English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Look at you all

Look at you all tradutor Turco

2,274 parallel translation
Look at you all slicked up.
Şuna bak, sanki inek yalamış.
Look at all these awards you've won.
Şu kazandığın ödüllere bak. Vay canına.
All you have to do is look at Essex to see the queen's reflection.
Kraliçenin tepkisini görmen için Essex'e bakman yeterli.
You have to look at all the angles.
Bütün açılardan bakmalısın.
I look at you and I'm eating my Egg McMuffin all over again.
Şimdi sana bakınca.. ... sanki yeniden Egg McMuffin yiyorum.
Look at all these things Sawyer brought you.
Sawyer'ın getirdiği şeylere bak.
Look at you, you're all thumbs.
Şunun üstüne bak. Bana ver onu.
Look at how you have survived all these years.
Bunca yıl nasıl ayakta durduğuna bak.
All men look at you.
Bütün erkekler sana bakıyor.
Bet you all the money I have, the day he left, he took one look at that box, knew what was inside, and said, "fuck this," and took off.
Ha siktir.
I'm sorry. Uh, do I just say, " You look at gooey stuff all day.
Pardon, ben sana "Bütün gün yapış yapış şeylere bakıyorsun, bunu ben de yapardım" diyor muyum?
And if you let one misguided societal pressure make you change the way you look, then you won't just be letting Barbra down, you'll be letting down all the little girls who are going to look at your beautiful face one day and see themselves.
Ve küçük bir sosyal baskının seni değiştirebileceğine, inanıyorsan, gün gelip senin o güzel yüzüne bakıp kendilerini görecek tüm küçük kızları yüz üstü bırakıyorsun demektir.
♪ And just look at you ♪ ♪ You can do all I couldn't do ♪
* ve bir de kendine bak * * benim yapamadığım her şeyi yapabilirsin *
Look at you. All grown up.
Kendine bir bak, nasılda büyümüşsün.
When I look at you, all I see are the foibles that drive your women crazy!
Size baktığımda, kadınların sizin hakkındıza söyledikleri zaafları görüyorum!
So if you want her to go this way, you want her to go this way, that's how you work with her, because you want that judge to be able to look at every single part of this pig's body all the time.
O yüzden bu tarafa dönmek istersen, ya da bu tarafa, bu şekilde yapmalısın, çünkü jürinin domuzun her tarafını her zaman görmesini sağlamalısın.
You look at all these people out here, and you see the excitement and everything, I think the word that comes to mind is pride.
Buradaki insanlara baktığınızda, ve tüm bu coşkuyu gördüğünüzde, sanırım aklıma ilk gelen sözcük gurur oluyor.
All that matters is how you look at him.
Önemli olan senin ona nasıl baktığın.
- I like Lutz the most. Look at all of you trying to impress me.
Beni etkilemeye çalışan şu halinize bakın.
Look at you saying all that while you sew.
Bunları boncuk dikerken söylüyor olman inanılmaz.
" Look at all the commotion you've caused.
" Yol açtığın tüm şu karmaşaya bak.
It kind of makes me sad, believe it or not, because I thought at one point that maybe someday you and I'd be able to look back on all this and laugh.
İster inan, ister inanma ama beni üzüyor, çünkü bir ara bütün bunlara bir gün bakıp, gülebileceğimizi sanmıştım.
Look at you boys, all nervous.
Şu halinize bakın, ne kadar da tedirginsiniz.
All right. We're gonna need you to take a look at a lineup.
Şüphelilere bakmanızı istiyoruz.
And the reason that you came all the way down here to find me is because when you look at the photograph, your gut tells you that something ain't right.
Ve beni bulmak için buraya kadar gelmenin tek nedeni bu fotoğrafa baktığında, içinden bir sesin sana bir şeylerin doğru olmadığını söylemesi.
Sorry, it's just you guys don't at all look ready for the drug test today.
Affedersin, bugünkü uyuşturucu testine hazır görünmüyorsunuz.
And I'd get this funny feeling in my stomach because you'd look at me with all this hope in your eyes instead of disappointment, which is what I see now.
İçimde değişik bir his uyandırırdın, çünkü bana, gözlerinde umutla bakardın şu an olduğu gibi hayal kırıklığıyla değil.
- Look, honey, I can't hear you at all.
- Bak, bal, seni hiç duyamıyorum.
All right. I will take a look at you.
Tamam, seni bir gözden geçireceğim.
One look at me, all supple youth and feline affectation, you'd correctly assess I neither stand out nor blend in.
İlk bakışta, kedi kız zerafeti ile sizi etkilerim. "Göze çarpan ya da göz kamaştırıcı biri değil!" derseniz de doğru söylemiş olursunuz.
Let's all take a look at the first scene with Rhoda and the janitor... if you'll turn to page 25. He's so creepy.
25. sayfayı açıp, Rhoda ve hademenin olduğu, ilk sahneye bakalım.
Oh, look at you, look at you, look at you. All right, give me a hug, already.
Gel de sarıl.
Before you go all global, let's take a look at this list of charges again.
Olayı küreselleştirmeden önce, alınan mallara bir daha bakalım.
Before you went all Paul Bunyan on him in there, he couldn't look at an image of his father.
! - İçeride sert polisi oynamandan önce babasının görüntüsüne bile bakamıyordu.
Look at you, all growed up, and on your own.
Şu hâline bak. Büyüdün, kendi başının çaresine bakıyorsun.
Terry Bellefleur... Sometimes I look at you... I feel like could actually turn out all right, you know?
Terry Bellefleur bazen sana bakıyorum da sanki her şey yoluna girecekmiş gibi hissediyorum.
Baby, I look at you and I know everything already has turned out all right.
Bebeğim ben sana baktığımda her şeyin zaten yolunda olduğunu biliyorum.
It all depends on how you look at it.
Nasıl baktığına bağlı.
Look at you, all of your face holes are leaking.
Şu haline bak, heryerin akıyor.
If you look at the scan from three months ago, there's hardly any reaction at all.
Üç ay önceki taramaya bakacak olursan çok az bir tepki olduğunu görürsün.
I look at you and I think, "She's mine." "She's all mine."
Sana bakıyorum ve bu kız benim diye düşünüyorum.
I guess you're gonna have to look at them all.
Sanırım hepsine bakmanız gerekecek.
Nah, you're all right. It's just round the corner. Mate, come on, have a look at this!
Yok yaklaştım zaten
Why do you all look at me like I'm dead when I'm not?
Neden hepiniz, ölü olmadığım halde ölüymüşüm gibi bakıyorsunuz?
Look at you, all piss and vinegar.
Şu haline bak, kir pas içindesin.
♪ it's never perfect all the time ♪ Hey, look at you!
Bak sen şuna!
( Dov ) All right, everybody, I want you to grab a marker and take a look at these photographs. If you've seen any of these people with this girl... the girl who got shot today... I want you to circle their face.
Pekâlâ, millet, hepiniz birer kalem alın ve şu fotoğraflara bir göz atın buradakilerden birini bugün vurulan kızla gördüyseniz eğer onun yüzünü daire içine almanızı istiyorum.
If your stock price keeps sliding, you may get an offer at a price that doesn't look all that compelling, but you may have to take it just to keep the company intact.
Eğer hisse fiyatların düşmeye devam ederse, belki çok kötü olmayan bir anlaşma yapabilirsin, ama şirketi bir arada tutabilirsin.
I'd put my hand on your shoulder, look at you kindly and say,'We've all been there.'
.. elimi omzuna koyup, sana iyilik dolu bakıp.. .. "Hepimiz bu yollardan geçtik" diceğim yer.
All right, buddy. look at you.
Nasılsın?
We really don't need- - Look at you, all grown up.
Bizim gerçekten ko... Kendine bir bak, nasıl da büyümüşsün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]