I saw her first tradutor Turco
373 parallel translation
I saw her first.
Önce ben gördüm.
- That's where I saw her first.
- Onu ilk kez orada gördüm.
I saw her first!
Önce ben gördüm!
I saw her first, didn't I?
Onu ilk ben gördüm, öyle değil mi?
- I saw her first.
- Önce ben gördüm!
But you're too late, I saw her first.
Fakat sen çok geç kaldın, önce ben gördüm.
I saw her first, let go!
Önce ben gördüm, bırak!
- Wait, I saw her first.
- Dur, önce ben gördüm.
I saw her first.
İlk ben gördüm.
I saw her first.
- Hayır. - Önce ben gördüm.
Hey, now, I saw her first.
Onu ilk ben gördüm.
Would you mind if I saw her first?
- Önce ben girebilir miyim?
I SAW HER FIRST.
Onu önce ben gördüm.
Just remember, I saw her first.
Sadece hatırla, onu ilk ben gördüm.
He'll always be just as I first saw him — just a little boy... with fire and valor.
O her zaman ilk gördüğüm gibi küçük bir - çocuk olacak... değerli ve parlak.
Maybe you saw her first, Sam, but I spoke first.
Onu önce sen görmüs olabilirsin Sam, ama ilk ben konustum.
Saw that the first minute I clap her eyes on her.
İlk gördüğümden andan itibaren gözüm üzerinde.
I knew from the first moment I saw you that you were dangerous to her.
Sizi görür görmez onun için tehlikeli olduğunuzu anlamıştım.
She's been that way since I first saw her.
Onu ilk gördüğümden bu yana baygındı.
I saw her first.
Onu önce ben gördüm.
My interest in Miss Sloper began the first time I saw her.
Bayan Sloper'a olan ilgim, onu ilk gördüğüm anda başladı.
I saw her first.
Onu ilk ben gördüm.
I bought her an ice cream and saw her laugh for the first time.
Ona dondurma aldım ve onun güldüğünü ilk kez gördüm.
Mr. Roberts, when I first saw her she was eating.
Onu ilk gördüğümde yemek yiyordu.
The very first time I saw her, the ceiling fell right in on me.
Onu gördüğüm ilk anda tavan başıma çökmüş gibi olmuştu.
I think I loved her from the first moment I saw her.
Sanırım onu gördüğüm ilk an sevdim.
The first moment I saw her, I loved her to distraction.
Onu ilk gördüğüm anda aklımı başımdan aldı.
I saw her the first night.
Onu ilk gecesi görmüştüm.
Of all the miserable broads. I don't know what I ever saw in her in the first place.
Ortalık kadın kaynarken bunda ne buldum bilmiyorum.
Imagine my reaction when I first saw her in the hotel lobby.
Onu otel lobisinde ilk gördüğümde tepkimi hayal etsene.
I swear, Jim, when I first saw her... she looked just as she did 10 years ago.
Yemin ediyorum, onu ilk gördüğümde aynı on yıl önceki gibiydi.
Suddenly I saw everything clearly for the first time.
Aniden, ilk defa her şeyi net olarak görüyordum.
And it's aging me fast. First time I saw her, I had a hunch you belonged together.
Onu ilk gördüğümde birbirinize ait olduğunuzu sezdim.
I first saw her at Palantine campaign headquarters at 63rd and Broadway.
Onu ilk kez Palantine'in reklam kampanyası merkezinde gördüm.
I saw her the first day that they brought her back... She had had all this electric shock therapy, and her hair looked gray.
Onu..... eve getirdikleri ilk gün gördüğümde..... elektro şok tedavisi..... yüzünden sanırım, saçları beyazlamıştı.
I saw her face for the first time this morning in the paper.
Ben onun yüzünü ilk defa bu sabah gazetede gördüm.
But it began the moment that I first saw the wolf. By the act of watching them, with the eyes of a man,
Her şey o kurtu ilk gördüğüm anda bir insanın gözleriyle onları izlerken başlamıştı.
I saw a woman disguised in her maid's clothes hear her husband speak the first tender words he has offered her in years.
Bir kadın gördüm hizmetçisinin kılığında. Kocası uzun yıllar sonra ilk kez ona tatlı sözler söylüyor.
First time I saw her was cane field, Hawaii.
Onu ilk görüşüm... Hawaii'de kamış tarlasındaydı.
I shall never forget the first time I saw her.
Onu ilk gördüğüm anı hiç unutmayacağım.
Well, at first I wasn't sure but when I saw that kid telling me I could cover her bunnies up and I was looking at that little baby, counting on me to stop her pain I don't know, I got all warm and tingly- - And somebody stop me.
Aslında, başlarda emin değildim ama tavşanını kapattığımı söylediğinde ve küçük bebeğe baktığımda, bana güvenip acılarını dindiriyorlar gibiydi Bilmiyorum, o sıcaklık, mızmızlıkları ve... Biri beni durdursun.
First, I saw her praying.
Önce dualar ederken gördüm onu.
Her beautiful face was the first sight I ever saw.
Gözümü açtığımda ilk onun güzel yüzünü görmüştüm.
The first time I saw her I said to myself...
Bu benim olmalı...
I was checking out the skirts at the carnival when I first saw her.
Onu ilk gördüğüm anda, karnavalda çıtırları kesiyordum.
Lazlo wants Mrs. Oglethorpe to catch you in bed with her! I saw Tina first.
Önce Tina'yı gördüm.
I saw it the first time I met you. Everything just spills out of your mouth.
Tıpkı ilk tanıştığımız gün olduğu gibi aklına gelen her şey ağzından dökülüyor.
- In the lobby of the hotel, when I first saw Lady Horbury, she was accompanied by her maid.
- Otelin lobisinde, Lady Horbury'yi ilk gördüğümde, yanında hizmetçisi vardı.
I never forgot her since the first day I saw her on my father's bus.
Babamın otobüsünde gördüğüm o günden beri onu hiç unutmamıştım.
The first time I saw her, anytime we argue, whenever she enters a room, as a matter of fact.
onu ilk gordugumde. Her tartismamizda. Dogrusunu soylemek gerekirse, odaya her girisinde.
I remember the first time I saw her.
Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum.
i saw you 563
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it on tv 28
i saw you last night 21
i saw her 292
i saw you on tv 44
i saw them 162
i saw that 307
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw nothing 44
i saw it all 35
i saw you last night 21
i saw her 292
i saw you on tv 44
i saw them 162
i saw that 307
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw nothing 44
i saw it all 35