Looks good to me tradutor Turco
149 parallel translation
I don't know much about contracts but it looks good to me.
Sözleşmelerden pek anlamam... ... ama bence iyi.
After what I saw last night, digging ditches looks good to me.
Dün gece gördüklerimden sonra hendek kazmak bence iyi.
No girl looks good to me except Deanie.
Deanie'nin dışında hiçbir kızı güzel bulmuyorum.
Well, it looks good to me.
Bence iyi görünüyor.
- Looks good to me.
- Bana iyi görünüyor.
Looks good to me, sir, but I'd like your opinion.
Bana iyi gibi geldi ama sizin de fikrinizi almak isterim.
It looks good to me, too.
Bana göre de iyi.
It looks good to me.
Bana doğru geliyor.
- It looks good to me.
- Bana iyi gözüküyor.
Looks good to me.
Ben de beğendim.
Looks good to me.
Gayet güzel gözüküyor.
Looks good to me.
İyi görünüyor.
Looks good to me.
Bence iyi gözüküyor.
Even the gardener looks good to me at this point.
Bahçıvan bile bana bakıyor.
It looks good to me.
Doğru söylüyor.
- It looks good to me.
- Bana iyi gibi geldi.
I looked them over. Everything looks good to me.
Anlaşmayı inceledim, fena görünmüyor.
He looks good to me.
Bence çok iyi durumda.
Looks good to me.
- Bana iyi gibi geldi.
OK. Looks good to me.
Bence iyi görünüyor.
- Nothing looks good to me.
- Hiçbir şey güzel görünmüyor.
Looks good to me.
Mantıklı görünüyor.
Looks pretty good to me.
Bana oldukça iyi göründü.
It looks to me like the good Lord's got it in good and plenty for a poor man.
Bazen öyle geliyor ki, sanki Tanrı fakir bir adama diş biliyor.
I'm no doctor, but he looks pretty good to me.
Ben doktor değilim, ama bayağı iyi görünüyor.
Looks pretty good to me, Colonel.
Bana gayet güzel göründü, Albay.
This double honor was accorded me because of my character charm, good looks and because the medical department contributed four gallons of grain alcohol to the contest.
Bu çifte onur bana, çekiciliğim, yakışıklılığım... ve revinin yarışmaya verdiği... dört galon saf alkol sebebiyle verildi.
From his looks, he didn't appear to me to be the kind who was too good.
Bana pek iyi biriymiş gibi görünmedi.
As for George, well, George looks good, he drives a beautiful car, takes me to nice places.
George'a gelince, iyi görünümlü, güzel bir arabası var, beni güzel yerlere götürüyor.
You know what looks very good to me now?
Bana şimdi ne iyi görünüyor biliyor musunuz?
- Looks pretty good to me.
- Bence gayet iyi.
Fortunately, I was wrong. That cigar box looks so good to me!
Size bu kutunun beni ne kadar sevindirdiğini anlatamam.
Looks good, but, um, I have this friend, and he asked me to give you a message.
İyi görünüyor,... ama, bir arkadaşım var,... size şu mesajı iletmemi istedi.
- Looks pretty good to me.
- Benim için çok iyi.
The genius who created me only took care of my dashing good looks my razor sharp wit and my irresistible attraction to the wrong women.
Beni yaratmış olan dâhi, benim sadece şık görünüşümle ilgilenmiş. ... benim ustura kadar keskin zekam ve yanlış kadınlara hitaben karşıkonulmaz cazibem.
Looks good to me, Mr Catlin.
Bana iyi göründü, Bay Catlin.
DOESN'T MAKE ANY DIFFERENCE TO ME. I HOPE IT LOOKS GOOD IN JAIL.
Benim için farketmez, umarım hapishanede iyi durur.
she looks like a good woman to me.
Banan iyi bir kadın gibi göründü.
You remind me of Raskolnikov, those dark, good looks of yours. I hope you never take an ax to me.
O kara gözlerin bana Raskolnikov'u hatırlatıyor ama sakın bana balta çekme, yapmazsın değil mi?
Everyone of them looks real good to me, right now.
Sigaraların her biri şu an bana gerçekten iyi görünüyorlar.
At this point. A shot in the head looks pretty good to me.
Şu anda, kafama kurşun yemek bir kurtuluş gibi geliyor.
- Looks like pretty good judgment to me.
Bana iyi bir karakter tahlili gibi geldi.
Yellow looks pretty good to me.
Ama bence sarı sizde harika durdu.
Looks pretty good to me.
Bana çok hoş geldi. Nedir bu?
Where I'm standing, it looks like you have a damn good life to me.
Ben duruyorum, bana bir lanet iyi bir hayat var gibi görünüyor.
Well, Suds, it looks like you're no good to me anymore.
Pekâlâ, Suds. Artık bana faydan yok gibi görünüyor.
That looks like a good move to me
- İyi bir hamle.
That looks like a good move to me too 1, 2,3,4,5..
- Evet bence de öyle. Bir, iki, üç.
No good it looks like to me, Buzz.
Bana iyi görünmüyor Buzz.
Fresh water, rock wall at our backs, lots of fruit trees, right here looks pretty good to me.
Temiz su, arkamızda kayalar, bir sürü meyve ağacıyla burası bana oldukça iyi göründü.
It looks awfully good to me. Dad, after the ride.
Önce oyuncaklar baba.
looks good on you 39
looks good 352
good to meet you 379
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
looks 103
looks like 280
looks delicious 39
looks good 352
good to meet you 379
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
looks 103
looks like 280
looks delicious 39