English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Didn't you say

Didn't you say tradutor Turco

9,159 parallel translation
Did your mom not just say, "If you didn't send these texts from your phone, who did?"
Annen az önce "Telefonundan bu mesajları sen atmadıysan, kim attı" mı dedi?
Well, why didn't you say that?
Ya, neden söylemedin en başta?
You say you didn't touch him?
- Ona dokunmadığınızı mı söylediniz?
Didn't your parents say you have a weak stomach or something?
Ailen senin kötü bir mide mi ne öyle bir şeyin olduğunu söylememişler miydi?
Your mama asks you to take out the trash, you do as she says, but you see a copperhead on the way out, you don't go back inside, say you didn't do nothing because all she asked was take out the trash.
Anne çöpü atmanı ister, dediğini yaparsın ama çıkarken bir çıngıraklı yılan görürsün. İçeri gidip, bir bok yapmadığını söylemezsin çünkü sadece çöpü atmanı istemiştir.
I'm gonna pretend you didn't say that.
Bu dediğini duymamış gibi yapacağım.
You know, you didn't have to do this alone. A lot of us would have liked to have had a chance to say goodbye.
Bunu tek başına yapman şart değildi.
Well, according to the report you filed, the last time you saw Chris, he told you he was going to spend a couple nights upstate with some college buddies, but his friends say they didn't have any plans with your husband.
Doldurduğunuz rapora göre Chris'i en son gördüğünüzde eski üniversite arkadaşlarıyla birkaç günü şehir dışında geçireceğini söylemiş. Ama arkadaşları eşinizle plan yapmadıklarını söyledi.
You didn't beat the alarm if you can't steal the car.
Eğer arabayı çalamazsan alarmı yenmiş sayılmazsın.
If I didn't know better, I'd say you were humoring me.
Seni tanımasam dalga geçtiğini zannedeceğim.
I am going to pretend that you didn't just say that.
Hiç söylememişsin gibi davranacağım.
You didn't say so.
Söylememiştin.
If I didn't know you better, hermano, I would say you have some form of allergy to my reptiles.
Eğer seni tanımasaydım, kardeş sürüngenlerime alerjin olduğunu düşünürdüm.
Didn't you say you were taking a few days off?
Birkaç gün ara verdiğinizi babana söylemedin mi?
Don't say i didn't warn you.
Beni uyarmadın deme.
- Why didn't you just say so?
- Öyle desene.
Didn't you say five minutes?
5 dakika dememiş miydin?
Didn't you say the Germans won't wait?
Almanlar beklemez demedin mi?
Didn't I say I'd get you in this grip?
Yiyeceksin bu kurt kapanını demedim mi?
Didn't you say, "Jess and Tom must go"?
"Jess ve Tom yok olmalı" demediniz mi?
I was instructed to take you to sensei but they didn't say anything about not hurting you.
Seni sensei'ye götürmemi emrettiler ama zarar verme diye bir şey söylemediler.
[Gord sighs] Well, why didn't you say anything to Chuck?
Chuck'a neden söylemedin?
Why didn't you say anything?
Neden hiçbir şey söylemedin?
Leslie, I didn't say anything when you ordered a pitcher of wine.
Leslie, bir sürahi şarap istediğinde tek laf ettim mi?
I-I have to say, I-I really didn't want to come here like this, but it's an emergency, and I didn't know who else to ask. I didn't expect to see you again.
Söylemek zorundayım, seni bir daha görmeyi beklemiyordum.
A guy held the door open for you today and you didn't even say anything.
Bugün de bir erkek sana kapıyı tuttu ama tek bir kelime dahi etmedin.
Why didn't you say so?
- Neden baştan söylemedin?
I don't want you to say anything that you didn't see or hear, Daniel.
Görmediğin ya da duymadığın hiçbir şeyi demeni istemiyorum Daniel.
No bullets, no blood, and the man you say you shot didn't get shot.
Ne mermi vardı, ne kan vardı vurduğunu söylediğin adam vurulmamıştı.
You and the other kids who didn't talk maybe agreed to lie and say that you were feeling better?
Sen ve konuşmayan diğer çocuklar iyi hissetiğiniz konusunda yalan söylemek için anlaşmış olabilir misiniz?
Well, you didn't say that before.
Öyle söylememiştin.
You know, when I agreed to hold this thing for you and the school, you didn't say anything about six people sitting back there.
Okul ve senin için, bu şeyi taşımayı kabul ettiğimde arkada 6 kişinin de oturacağını söylememiştin.
Your place card says "Yuko." Why didn't you say anything?
Sandalye düzeni kartında Yuko yazıyordu, niye bir şey demedin?
- I did nothing wrong. - And I didn't say you did
- Yanlış birşey yapmadım ben.
The Godfather. - Why didn't you just say that?
- Neden öyle demedin?
Rob didn't say much about you.
Rob senden pek bahsetmedi.
Why didn't you just say that?
Neden doğruyu söylemedin?
Why didn't you say something before?
- Niye daha önce söylemedin?
I'll cancel the whole book tour if that makes you happy. No, I didn't say that. I just...
Öyle bir şey söylemedim.
But you're not prepared to say it didn't?
Ama değildi de demiyorsunuz.
But I will say that I wish you didn't and I hope you quit.
İçmemeni dilediğimi ve bırakmanı istediğimi söyleyeceğim ama.
Don't say I didn't give you the chance, now, super-freak.
Sana şans vermediğimi söyleme süper ucube.
Why didn't you say anything to anyone about this?
Niye kimseye bahsetmedin bundan?
You didn't say anything to her.
Bir şey dememişsin.
Tell me you didn't say anything about Nor... You said that I could tell you anything and it would be safe.
Sana söylediğim her şeyin güvende olacağını söylemiştin.
Didn't you say that the garage footage was really dark, right?
Garajın görüntülerinin karanlık olduğunu söylememiş miydin?
- You do know you didn't say "please"?
- Aslında "lütfen" demedin.
Well, you didn't say...
Bir şey söylemedin...
Jane, I'm telling you I didn't say a word to her about it.
Jane, ona tek kelime etmediğimi söyledim.
Why didn't you say anything?
- Neden bir şey söylemedin?
You didn't say screw you to that little creep back there.
- O puştun evindeyken demedin ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]