Not sick tradutor Turco
2,243 parallel translation
He's not sick sick.
Hastalığı tedavi edilemez çünkü.
So she's not sick?
Şimdi hasta değil mi yani?
She's not sick anymore.
- Artık hasta değil.
For the last time, I am not dying and I'm not sick.
Son kez söylüyorum, ölmüyorum ve hasta değilim.
That kid was not sick.
- Çocuk hasta falan değildi.
But I'm not sick of you.
Ama senden gına gelmedi.
And what if somebody told you the opposite, told you with absolute certainty that you were not sick?
Peki ya sana bunun tam tersi söylense kesinlikle hasta olmadığın ve sağlıklı olduğun?
Nick is not sick, and he is not cheating on me.
Nick hasta değil, ve beni aldattığı falan da yok.
I mean, if that's not sick, Then I would like a second opinion.
Eğer bu bir hastalık değilse ne olduğunu öğrenmek isterim.
These men are not sick from the flux but from cowardice!
Bu adamlar dizanteriden değil, korkaklıktan bu halde!
I'm not sick!
Hasta değilim!
You're not sick, are you?
Hasta değilsin ya?
Sick. So, you're not gonna be buried next to me?
ve bölge oyunlarına gidecek olan, badminton takımına tebrikler!
Listen, Penny is pretty sick and she's not going to be able to go to Switzerland.
Dinle, Penny çok hasta ve İsviçre'ye gelebilecek durumda değil.
Well is it not a sick thing to pay 10 grand for this shit?
Bu bok için 10 bin vermek normal mi peki?
It's not like he has to call in sick.
Arayıp izin alması gerekmiyor ki. Evet.
You're not gonna get sick again.
Kanser nüksetmeyecek meraklanma.
Before you even think about it, I am not going on sick leave.
Sen düşünmeden önce söyleyeyim, hastalık iznine ayrıImıyorum.
Sometimes with a sick baby, it's not so much about doing something
Bazen konu hasta bir bebek olunca, birileri olmak... -... bir şey yapmaktan daha önemlidir.
Next time I'll tell her not to get sick.
Bir dahaki sefere hasta olmamasını söylerim.
Not that kind of sick. I just...
O tür bir hastalık değil.
You're not planning to get Floyd sick And sabotage his chance of winning? What?
- Yani Floyd'u hasta edip kazanma şansını sabote etmeyi planlamadığına emin misin?
Yeah, two of my kids woke up sick, so I thought, "hey, why not go to church?"
Bu sabah çocuklarımdan ikisi yataktan hasta kalktı.. .. ben de niye kiliseye gitmiyorum diye düşündüm?
- I'm not suggesting... - He's sick.
- Zaten ben de- -
I know Grayson's not coming over because he's sick, but thanks to that stupid "I love you," I feel like it's still rejection.
Biliyorum, Grayson hasta olduğu için gelemeyecek,... ama "seni seviyorum" a ettiği teşekkür,... beni geri çevirmiş gibi hissettiriyor.
I'm sick of you not backing me up.
Bana destek çıkmamandan bıktım usandım artık.
Look, I'm not sick.
Değilim.
I don't know. I feel a little sick inside. And not just because I'm looking at him.
Bilmiyorum, ama burnuma biraz pis bir koku geliyor ve nedeni, sadece onu görmem değil.
Frank, you are sick... because you ate rancid, maggot-filled meat, not because of animals.
Frank, hayvan yüzünden değil, bozuk, kurtlu et yediğin için hastasın.
No, no, no. I'd better not be getting sick.
Hayır, hastalanmamalıyım.
She's not even sick anymore.
Artık hasta bile değil.
So, if she's not feeling sick, well... then we're just gonna have to make her feel sick.
Madem hasta değil biz de onu hasta yaparız.
It's not that I'm afraid that if I kiss you, I'll get sick.
Seni öpmememin sebebi hastalık kapmaktan korkmak değildi.
No no, she is not a sick person.
Hayır hayır. Julia hasta değil.
I want you to recognize that in order to get out of this hell, you may have to make decisions about your life... what to change, what not to change... independent of this prognosis, to take action, or not, without knowing if you're sick.
Ben senden bu cehennemden çıkabilmeni sağlamak amacıyla kendine dönmeni istiyorum hasta olup olmadığını bilmeden bu teşhisten bağımsız olarak ne değişecek ne değişmeyecek harekete geçecek misin geçmeyecek misin hayatındaki kararları alabilmelisin.
It's not me who's sick.
Hasta olan ben değilim.
I haven't written any sick notes!
Düşük not aldığında mesaj gelmedi.
Forges sick notes, intercepts letters, although she says not.
Kötü notlar, engellenen mektuplar, bunlara rağmen olmaz diyor.
You are sick, and I'm not going anywhere without you.
Hastasın ve sen olmadan bir yere gitmem.
And a further three thousand are sick with it and not fit to fight. - So far? Two thousand.
İki bin.
father's figure. But, you know... I can not even believe how sick I was.
Ama.. inanamıyorum ne kadar hastayım
That song my mother sang to me when I was sick and could not sleep.
Annem, hasta olduğumda ya da uyuyamadığımda hep bu şarkıyı söylerdi.
Um, things have not been easy for me with lexy being sick.
Lexy hasta olduktan sonra bazı şeyler benim için kolay olmadı.
Henry tell me you're not getting sick.
Henry neden hasta olmadığımızı söyle.
Mom... being sick is not an imperfection.
Anne, hasta olmak bir kusur değil.
I don't get it. If Grandma's not really sick, then why is Daddy going there?
Babaannem hastaysa neden babam gidiyor?
It's sick, but it's not impossible.
İğrenç bir şey, ama imkansız değil.
Professor, I took your class two years ago, but got sick and I haven't received a grade for it.
Profesör, iki yıl önce sizin dersinizi aldım ama hastalandım ve bu yüzden geçerli bir not alamadım. Ne yapmalıyım?
Now, I appreciate you taking preventative measures so as not to pass on whatever sick scurvy you may carry on to her.
Artık nasıl bir hastalık taşıyorsan ona da bulaştırmamak için önleyici tedbir almanı takdir ediyorum.
Nobody else is sick, so it can't be environmental. Not exactly stuck.
Başka hasta olan da yok, o yüzden çevresel bir nedenden olamaz.
- Better not. She's sick.
- Gitmesen daha iyi.
sick 513
sicko 25
sickness 40
sickening 22
sick bay 18
sickbay 17
not sorry 22
not so much 570
not sure yet 68
not so far 81
sicko 25
sickness 40
sickening 22
sick bay 18
sickbay 17
not sorry 22
not so much 570
not sure yet 68
not so far 81
not so bad 126
not so fast 809
not since 35
not sure 411
not soon enough 36
not so close 24
not so good 271
not so hard 43
not so well 25
not so loud 139
not so fast 809
not since 35
not sure 411
not soon enough 36
not so close 24
not so good 271
not so hard 43
not so well 25
not so loud 139