May i remind you tradutor Turco
409 parallel translation
Time in this case, may i remind you, is life.
Bu davada zamanın hayat olduğunu hatırlatabilir miyim?
May I remind you that Pretty Lady's out-of-town opening is not far away?
Pretty Lady'nin turne açılışının yakında olduğunu hatırlatabilir miyim?
May I remind you we are instructed to proceed to the newspaper office, sir?
Gazete bürosuna gitmemizi söylediklerini hatırlatabilir miyim, efendim?
My dear Mr Wilton, may I remind you of what our master always says?
Sevgili Bay Wilton, beyefendi her zaman ne der hatırlar mısın?
In closing may I remind you your 25th birthday, which is now approaching marks your complete independence from the firm of Thatcher Company, as well as acquiring the full responsibility for the world's sixth largest private fortune.
Ve iyi seneler. Sonuçta yaklaşan 25. yaşgününüzün Thatcher and Company şirketinden tamamen bağımsızlık anlamına geldiğini ve dünyanın en büyük 6. kişisel servetinin sizin sorumluluğunuza geçireceğini hatırlatmak isterim.
- General, may I remind you... of your appointment with the Führer?
- General, Lider ile olan randevunuzu hatırlatabilir miyim? Evet.
May I remind you, Miss Brent, that I am the only one whose name wasn't mentioned in the voting.
Bayan Brent, size şunu hatırlatırım... Oylamada ismi geçmeyen tek kişi bendim.
May I remind you that Higgins died before I could operate?
- Higgins'in onu ameliyat etmeden önce öldüğünü hatırlatabilir miyim?
May I remind you, ma'am, that my men have been continually at sea for eight months?
size hatırlatırım bayan bunlar benim adamlarım. sekiz aydır denizdeler ve kadın yüzü görmediler.
As for the rest of it, may I remind you that this is not the jungle?
Üstelik, burasının da orman olmadığını size hatırlatayım.
Aline, may I remind you of your position.
Aline, konumunuzu hatırlatmama izin verin.
May I remind you of a young girl left defenseless, alone in the world... by her father's death with no friend to turn to. I was only 5 miles away.
babasının ölümü nedeniyle hiçbir arkadaşına sığınamayacak olan... şu dünyada yalnız ve savunmasız kalan bir genç kız olduğunu mu hatırlatmak istiyorsun senden sadece 5 mil uzaktaydım.
May I remind you, gentlemen, that you're out of dormitories after hours.
Sizlere saatler sonra yurtlarınızdan çıkacağınızı hatırlatabilir miyim?
And may I remind you this is an imperial temple.
Hem burasının bir İmparatorluk mabedi olduğunu hatırlatayım.
May I remind you that Meyerheim was small, with a red beard?
Meyerheim'ın ufacık, kızıl sakallı bir adam olduğunu hatırlatırım.
May I remind you that the commissario is a Sicilian police chief performing his duties?
Komiserin, görevini yapan... Sicilyalı bir polis şefi olduğunu hatırlatayım.
May I remind Your Majesty... Thank you...
Majestelerine hatırlatırım...
May I remind you, this is not...
Size hatırlatayım Bayım, bu araba...
May I remind you that months ago, you gave me explicit orders to that effect?
Aylar önce, bana bu hakkı verdiğinizi hatırlatmama gerek var mı?
Captain, may I remind you that this is a hospital, and not a circus?
Yüzbaşı, hatırlatırım ki burası bir hastane, sirk değil.
May I remind Your Majesty that you cannot put your personal feelings above the Pharaoh and the good of your country?
Ne olursa olsun kişisel duygularınızı Firavun'un ve ülkenizin üstünde tutmamanız,... gerektiğini size hatırlatabilirmiyim acaba,?
Professor may I remind you that my father has invested $ 100,000 in this expedition?
Profesör... Babamın bu keşif gezisine 100 bin dolar yatırdığını hatırlatabilir miyim?
May I remind you... you've been very good to me in the past?
Geçmişte bana çok iyi davrandığını... sana hatırlatabilir miyim?
May I remind you once more.
Bir kez daha hatırlatayım.
May I remind you I'm a journalist?
Unutmayın, ben bir gazeteciyim.
May I remind you this is a federal ship, and these are federal seamen.
Bu federal bir gemi ve bunlar da federal denizciler.
May I remind you that Paris is the capital of France.
Paris'in Fransa'nın başkenti olduğunu hatırlatmak isterim.
Your Honor, may I remind you of my findings in this man's word association test?
Gidecek hiçbir yerleri ve hiç kimseleri olmadığı için üç aç çocuğu evine alan başka bir adam gösterin. Babamın parası yok. Hiç olmadı.
Led, may I remind you, by a British-serving officer.
Hatırlayın, başta bir Britanya subayı vardı.
May I remind you, general... ... that the allies have always landed in perfect weather conditions.
Hatırlatmama izin verirseniz, general Müttefikler hep iyi hava şartlarında indirme yaptılar.
May I remind you that you have no standing in this court except as a witness?
Size hatırlatmak isterim bayım, bu mahkeme de tanık olmaktan başka hiçbir sıfatınız yoktur.
But may I remind you gentlemen that not so very long ago, James Joyce and even Lady Chatterley herself were considered obscene.
Ama hatırlatırım ki beyler, çok uzak olmayan bir tarihte James Joyce, hatta Lady Chatterley bile müstehcen kabul edildi.
And may I remind you that vengeance belongs to God is that clear?
Ve intikamın Tanrı'ya ait olduğunu hatırlatabilir miyim? - Anlaşıldı mı?
Mr. Bennett, May I remind you that masks and robes such as you are wearing are only used on absolutely ceremonial occasions, hmm?
Bay Bennett, size hatırlatmak isterim ki giydiğiniz cübbe ve maskeler sadece resmi törenlerde kullanılıyor.
May I remind you that you owe me 10 crowns?
Bana 10 kron borcun olduğunu hatırlatabilir miyim?
And may I remind you that I have standing orders to investigate all quasars and quasar-like phenomena wherever they may be encountered.
Ve şunu hatırlatabilir miyim gördüğümüz her dalga yayan gezegenin incelenmesi için emir aldım.
Miss Brice, may I remind you that you're in my theatre?
Bn. Brice, benim tiyatromda olduğunuzu hatırlatırım.
And may I remind you, my watch is running very fast.
Ayrıca size hatırlatayım saatim çok hızlı çalışıyor.
Edward, may I remind you that while you live high, you also live close to the line.
Edward, izin verirsen, böyle lüks içinde yaşarken tedbirsizce de yaşadığını söylemeliyim.
May I remind you, 007, that Blofeld's dead.
Blofeld'in öldüğünü hatırlatırım 007.
I am sorry to have offended the dignity of your castle... and at daylight, I shall depart... but first, may I remind you of your promise?
Kalenizin itibarını zedelediğim için üzgünüm, gün ışıyınca gideceğim. Ancak önce, size sözünüzü hatırlatabilir miyim?
May I remind you, the new owners of the castle will arrive tomorrow.
Size hatırlatayım, şatonun yeni sahipleri yarın geliyorlar.
May I remind you that there's still time to get your Golden Age of Ballooning suppositories direct from the BBC price?
Unutmayın, Balonculuğun Altın Çağı fitillerini BBC'den temin edebilirsiniz.
May I remind all you shining lights that this is the company that opens tomorrow night?
Siz parlak yıldızlara bu kumpanyanın... ... yarın gece perdelerini açacak olduğunu anımsatabilir miyim?
If I may remind you... the three of us have always brought off things very well together.
Üçümüz işleri daima çok iyi halletmişiktir.
I shouldn't think it necessary to remind you that you may have the falcon, but we certainly have you.
Sanirim hatirlatmama gerek yok... belki sahin sizin elinizde, ama siz de bizim elimizdesiniz.
If this course seems to you... unnecessarily exacting... may I again remind you that unless we obtain... certiorari in the immediate future...
Bu yöntem... size fazla detaylı geldiyse... tekrar hatırlatmak isterim ki evrak talebi en kısa zamanda... elimize geçmediği takdirde...
If I may remind you, sir, here in the field these men are yours, not his.
Size hatırlatmak isterim efendim, buradaki adamlar sizin adamınız, onun değil.
Your Majesty, I must remind you, the assassination of John the Baptist may...
Majeste, size hatırlatmalıyım. Vaftizci Yahya'nın katledilmesi...
May I remind all of you that this is a government ship.
Hepinize bunun bir devlet gemisi olduğunu hatırlatabilir miyim.
I remind you that you may defend yourselves as you see fit.
Kendinizi, gördüğünüz en uygun şekilde savunabileceğinizi hatırlatırım.
may i come in 435
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i sit here 16
may i go 47
may i ask your name 24
may i present 30
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i sit here 16
may i go 47
may i ask your name 24
may i present 30