Gösterecegim traduction Portugais
4,355 traduction parallèle
- Franklin'i çağır, bir şey göstereceğim.
Vai chamar o Franklin. Preciso de te mostrar uma coisa.
Size bir şey göstereceğim.
- Eu vou mostrar-te.
- O küçük kendini beğenmişe gününü göstereceğim.
Eu vou limpar o chão com aquele sabe tudo. Sim, claro que vais, Grandalhão
Sana yol göstereceğim fakat ruhunun parçalarını bir kenara koymalısın ve bütün korkulara karşı kendini toplamalısın.
Vou te guiar, mas deves colocar de lado toda a divisão do espírito... e recolhe a tua alma contra todo o medo.
Sana bir şey göstereceğim.
Vou mostrar-te uma coisa.
Dedin ki "Buradan bak sana geleceği göstereceğim."
Disseste, "Olha por aqui, e mostrar-te-ei o futuro."
- Size kaptanı göstereceğim.
- Eu já o mostrei.
Size kaptanı göstereceğim.
Eu mostrei o Capitão.
- Gel, sana bir şey göstereceğim.
Entra, quero que vejas uma coisa.
Sana cesaret nedir göstereceğim!
Vou mostrar-te a coragem!
Plano Lisesi'ndeki arkadaşlarına, "Hey, bana emir veremezsiniz." Avrupalı bisikletçilere, "Hepinizi alt edeceğim, patronun kim olduğunu göstereceğim."
Aos miúdos do Liceu de Plano : "Não mandam em mim." Aos ciclistas europeus :
Şu adama gününü göstereceğim.
Vou obrigar este tipo a comer a própria pila.
- Gel, sana bir şey göstereceğim.
- Vem, quero mostrar-te uma coisa.
Bak sana bir şey göstereceğim, seni şişko pislik.
Sabes que mais, vou mostrar-te uma coisa, seu merdoso balofo!
Sana memeyi göstereceğim!
Eu dou-te o par de mamas!
Sana göstereceğim. Gel.
- Eu mostro-lhe, venha comigo.
- Evet, tabii. Bu adama oğlunu göstereceğim.
Vou levar este homem a ver o filho.
Başındaki şeyi yerinden söküp nasıl kel bir sahtekar olduğunu cümle aleme göstereceğim.
Vou arrancar-te isso da cabeça e mostrar a todos a pessoa falsa e careca que tu és.
Yolculuğun sonuna kadar size yol göstereceğim.
Eu guiá-lo-ei até ao fim da viagem.
- Bekle bakalım, göstereceğim sana.
Fica aí!
Aslında sana göstereceğim bir şey var.
Por acaso, há uma coisa que te quero mostrar.
Farklı bir açıdan göstereceğim.
- Tenho de apresentá-las depois.
Sana yolu göstereceğim.
Eu mostro te o caminho.
Sana bir şey göstereceğim.
Quero mostrar-lhe uma coisa.
Üç kerede tahmin edin, sonra size göstereceğim.
Adivinha três vezes que depois eu mostro-lhe.
Göstereceğim performansı Nelson'a adıyorum.
Quero dedicar esta performance para o Nelson.
Sana evin her yerini göstereceğim.
Tenho de te mostrar os cantos à casa.
Sana bazı resimler göstereceğim bir yandan da beyninin her resme verdiği tepkiyi inceleyeceğiz.
Vou mostrar-lhe umas imagens... enquanto escanerizamos a resposta gerada no seu cérebro por cada uma delas.
Sana başka bir şey göstereceğim.
Vou mostrar-te outra coisa.
Sana göstereceğim bir şey var!
Vem cá! Tenho uma coisa para te mostrar!
Tamam, şimdi sana yüzünü göstereceğim.
Está bem, deixe-me explicar acerca da tua cara.
Hayır, gidip bunu Saul'a göstereceğim. Anlaşma koparmaya çalışacağım.
Não, vou mostrar o disco ao Saul, para ver se fazemos negócio.
- Sana yuppi'yi göstereceğim şimdi.
- Vou mostrar-te o bingo.
Şirine, gel, sana bir şey göstereceğim.
Hackus.
Herşeyini çaldım ve hepsini herkese göstereceğim.
Roubei as tuas cenas todas e só tenho estes ténis para mostrar.
Sana tatlıyı göstereceğim.
Eu vou-te dar a sobremesa, sua....!
Şimdi size çok hoş bir şey göstereceğim.
E estou desejosa de lhes mostrar isto.
Gel hadi, sana güzel şeyleri göstereceğim.
Vamos, Vou-te mostrar as coisas boas.
Bekleyin, size bir şey göstereceğim.
Espere, já falo consigo.
Tezgahımızda nasıl hızla eriyecek, size göstereceğim.
Vai ser a nossa base, eu mostro-vos a rapidez com que isto se faz.
Şimdi ya pişmanlığımı göstereceğim ya da elimi eteğimi çekeceğim.
Agora terei de mostrar arrependimento ou serei renegada.
Bugün Floransa'ya silahının gücünü bahşedecek. Ben de ona kendi gücümü göstereceğim.
Hoje, dá o golpe dele a Florença... ou verá como é o meu.
Atlanta'da geçirdiğim zaman boyunca göstereceğim pek bir şey yok.
Não há muito para mostrar dos meus tempos em Atlanta.
Sana bir şey göstereceğim.
Tenho alguma coisa para te mostrar.
Buna tolerans göstereceğim ama bir hassasiyet olmana tolerans göstermeyeceğim.
Tolerarei isso, mas não tolerarei que vos torneis uma vulnerabilidade.
Size o boktan canavarları göstereceğim.
Eu mostro-te a porra de um monstro.
Sana boku göstereceğim.
Eu mostro-te a merda.
Sana bir şey göstereceğim.
Quero mostrar-te uma coisa.
Göstereceğim sana orospu!
Já vais ver, minha puta!
Bu konuda Avatar'ın isteklerine saygı göstereceğim.
Neste caso, vou respeitar o desejo do Avatar.
Benim adım Wan ve sana nasıl ilk Avatar olduğumu göstereceğim.
O meu nome é Wan, e vou mostrar-te como me tornei o primeiro Avatar.
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göstereyim mi 21