Kurtarın onu traduction Portugais
192 traduction parallèle
Kurtarın onu. Köleniz olurum.
Serei sua escrava.
Kurtarın onu!
Ajudem-na!
- Kurtarın onu!
- Salve-o!
Bu işten kurtarın onu.
No homicídio, pistas, pormenores.
Yapısal bütünlüğü bozuluyor. - Parçalanıyor. - Kurtarın onu Mr O'Brien.
Há um rumor de que o Chefe O'Brien e a esposa estão com problemas.
Kurtarın onu!
Ajudem-no, por favor!
Yaşaması gerekiyor, kurtarın onu!
Ele tem de estar vivo. Salva-o!
- Hadi gidelim. - kurtarın onu.
Salve-a.
Kurtarın onu!
Salvem-na.
Kurtarın onu!
Tira-o dali!
Kurtarın onu!
Tira-me daqui!
Kurtarın onu, yalvarırım!
Salva-o, por favor!
Vakaya siz baksaydınız onu kurtarırdınız diye düşünmüştüm.
Achei que se investigasse o caso pudesse ilibá-lo.
Yeter ki onu kurtarın!
Apenas salve-o.
Eğer onu kurtarırsam, yardımınıza ihtiyacım olacak.
Se salvá-lo, vou precisar da sua ajuda.
Hey, Bart, önce Kimbrough'un canını parayla kurtarıp sonra da onu kızıyla evlendirmek isteyen bu naçizane babadan hoşlanıyor musun?
Bart, o pai oferecendo dinheiro para salvar a pele de Kimbrough, para que sua filha possa casar-se com ele.
Baskını yapar yapmaz hemen onu kurtarın yoksa onu öldürürler.
Assim que atacarem, resgatem-no rapidamente, ou eles matá-lo-ão.
Ama nasıl paçasını kurtarıyor, ben onu merak ediyorum.
Mas como ele consegue isto? Isso gostava eu de saber.
Tanrı onu kutsasın ve tanrıdan onun kurtarıcısına ödül olsun.
Este deverá receber a bênção do Criador e a recompensa vinda de Deus seu Salvador.
Onu öldür ve canını kurtar.
Mate-o e você se salvará.
Onu kurtarın, bırakın beni öldürsün!
Libertem-na e eu deixo que ele me mate.
Bugün onu bir hayat kurtarırken izledim ve bunun için kendi hayatını riske attı.
Vi-a salvar uma vida hoje... pondo em risco a dela.
Herkes kendisini boğacağından korkuyor bu yüzden onu dışarı atıp hayatını kurtarıyorlar.
Claro, todos pensam que se quer afogar e mandam-no embora, salvam-no.
Beş numaranın bir duvarın içinden daldığını, kızı yakalayıp... Galiba onu kurtarıyordu... diğer duvardan dalıp kayıplara karıştı.
Vi o Número 5 atravessar uma parede, e pegar a garota... acho que ele estava a resgatando... atravessar outra parede e ir embora.
Yeter ki onu kurtarın.
Mas encontrem-na e salvem-na.
Onun parasını ödeyip onu buradan kurtarın.
Compra-lhe a saída.
Lütfen onu kurtarın.
- Por favor, ajudem-no.
Bunun onu mahvedeceğini düşünmüyor musun, seni kurtarıp kurtaramayacağını merak etmiyor musun?
Vai atormentá-Ia para sempre pensar se podia tê-lo salvo.
Yapa yalnız, o kuyunun içinde... onu kurtarıp kurtaramayacaklarını bilmeden.
Sozinho naquele poço, sem saber se iam salvá-lo.
Onun parasını ödeyip onu buradan kurtarın.
compra-lhe a saida.
Ya kötü adamın ardına düşersin ya onu kurtarırsın.
Vais correr atrás do bandido ou salvá-lo?
Lütfen onu kurtarın efendim
Aqueles policiais vão matá-lo!
Lütfen onu kurtarın efendim
Poupe-o. Perdeste toda a tua a arrogância, hein?
Onu kurtarın doktor.
- Fica com ele.
Onu oradan sağ salim kurtarırsın.
Olha.
Bir çok kişi önce birinin hayatını kurtarıp, sonra onu öldürmenin saçma olacağını düşünür.
Pensei que a maioria das pessoas concordaria que não é provável salvar a vida a uma pessoa para depois a matar.
Ben de senin kıçını kurtarırdım çünkü onu sonra da haklayabilirim.
Salvava-te a ti pois podia apanhá-la mais tarde.
Sen Lugia'nın şarkısını çal, ben gidip onu kurtarırım
Tu tens de tocar a canção do Lugia. Eu vou procurá-lo.
Eğer onu durdurabilirseniz bizi bu beladan kurtarırsınız.
Se você o tivesse denunciado, teria nos poupado muitos problemas.
Lütfen onu kurtarın.
Por favor, salvem-no.
Beni, onu öldürmek zahmetinden kurtarırsın.
Assim, escuso de o matar.
Bana bahşedilenler,... ona geçsin. Onu kurtarın.
A graça que me destes, passai-a para ele para que seja poupado.
Yani onu kurtarırsan eğer, kahraman olacağını mı düşünüyorsun?
Agora que tu pensas que se salvou, Deus sabe como, tu és um herói.
Gerçek hayatta onu hiç tanımadın ama Bilinçli Rüya'nda senin kurtarıcın oldu.
Mal a conhecia na vida real, mas no Sonho Lúcido ela era a sua salvadora.
Orada Morgan onu kurtarır Odin'e altın bir yüzük verir ve ölümsüzlük ve sonsuz gençlik bağışlar.
Lá, Morgana o resgata e lhe dá um anel de ouro garantindo-lhe imortalidade e eterna juventude.
Onu kurtarırsan, Sloane'un mesajını gördüğünü ve Sydney'i ortaya çıkarırsın.
Se fizeres isto... só vai provar que interceptaste o comunicado do Sloane, e a Sydney vai ser desmascarada.
Zannedersem, onu engelleseydin çok fazla insanı kurtarırdın.
Se o impedisse, salvarias muitas pessoas.
- Onu kurtarın!
- Salva-o!
Onu kurtarıp üsse rapor verin, Diana'ya söyleyin dosyayı kapatsın.
Libertem-no. Reportar à base. A Diana que feche o ficheiro.
Onu kurtarın.
Salve-a.
Diyelim ki o evdeyken yangın çıktı. Onu mu kurtarırsın ayakkabılarını mı?
Se ele estiver aqui... e houver um fogo e tiveres de decidir entre ele e os sapatos.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu buraya getir 82
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu buraya getir 82
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104