Ama bu haksızlık traduction Français
206 traduction parallèle
Ama bu haksızlık.
Mais c'est injuste.
- Teşekkürler. Ama bu haksızlık olur. Sana âşık değilim ki ben.
Mais ce ne serait pas bien, je ne vous aime pas.
Toz ol. Ama bu haksızlık.
- C'est injuste- -
Ama bu haksızlık, Campbell.
Mais c'est injuste, Campbell.
Ama bu haksızlık.
Ce n'est pas très fair-play.
Ama bu haksızlık.
Ce n'est vraiment pas juste!
Ama bu haksızlık, herkes bizim hatamızmış gibi davranıyor, sanki bizi suçluyorlar.
C'est pas juste, on dit que c'est de notre faute.
Ama bu haksızlık, o bana kötü davrandı.
Ce monsieur a été grossier.
Ama bu haksızlık.
C'est injuste.
Ama bu haksızlık.
Mais ce n'est pas juste.
Ama bu haksızlık.
C'est pas juste.
Ama bu haksızlık.
Ce serait pas juste.
Ama bu haksızlık!
Tu es injuste!
Ama bu haksızlık.
Mais c'était injuste.
İkisi de ceza aldı ama bu haksızlık. Çünkü Shawn başlatmıştı.
Ils sont tous les deux en colle, pourtant c'est Shawn qui a commencé.
Ama bu haksızlık!
Mais c'est pas juste.
Ama bu haksızlık. Beni isteğimin dışında tutamazsınız.
Vous ne pouvez pas me retenir contre ma volonté.
Ama bu haksızlık.
Ce n'est pas juste.
Kalkıp, gördüğü ilk adamı hasta mı etti? Ama bu haksızlık.
Il se réveille et contamine le premier mec sur son chemin?
Ama bu haksızlık!
C'est injuste.
- Ama bu haksızlık olmaz mı?
Mais ce ne serait pas juste!
Ama bu haksızlık. Çünkü Tim beni görebiliyor. Ama ben onu göremiyorum.
C'est injuste, Tim me voit et pas moi... alors rends-moi un service, dis-moi ce qu'il dit.
Ama bu haksızlık.
Tu es vraiment injuste.
Ama bu haksızlık Lois.
C'est pas juste, Loïs.
Bu haksızlık Fanny. Hadi ama lütfen.
Ce n'est pas très élégant.
Ama bu haksızlık.
J'ai promis de t'aimer, t'honorer, te protéger. Mais c'est injuste.
- Ama bu haksızlık!
- Ce n'est pas juste.
Ama Michael, bu haksızlık olur.
Mais ce n'est pas juste.
- Ama bu biraz haksızlık değil mi?
N'est-ce pas malhonnête de choisir cette profession?
Bu gerçekten haksızlık. Ev onun olabilir ama bu bizim odamız.
Il ne devrait pas venir ainsi dans notre chambre!
Ama imparatorluk ve imparator dünyayı acı ve umutsuzluğa boğan saldırganlık ve köleliği devam ettirirse, dünyaya açlık ve kölelikten başka şey sunmazsa, benim kralım bu haksızlıklara karşı gelecektir.
Mais si l'empire et l'empereur continuent leurs agressions et l'esclavagisme, qui font régner l'horreur et le désespoir, s'il ne reste plus que les chaînes et la faim, alors mon roi fera tout pour réparer le mal.
Bu haksızlık ama.
C'est pas juste.
Ama David'i Kıbrıs'ta bu kadar uzun tutmaları haksızlık.
Ce n'est pas juste de laisser David à Chypre si longtemps.
Bize haksızlık ediyorsunuz ama bu anlaşılabilir bir durum.
Faites-nous grâce de tenir cela pour allant de soi,
- Ama haksızlık bu.
Joe m'en a pas parlé. C'est pas Juste, non?
Ama haksızlık bu, Averell. Haksızlık.
C'est pas juste, Averell, c'est pas juste.
Ama haksızlık hissi öznel olsa da, bu gerekliydi.
Mais il le fallait bien même si le sentiment d'injustice était subjectif...
Ama, bu haksızlık.
- C'est pas normal.
- Bu haksızlık ama.
- C'est pas juste, ça.
Hayır, ama bire yüz, bu haksızlık.
"Alerte rouge" Non, mais à 1 000 contre 1- - c'est injuste.
Ama bu haksızlık.
Ça, c'est vache!
İşte bu yüzden bugün ambarda..... bu işi çabucak yapıp kurtulmak istedim. Hayır ama sana da haksızlık.
- Toi non plus.
Kadınlar bebek yüzlü erkeklere bayılıyor ama bu John'a haksızlık olur.
Les femmes aiment les hommes enfants.
Bak, sana haksızlık olduğunu biliyorum. Ve ikimiz için de tehlikeli. Ama bu bebeği istiyorum.
C'est dangereux pour nous deux, mais je veux mon bébé.
Haksızlık, ama durum bu.
Ce n'est pas juste, mais c'est comme ça.
Ama ilişkilerimizi programımıza göre ayarlamalı, haksızlık yaratarak bu avantajımızı asla kullanmamalıyız.
Mais on doit draguer à la Clark Kent sans se servir de notre avantage.
Bu haksızlık olabilir ama, öyle görüyorum.
C'est peut-être injuste de ma part.
Evet, haksızlık ama bu senin suçun değil.
C'est pas ta faute.
Teşekkürler, çok naziksin Barone. Ama bu Ally'ye haksızlık olur, değil mi?
Merci, c'est vraiment gentil de ta part, Barone.
Ama anneleri bu gece burada olmayan çocuklara haksızlık olmaz mı?
Ce serait injuste pour les autres élèves dont les mères ne sont pas ici.
Ama bu haksızlık.
C'est de la mauvaise foi.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23