May i go tradutor Turco
1,178 parallel translation
May I go and lie down?
Gidip uzanabilir miyim?
May I go with the army?
Orduyla gelebilir miyim?
May I go with you?
Seninle gelebilir miyim?
May I go back to gym, Father?
Beden eğitimine dönebilir miyim, peder?
May I go about my business?
İşimize bakabilir miyiz?
May I go on?
Devam edebilir miyim?
- May I go to the bathroom?
- Tuvalete gidebilir miyim?
Father, since there won't be any more school today, may I go out and play?
Baba, bir süreliğine okul olmayacak, çıkıp oyun oynayabilirmiyim?
May I go and show it to Petra?
Gidip Petra'ya gösterebilir miyim?
May I go now, sir?
Artık gidebilir miyim, efendim?
Is that all, monsieur? May I go... No, no.
- Herşey tamam ise, gidebilirmiyim?
May I go upstairs?
Üst kata çıkabilir miyim?
May I go to bed now?
Şimdi uyuyabilir miyim?
May I go to the station with uncle, mother?
Amcamla istasyona gidebilir miyim, anne?
- May I go to the station, mom?
- İstasyona gidebilir miyim, anne?
May I go back to my cell?
Hücreme dönebilir miyim?
- May I go now? .
- Artık gidebilir miyim?
- Please may I go?
- Lütfen, gidebilir miyim?
- May I go with them, Mother?
- Onlarla gidebilir miyim anne?
MAY I GO?
Gidebilir miyim?
May I go outside?
Dışarı çıkabilir miyim?
May I go now?
Artık gidebilir miyim?
- May I go home now?
- Eve gidebilir miyim, artık?
Well, may I go down and see her?
Onu görebilir miyim?
If I may say so... as families go, the Finzi-Continis are not for us.
Şöyle söyleyeyim : Aileler dikkate alınırsa, Finzi-Continiler bize göre değil.
I may be able to send some help. - Well, that's mighty big of you buster.... Give me a horse and supplies I'll go myself...
- daha iyisi olabilir, lanet şey kendim giderim, bana bir at verin
Then I will go with you and may Heaven protect us all!
o zaman bende seninle geliyorum..... ve cennet umarım bütün bunlardan bizi koruyabilir
- Then I may as well go myself.
- Yürüdükten sonra kendim giderim.
- I've had news. She may go to brussels to teach english.
- Brüksel'de İngilizce öğretmenliği yapabileceğine dair bir haber götürdüm.
I'll, from here on, go it alone.
Bundan sonrasında tek başımayım.
Because if I'm not grounded pretty soon... I'm gonna go into orbit.
Artık bu aralar durulmazsam iyice serseri mayın olacağım.
No points! I've lost, you may go!
4, 5... 4, 5....
I may have to go away too before spring comes.
Bahar gelmeden ben de uzağa gitmek zorunda kalabilirim.
Father, I may never see you again, and before you go... there's something I've been meaning to tell you for a long time.
Onu oyundan atıyorlar.
You may not believe it, but when things go badly, I don't want to see you.
Belki inanmazsın ama işler kötü gittiğinde seninle görüşmek istemiyorum.
All clear? - Yes. - May I go now?
- Artık gidebilir miyim?
Of course, I may bring a boyfriend home occasionally, but only occasionally because I do think that one ought to go to the man's room if one can.
Nadiren erkek arkadaşlarımı da getiririm, ama nadiren çünkü birileri erkekler tuvaletini kullanmalı.
I went there to see a factory three years after May and listen to some hotshot manager go on and on.
Mayıs'tan üç yıl sonra fabrikayı görmeye ve birkaç ukala yöneticiyi dinlemeye gittim.
Well, I'll have to look, but I may have to go to the bank.
Bir bakayım, bankaya gitmem gerekebilir.
So, I may go?
Şey gidelibirmiyim?
You may not know all the people I say but it doesn't matter... just go ahead, play the game, say somebody.
Söylediklerimin hepsini tanımasan da olur. Devam et, oyunu sürdür, bir ad söyle.
Sir Anthony, since I no longer have a mechanic... may I suggest that you first make fast the door... then go aloft and take in the landing lines.
Sir Anthony, makinistim olmadığına göre önce kapıyı kapatıp, sonra da yukarıya gidip iniş takımlarını kaldırır mısınız?
I may go to Japan myself.
Japonya'ya yalnız gidebilirim
- May I speak, McKay? - Go ahead!
- Birşey diyebilir miyim McKay?
- May I? Go right ahead.
Buyurun lütfen.
I may not need to go now.
Sanırım gitmem gerekmeyecek.
May I go?
Müsaadenizle.
I told everyone to go back in May!
Herkes geri dönsün dedim
Because I may have to go to the potty or the fridge in the middle of the night and because I don't want to put on jammies, which I don't own anyway unless you want a thrill, or your girl an advanced education I'd keep my door closed.
Gecenin bir yarısı tuvalete ya da mutfağa gitmem gerekebilir. Pijama giymeyi sevmediğim ve hiç pijamam da olmadığı için heyecan aramıyorsan, ya da kızının anatomi konusunda erken bir eğitim almasını istemiyorsan, kapını kapalı tut derim.
'May I land us, or do I have to go through a bouncer?
'Bizi indirmeli miyim yoksa zıplamak zorunda mıyım?
Please order your Centurions to go so I may continue my work.
İşim var, lütfen Centurionlarınıza gitmelerini emredin ki işime devam edeyim.
may i go now 26
may i come in 435
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i sit here 16
may i ask your name 24
may i speak to you for a moment 23
may i come in 435
may i help you 738
may i take your order 44
may i 1883
may i be excused 50
may i sit down 84
may i sit here 16
may i ask your name 24
may i speak to you for a moment 23
may i present 30
may i join you 87
may i ask you something 69
may i ask 288
may i ask you a question 99
may i have this dance 92
may i sit 44
may i speak 30
may i ask a question 35
may i see 41
may i join you 87
may i ask you something 69
may i ask 288
may i ask you a question 99
may i have this dance 92
may i sit 44
may i speak 30
may i ask a question 35
may i see 41