As are we tradutor Turco
6,136 parallel translation
You see, you and I both know that you are the mind behind the murder of Edwin Borstein, just as we both know that, as long as your student holds fast to her story, I will never be able to prove your guilt.
İkimizde Edwin Borstein'in ölümünün arkasındaki beynin siz olduğunu biliyoruz. Ayrıca ikimiz de öğrenciniz hikayesine bağlı kalırsa sizin suçluluğunuzu kanıtlayamayacağımı da biliyoruz.
As one of my ladies so that our children Can grow up to be as close as we are.
Leydilerimden biri olarak kal ki, çocuklarımız bizim gibi yakın büyüsün.
So here we are... mother, daughter trying to return to our native village far away.
Biz de buradayız... anne, ve kızı olarak asıl köyümüze dönmeye çalışıyoruz.
When we were first together, I told Lizzie I think Christmas jumpers are naff, so she bought me one as a joke.
İlk birlikteliğimizde Lizzie'ye Noel kazaklarını demode buluyorum dedim o yüzden bana şakasına bir tane aldı.
And we got no food, water or idea where we are, so if we're gonna die, I might as well say some stuff, so there.
Ayrıca, ne yemeğimiz ne suyumuz, ne de nerede olduğumuzla ilgili fikrimiz var.
Well, we have a tree right here, and as soon as it gets assembled, we are decorating it as a family.
Burada kısa sürede yapılması gereken bir ağaç ve aile dekorasyonu var.
- Claude, as royals, we are all at risk every day.
- Claude, kraliyet ailesi olarak, her gün risk altındayız.
No matter what we call it, some people out there may not like the idea of a church that ministers to the returned. But those of us gathered here today believe that the returned are no different than the living, that they deserve love and understanding and even forgiveness, as do we all.
İsmi önemli değil, bazıları geri dönenlerin başı çekmesi fikrinden hoşlanmayacaklar bugün burada toplananlar, geri dönenlerin yaşamdan farklı olmadığına sevgiyi, anlayışı ve bağışlanmayı hak ettiklerine inanıyor hepimiz gibi, bazılarınız topluluğumuzun içindeki bir kaç insanın etkilendiği bir hastalık hakkında sorular sordular.
Our colleagues are investigating them as we speak, but I'll quite happily recommend that the NYPD focus its attention entirely on you.
Su anda biz konusurken is arkadaslarimiz sorusturmaya devam ediyor, fakat NYPD'yi yonlendirmekte mutlu olurum tum dikkatlerinin tamamen senin uzerinde olmasini.
As far as we know, we humans are unique in the universe...
Bildiğimiz kadarıyla, biz insanlar evrende eşsiziz...
As far as we know, we humans are unique in the universe.
Bildiğimiz kadarıyla biz insanoğlu evrende yalnızız.
And we got our first hints of our planet's true place in the cosmos when this desire to see things as they are was combined with the city's most valuable commodity.
Nesneleri olduğu gibi görme arzusu, şehirdeki en değerli metayla birleşince gezegenimizin evrendeki gerçek yerine dair ilk işaretleri aldık.
As long as his books are read, his paintings admired, as long as our songs are sung, we may each of us live forever.
Kitapları okundukça, resimlerine hayran kalındıkça şarkılarımız söylendikçe her birimiz sonsuza dek yaşayabiliriz.
No. Uh, just, I'm fine as we are.
Hayır, böyle iyi.
Just as any Catholic subject, we are loyal to our king, our country.
Her Katolik vatandaş gibi, bizlerde krala ve ülkeye bağlıyız.
We are eager, as well.
Biz de onu istiyoruz.
We are not believable as a loving couple, And I think that's why miss mcmartin wasn't sure about us.
Birbirini seven bir çift olduğumuz inandırıcı değil ve bence bu yüzden, Bayan McMartin bizden emin olamadı.
The Inquisitor is on our trail, and as long as Ezra and I are on board the Ghost, we're jeopardizing Tseebo's escape.
Cezacı ensemizde ve ben ve Ezra Hayalet'te olduğumuz sürece Tseebo'nun kaçışını tehlikeye atıyoruz.
Seeing as we are all probably going to die today I suppose I better forgive you.
Görünen o ki muhtemelen bugün hepimiz öleceğiz sanırım en iyisi seni bağışlamak olacak.
As a team, there are rules we choose to ignore because the benefits promise to outweigh consequences.
Takım olarak göz ardı etmeyi seçtiğimiz kurallar vardır. Göz ardı etmemizin yararları, katlanmamız gereken sonuçlardan daha ağır basar.
We are. They want us, as people, out.
Evet, buradan gitmemizi istiyorlar.
What everyone is curious about is my relationship with that woman. You guys are curious if we got married because of the baby, and whether or not she really worked in general affairs as a contract worker for a law firm, right?
Hepiniz merak içindesiniz oradaki kadın ile bebek yüzünden mi evlendim ayrıca hukuk firmasında sözleşmeli eleman mı, değil mi?
We anticipated it, as you people are such clichés.
Bu türden klişe sözleri bekliyorduk.
Now as we are about to leave one another... let us have the strength....
Artık şimdi birbirimizden ayrılacağımız için bize güç ver...
As long as we are learning from our mistakes, we are safe.
Neyse hata yaptıkça öğreniriz, şimdilik güvendeyiz.
- You treat us as we are suff!
- Bize malmışız gibi davranıyorsun!
How are we going to get anything done with her as Speaker?
Sözcü o olursa nasıl istediğimizi yaptıracağız?
You think there's anyone else on Earth looking up at the sky and seeing as many stars as we are?
- Sence dünyada bizden başka böyle bir geceyi seyreden ve bu kadar çok yıldızı gören var mıdır?
The contracts are being finalized as we speak.
Konuştuğumuz gibi sözleşmeler tamamlanıyor.
Okay, Mom, we can't all be as beautiful as you are.
Tamam, anne, hepimiz senin kadar güzel olamayız.
We are the cause of a lot of those myths, but I promise my mother was just as human as you or I.
Çok sayıda efsanenin ortaya çıkmasının nedeniyiz ama inan annem, senin ve benim gibi insandı.
So these guys are doing the tough work, and we never hear about them. They're not household names.
Yani asıl zor işi bu insanlar yapıyor biz onları hiç duymuyoruz isimleri bir yerlere verilmiyor.
The question is, are we gonna do it fast enough?
Asıl soru, yeterince hızlı başarabilecek miyiz?
To be seen as we truly are.
Gerçek halimizle görünmek.
DVDs are being made as we speak.
Biz konuşurken DVD'ler hazırlanıyor.
Hey, I am sorry about that, but we do have what are known as protocols.
- Bunun için üzgünüm. Çünkü burada protokol denilen şeyler var.
When I was a boy... we were taught that we are stronger as a group.
Ben çocukken bize... bir grup olarak daha güçlü olacağımız öğretildi.
We have reasons to believe that there are allegations against as many as 87 priests in Boston.
Boston'da 87 kadar rahip ile ilgili suçlamalar olduğuna dair sebeplerimiz var.
As well intentioned as Bill's remarks are, I'm hoping we can keep this between us... until we all get on the same page.
Bill'in iyi niyetli yorumlarında olduğu gibi hepimiz aynı fikirde olana kadar bunu aramızda tutabileceğimizi umuyorum.
We have confirmed information that the communists are robbing the National Portuguese Bank as we speak.
Konuştuğumuz sırada komünistlerin Ulusal Portekiz Bankası'nı soyduğu haberini aldık.
Well, Frank, it's been wonderful catching up, but as we were fairly clear about the terms of your exile and the consequences of violating it, I have to ask what the hell are you doing here?
Frank, arayı kapatmamız çok güzeldi... ama sürgün şartların ve ihlal etme konusunda... çok açık olduğumuz için... sormam gerekiyor... burada ne işin var?
Sir, I must warn you we are overloading!
Efendim, ben sizi uyarmak gerekir Biz aşırı yük vardır!
Angela, I agree, we are at risk of being perceived as embarking on a shoot-to-kill policy.
Angela, sana katlıyorum, öldürme politikasına geçiyormuş gibi algılanma riskimiz var.
And if you are on the same path as we are, I may see you at dawn.
Şayet bizimle aynı yoldaysan da seninle şafakta görüşürüz zaten.
We know if four of the sides are equal to each other, the other two must be equal as well.
Biliyoruz ki dört yüzeyde eşit olursa.. .. kalan iki tarafta eşit olmak zorunda.
She is- - she is being forced into it, just as we are.
Bu işin içine tıpkı bizim gibi o da sürüklendi.
We are not only to endure patiently the troubles He sends, we are to regard them as gifts.
Gönderdiği sorunlara sadece katlanmak zorunda değilizdir onları birer lütuf olarak görmeliyiz.
As young thinglings, we are schooled in the wisdom of the universe.
Genç uzaylılar olarak, okulda yani, evrenin bilgeliğinde eğitim alırız.
As human beings we are free.
İnsanlık olarak, özgürüz.
It's just... They're different than we are, and that makes them as scared of us as we are of them.
Sadece bizden farklılar ve bu yüzden bizim gibi onlar da korkuyor.
They're different than we are, and that makes them as scared of us as we are of them.
Bizden farklılar ve bu yüzden bizim gibi onlar da korkuyor.
as are you 63
are we cool 65
are we there yet 168
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we clear 305
are we cool 65
are we there yet 168
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we clear 305
are we almost there 21
are we talking 20
are we close 22
are we alone 20
are we not 60
are we in trouble 37
are we gonna do this 24
are we done here 119
are we finished 39
are we agreed 33
are we talking 20
are we close 22
are we alone 20
are we not 60
are we in trouble 37
are we gonna do this 24
are we done here 119
are we finished 39
are we agreed 33