Sen öyle diyorsun traduction Russe
87 traduction parallèle
Ayrıntıları bilmiyorum, ama madem sen öyle diyorsun, kesin çok tatmin edici ve risksizdir.
Не знаю всех деталей, но если все так, то дело должно быть выгодное и безопасное.
Sen öyle diyorsun.
Ладно, как скажешь.
Sen öyle diyorsun, ben değil.
Вы так это назвали, не я.
Madem sen öyle diyorsun, galiba arkadan benzer görünüyoruz.
Мммм... Хочешь посмотреть?
Sen öyle diyorsun.
Так я и поверил.
- Sen öyle diyorsun diye mi?
- Потому что ты так сказал?
Sen öyle diyorsun ama polisler hiç de öyle konuşmuyor.
Это ты так говоришь. Но судя по словам полицейских, дело обстоит совершенно иначе.
- Sen öyle diyorsun.
- Ну да, он признается.
Evet, sen öyle diyorsun.
Это ты так говоришь.
Ne sırf sen öyle diyorsun diye buna inanayım mı?
И ты думаешь, я должен верить тому, что ты говоришь?
- Sen öyle diyorsun.
Ну конечно.
Tabii, sen öyle diyorsun. Sen...
По твоим словам.
Sen öyle diyorsun.
Вот значит как.
- Sen öyle diyorsun.
Так я тебе и поверила.
Sen öyle diyorsun.
Это Вы так думаете.
- Sen öyle diyorsun.
- Это твои слова.
- Sen öyle diyorsun.
Да, не то слово.
- Sen öyle diyorsun.
Ты сам сказал.
Sen öyle diyorsun.
Вы уже сказали.
Sen öyle diyorsun.
Я так и сказал.
Bir süredir öyle ama sen şimdi diyorsun.
а ты только заметила...
Ne diyorsun sen öyle?
Что ты сказала?
- Sen de kendine Budist diyorsun, öyle mi?
- И вы считаете себя буддистом?
Sezar'a baş kaldırıyorlar, Roma birliklerine karşı direniyorlar sonra vergilerini ödememekle kalmayıp bana ödenmiş vergileri de çalıyorlar ve sen buna önemsiz diyorsun, öyle mi?
Против Цезаря восстание. Римским легионам не повинуются. Мне не платят налоги.
Çocuklara öyle mi diyorsun sen?
Ты такое говоришь детям? Нет, нет!
Öyle erken doğmuş bir bebeğin ne diyorsun sen ona, küvöze alınması gerekir.
Такому ребенку придется долго доделываться... В этом, как его? ..
- Korktuğum için öyle davrandım. - Ne diyorsun sen?
Я вел себя так, потому что мне угрожали.
Öyle değil mi? Sen ne diyorsun?
Ты только что положил чёрный камень в свою чашу с выигранными камнями!
Sen şimdi diyorsun ki, gene aynı or.spu çocuğu beni yine halletsin, öyle mi?
И вы говорите мне, что... тот же самый сукин сын опять меня победит?
Öyle mi? Yani diyorsun ki, ben ne kadar nevrotik ve kendime güvensizsem, - sen beni o kadar çekici buluyorsun?
То есть ты имеешь ввиду, что чем я более нервный тем больше я нравлюсь тебе.
Madem sen de öyle diyorsun.
Чёрт возьми, если вы так считаете, то я соглашусь.
- Öyle diyorsun çünkü sen de...
Ты говоришь это только потому...
Ne diyorsun sen, ben öyle bir şey demedim.
Я этого не говорил.
Yani diyorsun ki, isteksiz davranan sen olsaydın o seni aldatırdı. Ve sana karşı isteksiz davrandığı halde sen onu aldatmayacaksın öyle mi?
То есть ты говоришь, что она могла бы изменить тебе, если её будут соблазнять, при этом тебя соблазняют, но ты не изменяешь ей?
Sen öyle diyorsun.
Как и ты.
Bak öyle sen de mi öyle diyorsun? Daha buralarda mısın, ahbap? Duydunuz değil mi bizimkini yerin dibinden?
Вы слышите, что вам он говорит?
Sen öyle diyorsun, ben değil.
Твои слова, не мои.
Bir Karanlık Rahibesi parşömeni alıp kaçtı üstelik aramızda saatlerce yol farkı var ve sen buna talih diyorsun, öyle mi?
Сестра Тьмы сбежала со свитком Она на часы впереди и ты говоришь что удачлив?
Sen öyle mi diyorsun?
Так вот как оно произносится?
Sen bir sinek kovalıyorsun ama bana salak diyorsun, öyle mi?
Значит ты гоняешься здесь за мухой, и, по-твоему, идиот здесь я.
- Sen buna öyle mi diyorsun? - Evet.
О, ты так это называешь?
Yani diyorsun ki bu, dalgaların üstünde mahalle savaşları yapan sörfçüler hakkında ve sen buna kısaca sörf savaşları adını veriyorsun, öyle mi?
Так вы говорите, это о сёрферах, устроивших войну из-за волн, и вы называете это - Войны сёрферов?
Yani sen diyorsun ki donutlar bizim için iyi, öyle mi? - Evet.
Значит, ты говоришь, что пончики полезны?
Sen ne diyorsun öyle?
О чем ты говоришь?
Yani sen diyorsun ki, o iki adamın öldürülmesinden kızı sorumlu öyle mi?
Так что ты говоришь мне, что убежден что дочь убила тех двоих мужчин?
Madem sen öyle diyorsun...
Если это то, что ты чувствуешь.
Sen de mi öyle diyorsun, Nurdan?
- Ты тоже так говоришь, Нурдан?
Yani sen diyorsun ki son 8 haftada 3 defa Emmy'i ziyarete gittin, ve kaçış bplanı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, öyle mi?
Вы говорите, что видели Эшли трижды за последние два месяца, и вы ничего не знали о том, что она собиралась сбежать?
- Sen öyle mi diyorsun? - Ha siktir!
Ты это так называешь?
Öyle diyorsun da Waki Mektebinden en son sen kalmıştın.
Я... Разве теперь это имеет значение?
Masum olduğunu hissetmiştim ve şimdi sen de öyle diyorsun.
Нет, это просто... это расстраивает. У меня было ощущение, что она не виновна, и сейчас ты это подтвердил.
sen öyle san 131
sen öyle diyorsan 53
sen öyle zannet 20
diyorsun 241
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
sen osun 16
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öyle diyorsan 53
sen öyle zannet 20
diyorsun 241
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
sen osun 16
sen oku 28
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen olduğunu biliyorum 29
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen ona bakma 16
sen öldün 179
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen olduğunu biliyorum 29
sen öleceksin 19
sen ölüsün 79
sen ona bakma 16
sen öldün 179