauvais, que je n'y pouvais rien. C'est faux.
Bana boşandığını söylemişti, ama bu doğru değil.
Il disait être divorcé, je vois que c'est faux.
Micah, sana kendi yolunu bulman için izin verdim, ama bu doğru değil, sana söylüyorum...
Micah, je t'ai permis de faire ce que bon te semblait, mais pas cette fois, je t'ordonne...
Ama bu doğru değil. Üç kere gittim.
Mais c'est bien trois fois que j'y suis allée.
Ama bu doğru değil!
C'est faux.
Ama bu doğru değil, çünkü aslında bunu kendisi için yapıyor.
Ce n'est pas bien, car en réalité, je l'ai fait pour moi.
Ama bu doğru değil, Dave.
Ce n'est pas vrai.
- Ama bu doğru değil.
- C'est une erreur!
- İstiyorsan seninle gelebilirim, ama bu doğru değil.
Volontiers, mais tu as tort.
Onlarla işbirliği yaptığımı sanıyorlar ama bu doğru değil.
Ils pensent que je travaille avec eux ; mais c'est faux, Reggie.
Ama bu doğru değil.
Ce n'est pas le cas.
- Ama bu doğru değil.
- Mais non, c'est faux.
Ama bu doğru değil mi? Gerçekler dikkatimizi dağıtır ve bizi alçaltır.
La réalité... ne fait que nous détourner de l'idéal, et nous avilir
Bu doğru. Her kuş bir yuva yapabilir, ama herkes yumurtlayamaz değil mi, Ollie?
Exactement, tous les oiseaux savent construire leur nid, mais tout le monde ne sait pas pondre un oeuf.
- Bu doğru değil. - Ama Alice...
Ce n'est pas vrai!
Bu nasıl başladı bilmiyorum ama duyduğunuz şey doğru değil.
Je n'ai idée de comment tout a commencé, mais ce qu'on vous a dit n'est pas vrai.
Biliyorum, ama bu hiç doğru değil. İsmimizi kendimiz duyurabiliriz.
Nous avons notre réputation.
Bu doğru değil ama. Batıl inanç.
Mais c'est faux, c'est une croyance stupide.
Ama bu doğru, değil mi? Değil mi?
C'est vrai, n'est-ce pas?
ama bu üç adamı bir haziran öğleden sonrasında astığınız doğru değil mi?
Mais n'avez-vous pas pendu ces hommes, sans jugement?
Ama sence bu doğru çözüm değil, öyle mi?
Ce n'est pas une solution, hein?
Oldukça doğru, ama ilaç için taze bitkiler bulmamız gerekiyor. Saptan geriye kalanlar sadece bu değil!
C'est vrai, mais pour obtenir cette guérison, il nous faudra des plantes fraîches, pas le bout d'une tige seulement!
Ama doğru değil bu.
Ce serait un mensonge.
Ama yok. Doğru ama bu bir trajedi değil. İçi hep fakir kalmıştır.
ce n'est pas une tragédie. il ne cherche pas à s'en échapper.
Tek başına. Tek başına! Bu hiç mantıklı değil, ama doğru olmalı.
C'est incroyable, mais sûrement vrai.
Ama bu doğru, değil mi?
Mais c'est pourtant vrai!
Doğru ama konumuz bu değil.
Mais hors de propos.
- Ama bu doğru değil.
Mes messagers annoncent partout que l'armée de Sparte est en marche vers le nord. - Ce n'est pas vrai!
Ama bu doğru değil.
Mais c'est faux!
Bu genç bayanın davetkâr bakışlarla bana baktığını çeşitli kereler fark ettim. Ama bu nahoş teşebbüsleri geri püskürttüm. Doğru değil bu!
À plusieurs reprises j'avais remarqué certaines attitudes, regards invitants de la demoiselle ici présente, à mon grand embarras.
Taylor bu mülke sahip olabilir, ama buraya tel çekmesi doğru değil.
Taylor possède ces lots, mais ne peut les clôturer.
- Ama, bu doğru değil ki!
C'est pas vrai!
Roscoe dedi ki, ben hoşlanıyorum diye senin de benden hoşlanman şart değil ve bu doğru ama...
Roscoe m'a dit que ce n'est pas parce que vous me plaisez que je vous plairai.
Neyse, bu doğru değil ama.
Ça se fait pas, un point c'est tout.
Ama biliyorsun Tanrım ve ben de biliyorum ki bu doğru değil.
Mais ce n'est pas vrai.
Ama bu... Bu doğru değil!
Mais ça, ce n'est pas bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]