English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Onu bilmiyorum

Onu bilmiyorum traduction Portugais

2,125 traduction parallèle
Hayatında yerim var mı, onu bilmiyorum.
Não sei qual é o meu papel. Já acabámos?
Ablama nasıl söyleyeceğim onu bilmiyorum.
Estava só a pensar no que dizer à minha irmã.
İşte onu bilmiyorum.
- Isso, não sei.
Buluşsal ne demek onu bilmiyorum ben be.
Nem sei o que é heurística.
- İşte onu bilmiyorum.
Não a sei...
Gerçekten bilmiyorum ama sana onu buraya getirecek bir sürü yol söyleyebilirim.
De qualquer forma, tive problemas para o convencer a vir aqui.
Tamam, bak, ben bilmiyorum Söylemiştim ne bu adam ancak izinli değilsin bir daha onu görmek için
Ouve, não sei o que este tipo te disse, mas nunca mais o podes ver.
Değişmeni istemeye hakkım var mı onu da bilmiyorum.
Não sei se tenho o direito de te pedir que mudes.
Bilmiyorum onu bulabilirim dedim.
Não sei.
Orada kal. Kim olduğunu sanıyorsun bilmiyorum ihtiyar Maggie sana ne dedi onu da bilmiyorum ama yanlış adama bulaştın.
Não sei quem pensas que és, meu velho, não sei o que a Maggie lhe disse, mas está a meter-se com o tipo errado.
Bak, hamile olmak neye benziyor bilmiyorum yapabilir miyim onu da bilmiyorum.
Olha, não sei como engravidar vai ser, nem sequer sei se consigo.
Henüz onu da bilmiyorum.
Também ainda não sei isso.
Ve bunun hangisi olduğunu bilmiyorum Tabi onu takip etmiyorsak
Elas podem realmente viver nas profundezas do Ártico. É por isso que precisamos de si e do seu aparelho para rastreá-la.
Neye bulaştığını bilmiyorum ama bir taraf onu yakalayacaksa, FBI olacak.
Não sei no que se meteu, mas se for para prendê-lo, será o FBI a fazer isso.
bilmiyorum onu kontrol etmeye zaman bulamdım.
- Qual é o problema dela?
Aynen öyle. Ayrıca onu kırmak için ne yaptığını da bilmiyorum.
E eu não sei o que ele fez para o quebrar.
Onu içeriye ne aldı, bilmiyorum.
O meu rapaz... Não sei o que se passa com ele.
Kimin kartıydı onu bile bilmiyorum.
Nem sei de quem era o crachá.
bilmiyorum onu nerdeyse öldürecekti
- Sei lá. Ela quase o matou.
Alan 5-6 yaşındayken, tam bilmiyorum, odasına girdim ve onu, bir köpekle birlikte gördüm.
Imortal...
Doğrusu, geçen seneden bir Batman kıyafetim var ve yani eğer, bilmiyorum işte onu giyip mezecinin partisine uğramamı istersin diye.
Por acaso, até tenho um fato de Batman do ano passado, por isso, se quiser que... não sei que o vista e passe pela vossa festa, não me importo.
Onu neden seçtiler bilmiyorum.
Não sei porque a escolheram.
Peki kalp durumu nedir? Onu da bilmiyorum.
Como está a história do coração?
Tamam, belki de onu az seviyordunuz, bilmiyorum.
Ou se calhar você só gostava um pouco dele, não sei.
Onu yapabilir miyim bilmiyorum, dostum.
Não sei se posso fazer isso, cara.
Onu nasıl kaptın bilmiyorum.
Não sei como a conseguiste.
Rol yapabilir miyim, onu bile bilmiyorum Don.
Nem sequer sei se consigo representar, Don.
İşe yaradıkları tek şey Cornelia'yı yapmama yardım etmekti ve açıkçası bu konuda iyi mi oldu onu da bilmiyorum.
O único bem que fizeram foi ajudar a fazer a Cornelia, e nem sequer sei se podemos atribuir-lhes esse mérito.
Artık kadınlara nasıl kur yapılır onu bile bilmiyorum.
Já nem sei como engatar mulheres! Como é que fazes, que estratégia usas?
Onu geri çevirmek için bir yol bilmiyorum ben.
Não tenho forma de o recusar.
Yani bilet bulabilecek miyim onu bile bilmiyorum.
Nem sei se arranjo bilhete sequer.
- Onu bilmiyorum.
Não conheço essa.
Ama onu nerde kullanacağımı bilmiyorum.
Mas, não sei, quero utilizá-la de alguma forma.
Bilmiyorum Mike. Onu son arayan kişi sen olduğuna göre bunu senin söylemen gerek.
Não sei, Mike, vai ter que me dizer.
Bunlarla nasıl yürünür onu bile bilmiyorum.
Eu nem sequer penso que conseguiria andar nesses.
Yaptığım şey doğru mu onu da bilmiyorum çünkü gerçekten dibe batmış olmalıyım.
Nem sei se o que estou a fazer está certo. Devo ser mesmo avariada, sabes?
Öyle bir güçle herhangi birine güvenebilir miyim bilmiyorum ama onu burada tutarsak izleyebilirim ve onu kullanabiliriz.
Acho que não confio esse poder a ninguém, mas se o mantivermos aqui, posso vigiá-lo. Podemos usá-lo.
Onu biliyorum ama onu tanıyacak kadar bilmiyorum.
Eu sei quem é, mas não a conheço.
O ne demek onu bile bilmiyorum.
Nem sequer sei o que queres dizer com isso.
Ona ne yaptı ya da kadın mı onu terk etti bilmiyorum...
Não sei o que ele lhe fez ou se ela o deixou...
Onu buraya neden getirdiğimi bilmiyorum.
Nem sei porque a trouxe para cá.
Onu da mı bilmiyorum sanıyordun?
Julgava que eu não sabia?
Orada boru ve kumaştan oluşan bir şey vardı, onu çekip kopardım ve yere fırlattım. Bilmiyorum.
Tinham aquela cortina e arranquei-a e atirei-a para o chão.
Bak, Senin ne halt olduğunu bilmiyorum ama âdi herif bana ait olan bir şeyi çaldı. Ve onu hemen istiyorum.
Olha, eu não sei quem és tu... mas aquele filho da puta roubou-me uma coisa que me pertence, e eu quero esse imbecil agora.
Neden hâlâ varız, onu bile bilmiyorum.
Nem tenho ideia porque ainda estamos está aqui.
Ordudan mı ya da Amerikalılar mı onu bile bilmiyorum.
Não sei se eram do exército. Nem sequer sei se eram americanos.
Ancak aşağıda işler o kadar sarpa sardı ki, ben nereden başlasam onu bile bilmiyorum.
Está acontecendo uma merda aqui embaixo, que eu... eu não sei nem por onde começar.
Daha sonra gerçek numaramı yazdım, onu da buruşturdum ve bilmiyorum neredeyse on kez yazıp buruşturmuş olmalıyım.
Depois... depois escrevi o meu número verdadeiro. Amarrotei-o e não sei, devo ter feito isso dez vezes.
Buranın anahtarı var mı onu bile bilmiyorum.
Acho que nem sequer tenho a chave para isso.
Dunnan bununla onu mu, beni mi cezalandırıyor bilmiyorum.
Não sei se o Dunnan o quer castigar a ele ou a mim.
Bilmiyorum. Ben de onu bekliyorum.
Não sei, é disso que estou à espera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]