English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ K ] / Kapat onu

Kapat onu traduction Français

507 traduction parallèle
Kapat onu! Rose, panel orada. Tüm düğmeleri sağa çevir!
Rose, ce panneau à gauche, tourne les commandes vers la droite.
Hey, kapat onu!
Coupez ça!
Kapat onu!
Coupez!
Kapat onu, lütfen. "
"Fais disparaître ça, s'il te plaît."
Wolfe ve Smith göstergesi 160'ın üzerine çıkarsa... - hemen kapat onu.
Et si l'indicateur monte plus haut que 60, tourne...
Kapat onu.
Refermez-la.
Hadi, kapat onu!
Recousez-la!
Onu en yüksek pagodaya kapatın!
" Emmenez-le dans la pagode la plus haute!
Yolu kapatın ve onu dışarı çıkmaya zorlayın. Alo?
Bloque la rue et fais-le sortir de là.
Kendine gelene kadar onu güvenli bir yere kapat.
Enferme-le jusqu'à ce qu'il se réveille.
Genç ve neşeli kalırdım Onu fermuarla kapatırdım
Comme s'il était en or Je l'enfermerais quandje dors.
- Ben onu kapatırım!
Je vais lui tordre le cou!
Sybil, onu kapatır mısın?
Sybil, veux-tu éteindre?
Pazarlık yok. Onu kapatın.
Rien à faire.
Kapatın onu. Bu şok formülü insanları gerçek hayata döndürüyorsa, Elwood'un dönmesini isteriz.
Si cette formule ramène les gens à la réalité, donnez-la-lui.
Olaf, onu yukarı çıkar. Benim odama kapat.
Olaf, montez-la et enfermez-la dans ma chambre.
Bağla onu. Ağzını da kapat.
Attachez-la!
Kapat onu!
Eteins ça!
Sonunda onu yedi ve akıl hastanesine kapatıldı.
A la fin, il l'a mangée. On a dû l'enfermer.
Gözlerini kapatırsan onu yakalayamazsın.
Tu ne peux rien rattraper!
Çeneni kapat. Ben onu hallederim.
Moi, je vais lui faire dire la vérité.
İçeri girip kapatın onu.
Entrez et éteignez-le.
Gözlerimi kapatırsam onu hala gerçekmiş gibi görebiliyorum.
Je m'en souviens parfaitement bien.
- Kapat çeneni. - Onu Bayan Lucy'ye söyle sen.
Toi, tu as envie de t'amuser?
Onu da kapat.
Debranche ça, aussi.
Onu her gördüğümüzde sesi kapatıp onun hakkında kaba şeyler söyleriz.
On coupe le son pour dire des obscénités
Dokichi, onu ambara kapatın.
Dokichi, mets-la dans la réserve.
- Kapatın onu o zaman.
- Consignez-le à ses quartiers!
Onu kapatın.
Enfermez-le.
Onu getirip bilgi veren sen değil misin? Kapıyı kapatıp biraz bekler misin Chiz?
Ferme la porte, Chiz.
Artık her ne yapıyorsan, onu kapat!
Quoi que vous fassiez, arrêtez!
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
On bat le pavé de Londres Sans savoir ce qu'on trouvera Il y a les poches ouvertes Sur le derrière des passants Si on veut bien prendre ce qui vient
Birkaç saat içinde kar onu kapatır.
La neige le recouvrira dans quelques heures.
Şimdi onu geri itin. Ve kutuyu kapatın.
Repliez-la maintenant, et fermez le poudrier.
Onu pruvaya kapatın.
Enfermez-le au rostrum.
Onu bir yere kapatıp beni de gönderseniz?
Pourquoi ne l'enfermez-vous pas et je pourrai repartir?
Ve sen sen Texas'dan buraya kadar geldin ve onu kapatıyorsun.
Et vous... vous arrivez du Texas pour le fermer.
Onu aşağıya götürün ve Bay Bond'un yanına kapatın.
Emmenez-la et enfermez-la avec M. Bond.
Ama belki de her gece kapıyı kapatıp çekip gitmesindendir. Ve düşünüyorum acaba onu son kez mi görüyorum?
Ou peut-être est-ce quand je le vois partir le soir... je me demande... si c'est la dernière fois que je le vois.
Önce panjurları kapatıyorlar, şimdi de onu gönderiyorlar.
Ils ferment les volets, ils la renvoient.
Şemsiyeyi kapatıyorlar, onu şöyle bir sallıyorlar, ve onu yaslayacakları bir yer buluyorlar.
Ils ferment le parapluie, le secouent, comme ceci, et l'appuient contre quelque chose.
- Onu da kiliseye kapat.
Et enferme le dans l'église.
Elini bir çekmecenin içine sokuyorlar sonra biri tekmeyle onu kapatıyor.
Ils te mettent la main dans un tiroir... Et quelqu'un le ferme d'un coup de pied sec.
Elini bir çekmeceye sokuyorlar ve biri tekmesiyle onu kapatıyor.
Ils vous mettent la main dans un tiroir. Et quelqu'un le ferme d'un bon coup de pied.
Kapat onu!
Des ampoules éclatent. Coupez, allez, vite.
Kapatın onu!
Bouche-le.
Onu kapatıp buradan gitsen iyi olur.
Coupe ça, et fous le camp!
Kafamda onu cenazemde tam tabutum kapatılırken iki kumaş örneği fırlatıp "Hangisini beğendin?" diye bağırırken canlandırıyorum.
Je me fais une image de mes funérailles et quand on ferme mon cercueil... elle arrive avec deux échantillons de tissus et demande lequel fait mieux.
Onu kapat!
Ferme la baie vitrée.
Derek, oraya gidip, Kapat onu.
Derek, mets-toi là-bas.
Onu bir revire kapatıp etrafta böyle dolaşmasına izin vermeliler. Bu arada ne iş yapıyor?
Faudrait l'envoyer en sanatorium, à Beelitz... ll fait quoi, au fait?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]