English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Ama bu mümkün değil

Ama bu mümkün değil traduction Français

243 traduction parallèle
Ama bu mümkün değil.
C'est intolérable!
Ama bu mümkün değil.
C'est impossible.
Ama bu mümkün değil. Beş dakika sonra yemeğe oturacağız.
Mais nous dînons dans cinq minutes.
! Ama bu mümkün değil!
Impossible.
- Ama bu mümkün değil.
C'est impossible.
Ama bu mümkün değil!
C'est impossible.
Ama bu mümkün değil. Bir yıldır görüşmediler.
Ils ne se sont pas vus depuis un an.
Ona göre önemli olan tek şey evlilik. Ama bu mümkün değil.
Avec elle, ce serait le mariage ou rien, et c'est hors de question.
Ama bu mümkün değil ki.
Ce n'est pas possible.
Aşkım, senin yanında tüm acılarını paylaşmak isterim... ama bu mümkün değil.
Mon amour, je voudrais partager tes peines, mais c'est impossible.
- Evet, albay, ama bu mümkün değil.
- Oui, mon colonel, mais c'est impossible.
Ama bu mümkün değil.
- Mais ce n'est pas possible.
Ama bu mümkün değil. Şu anda odasında yazı yazıyor.
- Mais il est dans son bureau!
Ama bu mümkün değil. Ruhun olmadan öyle olamazsın.
Cela vous est impossible sans votre âme.
Haklı olabilirsin ama bu mümkün değil.
Tu as peut-être raison, mais comme ça : Impossible.
- Ama bu mümkün değil.
- C'est impossible.
- Ama bu mümkün değil.
- Non, c'est impossible.
Ama bu mümkün değil,
C'est impossible.
Özür dilerim ama bu mümkün değil.
Je regrette, c'est impossible
Ama bu mümkün değil.
Mais c'est impossible.
İyi ama bu mümkün değil çünkü yokuşu ters bir şekilde geri vitesle çıktım.
- Impossible! Je suis même remonté en marche arrière. Tu me fais marcher.
Ama bu mümkün değil.
Vous ne pouvez pas retenir le barrage.
Ama bu mümkün değil, Bart. Artık burada değil.
Ce n'est pas possible, Bart. il n'est plus parmi nous.
Üzgünüm ama bu mümkün değil.
Ce n'est pas possible.
Evet, ama bu mümkün değil.
Si, mais c'est impossible.
Yine burada yaşayabilseydim keşke. Ama bu mümkün değil.
Ça me donne envie de rentrer pour de bon, mais ce serait problématique.
- Genç bayan yemeğini benimle yiyecek. - Ah, ama bu mümkün değil.
- C'est impossible.
Maximilian mümkün değil ama bu bizim... salak.
Maximilien, ça paraît impossible, mais c'est notre idiot!
Ama bu şekilde değil,... nereye dönsek insan var, seninle yalnız kalmanın mümkün olmadığı bir vakitte.
Mais pas comme ça... Entourée de gens, sans être seule avec toi.
Emin olmam mümkün değil tabi, ama bu sadece bir teorem.
Je ne suis sûr de rien, il ne s'agit bien sûr que d'une hypothèse.
Seçmenlere her şeyi anlatmak lazım. Ama maalesef bu mümkün değil.
On devrait pouvoir tout expliquer aux électeurs, mais c'est pas possible.
Ama bu dediğiniz mümkün değil, siz, ama siz, bakın... - İmzamı istemediniz mi?
C'est pas possible... écoutez vous avez voulu ma signature?
Üzgünüm ama, bu mümkün değil.
Mais c'est pas possible!
Keşke size ne olacağına ben karar verebilseydim. Ama bu mümkün değil.
Je voudrais pouvoir décider de votre sort, mais...
Ama burada kendimi hiç telaşa sokmuyorum..... çünkü 81'deki bir depoda çıkan yangının bizi bu katta etkilemesi mümkün değil.
Mais en ce qui me concerne, je ne vais pas gâcher ma soirée parce qu'un feu déclaré au 81, n'a aucune chance d'arriver ici.
Ama bana sorarsan, bu pek mümkün değil!
Personnellement, je doute que ça marche.
Ama şu an için bu mümkün değil.
Mais ce n'est pas possible.
Beavis arkadaş seçiminde ayırımcı değildi ama evlilik, bu tip bir kadınla Buna inanmam mümkün değil kesin araştırma yapılsın Habişon
Bevis n'a jamais su choisir ses fré quentations. Mais de là à é pouser une femme pareille! Je ne peux le croire!
Ama bu işin iyi bitmesi mümkün değil.
Mais ça peut finir que tres mal j'crois.
Bu konudaki sorumluluğunu inkar etmek mümkün değil, ama silahları sen kullandın.
Enterprise, ici Picard. Remontez les enfants. - Attendez.
Hayır, bu mümkün değil..... ama beni çok zarara soktun.
Je ne crois pas. Vous avez l'avantage de savoir mon nom.
Bu mümkün, ama yine de mümkün değil.
C'est possible et en même temps, c'est impossible.
Bu olasılık mümkün, ama Gosheven bunun için hazırlanmaya istekli değil.
C'est plus que certain, mais Gosheven refuse de se préparer au pire.
Ama bu zombi ışıklarının altında güzel görünmek mümkün değil.
Mais personne n'est beau sous ces néons.
İhbarı kimin yaptığını belki 20 yıl sonra sorarak ABD hükümetinden öğrenmek mümkün olacaktır. Ama şu an değil. Bu kitapta bunu bilemeyeceğiz.
Dans 20 ans, le gouvernement US me dira peut-être qui, mais pas maintenant, pas dans ce livre.
Bu kadar heyecan verici bir yalın açgözlülük gösterisini bölmekten nefret ediyorum ama bu istasyonun yok oluşuna doğru savrulduğu hakkında sizi uyarmak benim tek hakkım ve satın aldıklarınızdan zevk alacak kadar hayatta kalmanız pek mümkün değil.
Je suis navré d'interrompre un tel étalage d'avarice, mais il est de mon devoir de vous avertir que cette station court à sa perte et que vous ne survivrez probablement pas à vos fabuleux achats.
Ama ben size sadece beni etkileyen ya da merakımı celbeden filmlerden bahsedeceğim. Bu konuda nesnel olmak mümkün değil.
Peu à peu, je découvrais des films moins connus et parfois, ils étaient plus inspirants que les films prestigieux qu'on couvrait d'éloges.
Olası değil ama Dominyon teknolojisi ile, sanırım bu mümkün olabilir.
Ça m'étonnerait. Mais avec la technologie du Dominion, pourquoi pas?
Carey'in planına göre bu mümkün değil, ama benimkine göre mümkün.
Carey ne pouvait pas le faire, moi si.
Kukla dolgunun prototipi bu. ama insan zihni ve ruhunu sayısallaştırmak mümkün değil.
C'est un prototype de la Dummy plug contenant la personnalité de Rei. Mais une âme ou un coeur ne peuvent être digitalisés...
Özür dilerim, ama bu ömürde tamamlanmış bir salon istiyorsanız bütün solucanları kurtarabilmemiz mümkün değil.
Je suis désolé, mais il n'est pas possible de sauver tous les vers... pas si vous voulez que votre théatre soit fini à temps.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]