Drop the knife tradutor Turco
282 parallel translation
Drop the knife.
- Evet, ya gerisi?
Drop the knife.
Bıçağı at.
Drop the knife!
At şu bıçağı!
Say you'll marry me and I'll drop the knife.
Benimle evleneceğini söyle, bıçağı bırakayım.
Drop the knife.
Bıçağı bırak.
- Drop the knife.
- Bırak bıçağı.
Drop the knife!
Bıçağı bırak.
Move one step, and she dies! Drop the knife.
Hele bir adım daha at, ben de bu kahbeyi öldüreyim.
Drop the knife!
Bırak bıçağı!
drop the knife, pinky!
- Buradayım Pinky!
Drop the knife.
At bıçağı.
Now, drop the knife and come out of there.
Şimdi bıçağı bırak ve oradan çık.
Drop the knife
Bırakın onları!
Drop the knife.
At bıcağı.
Drop the knife, Wharton.
Bırak bıçağı, Wharton.
Drop the knife!
Bıçağı bırak!
- Drop the knife!
- Bıçağı bırak! - Lütfen!
- Drop the knife!
- Bıçağı bırak!
You drop the knife and then I'll let you go.
Sen at sonra ben birakirim.
Okay, drop the knife, Stabitha!
Pekâlâ, bıçağını bırak Stabhita!
If you drop the knife and step down, no one is gonna hurt you.
Eğer bıçağı bırakırsan ve aşağı gelirsen... kimse seni incitmeyecek.
Neither of them would've had the time to double back and drop the knife where we found it.
İkisinin de tekrar geriye dönüp bıçağı bulduğumuz yere koymaya vakitleri yoktu.
- Drop the knife, Smith.
- Bıçağı bırak, Smith.
Now, drop the knife.
Şimdi, bıçağı at.
- Drop the knife!
- At o bıçağı!
- Drop the knife!
- Bıçağı at!
Drop the knife and he shall be free.
Bıçağı atarsan serbest kalır.
- You heard me. Drop the knife.
- Beni duydun, bıçağı bırak.
Drop the knife!
Bırak o bıçağı!
Now come on. Drop the knife in your hand.
At o bıçağı elinden.
Drop the knife.
Bırak bıçağı.
Drop the knife, man.
Bıçağı indir.
Drop the knife, now!
Bıçağı bırak, şimdi!
- Drop the gun! - Drop the knife!
Bırak bıçağı!
- Drop the knife.
- Bırak bıçağını!
Drop the knife, sergeant.
Bırak o bıçağı Çavuş.
Drop the knife or I'll shoot!
Bıçağı yere at yoksa seni vururum!
Drop the knife!
- Bıçağı at!
Drop the knife!
Bıçağı at!
Drop the knife
At elindeki hançeri!
Drop the knife. Drop it!
Bıçağı at.
Drop the knife now!
Hemen bıçağı yere bırak!
Now, listen to me... Drop the knife.
Şimdi beni dinle ve bıçağı yere bırak.
He was gonna drop the knife!
Bıçağı bırakacaktı.
Drop the knife.
Bıçağı aldım.
Drop the goddamn knife!
At şu lanet bıçağı!
- Drop the knife, Armon.
- Bıçağı bırak, Armon.
- Drop the fucking knife now!
Kahrolası bıçağı at elinden!
Drop the fucking knife!
Lanet bıçağı bırak.
If it was up to me, I'd drop this kid in the middle of the woods give him a knife and a book of matches.
Ninny. Bana kalırsa bu çocuğu ormanın ortasında bir bıçak ve bir kutu kibritle bırakırdım.
I didn't come over here to play patty cake with your sorry ass, so unless you wanna go all the way, you are gonna drop this knife and take a seat.
Buraya seninle beş taş oynamaya gelmedim. O yüzden gerisini getirmeyeceksen, bu bıçağı elinden bırakacaksın. Ve oturacaksın!
drop the gun 488
drop the act 38
drop the weapon 187
drop the gun now 20
drop the bag 42
drop the 16
drop them 38
drop the bat 16
drop the fucking gun 22
drop the guns 20
drop the act 38
drop the weapon 187
drop the gun now 20
drop the bag 42
drop the 16
drop them 38
drop the bat 16
drop the fucking gun 22
drop the guns 20
drop the weapon now 16
the knife 97
knife 176
drop dead diva 40
drop your weapon 385
drop it 1377
drop dead 110
drop and roll 21
drop your weapons 228
drop your pants 30
the knife 97
knife 176
drop dead diva 40
drop your weapon 385
drop it 1377
drop dead 110
drop and roll 21
drop your weapons 228
drop your pants 30