Not soon enough tradutor Turco
167 parallel translation
Not soon enough.
Geç bile kaldım.
That's not soon enough, Iz.
Yeterince çabuk değil, Iz.
Not soon enough.
Yeterince değil.
- What do you mean, "That's not soon enough"?
"Yeteri kadar çabuk olmaz da" ne demek?
Not soon enough.
Yeteri kadar yakında değil.
No, tonight is not soon enough, but it'll definitely do.
Hayır, bu gece yetmez, ama kesinlikle başaracağım.
And not soon enough, as far as this reporter's concerned.
Ve bu gazetecinin endişeleri kadar çabuk değil.
- Not soon enough.
- yeterince çabuk değil.
- Not soon enough.
- Yeterince erken değil.
Not soon enough.
Ama hemen değil.
Not soon enough.
Yeterince hızlı değil.
Not soon enough.
Bu yeterli değil.
Though not soon enough for some people.
Gerçi bu başkaları için yeterli olabilirdi.
- Not soon enough.
Uzun bir süre bu.
Though apparently not soon enough.
Anlaşılan geç kalmışım.
Not soon enough. What help can we expect from Cardassia?
Ve Klingon savaşı ile son Borg saldırısı arasında kalan
Obviously, not soon enough.
Yeterince erken davranamadım.
- That's not soon enough.
- Çok yakında değil.
Soon... not soon enough, but soon.
Yakında. Yeterince yakında değil ama yakında.
Not soon enough.
Yeterince yakın değil.
Not soon enough.
Yeterince yakında değil.
Not soon enough.
Yeterli değil çok geçmeden.
Not soon enough.
- Yeterince erken değil.
Yeah, not soon enough!
Evet, ama yeterince çabuk değil!
Not soon enough.
- Gerektiği kadar erken değil.
It's not soon enough as far as I'm concerned!
O zaman bile... -... umurumda olmaz!
- Not soon enough to help.
- Yardım edecek kadar çabuk değildi.
Not soon enough for me.
Adama çok yaklaşmışlar.
Not soon enough.
Pek yakında değil.
Not soon enough.
Yeterince erken değil.
- Not soon enough.
- Yeterince kısa değilmiş.
- Not soon enough.
- Yeterince çabuk değil.
Ain't nothing wrong with your idea except not having it soon enough.
Düşündüklerin yanlış değilmiş.
But he said nothing of this to the bird, who could not understand him anyway and who'd learn about the hawks soon enough.
Ama bundan kuşa hiç bahsetmedi, söylese de anlamazdı zaten. Çok yakında atmacanın ne olduğunun öğrenecekti.
- That's not soon enough.
Bu yeteri kadar çabuk olmaz.
And although he does not achieve greatness on the instrument, he is soon good enough to play in a local band.
Ve bu müzik aletinde bir beceriye ulaşamamasına rağmen yerel bir bando takımında çalabilecek kadar da iyidir.
Present management may not be the worst scum, but they're the guys that put you on this course. Pretty soon, everybody will be scrambling for parachutes, only there's not enough to go around.
Yönetim en kötü pislik olmayabilir ama sizi bu kamikaze gidişatına onlar soktu,... ve çok yakında herkes paraşütleri kapışıyor olacak.
We look like all being... rich and famous soon enough, so... let's not spoil it.
Yakında hem çok zengin, hem de çok ünlü olacağız gibi görünüyor. - İçine etmeyelim işin.
If they're not there now they'll be there soon enough.
Daha gitmedilerse çok geçmeden orada olurlar.
That may not be soon enough.
Bu yeterince çabuk olmayabilir.
It may not be soon enough.
Yeterince zaman olmayabilir.
For she will be dead soon enough, perhaps even at Norfolk's hand, if you do not help her.
Ona yardım etmezsen yakında ölecek. Belki de Norfolk Dükünün ellerinde.
We're not rich, and I'm off to prison soon enough.
Zengin değiliz ve ben çok yakında hapse giriyorum.
Not necessarily, but you'll find that out soon enough.
Olması şart değil ama bunu sen de öğreneceksin.
He's obviously not aware that Moya is pregnant, but he's sure to find out about the pregnancy soon enough.
Moya'nın hamile olduğundan haber olmadığı ortada. Ancak çok yakında hamileliği öğrenecektir.
- That will not be soon enough.
- Bu yeterince erken değil.
I'm not sure it's soon enough if you brought him in yesterday.
Yeterli olduğundan emin değilim. Eğer onu dün getirseydin.
As if that wasn't embarrassing enough we soon found that except for the "white male" part he did not correspond to one single detail of my profile.
Bu yetmezmiş gibi bir de baktık ki "beyaz erkek" kısmı dışındaki profile hiç benzemiyordu.
Someday may not be soon enough.
O bir gün yeteri kadar yakın olmayabilir.
Alex and Amy will get to know each other.Not yet, Soon enough.
Alex ile Aimee birbirlerini tanıyacaklar. Ama henüz değil. Çok yakında.
Not soon enough.
Vaktin yok.
soon enough 99
enough 5528
enough for today 16
enough said 73
enough is enough 234
enough about me 63
enough chitchat 25
enough now 40
enough of this 129
enough talking 31
enough 5528
enough for today 16
enough said 73
enough is enough 234
enough about me 63
enough chitchat 25
enough now 40
enough of this 129
enough talking 31
enough's enough 35
enough of this shit 25
enough talk 56
enough with the 22
enough already 193
enough games 17
enough of this nonsense 22
enough of that 96
not sorry 22
not so much 570
enough of this shit 25
enough talk 56
enough with the 22
enough already 193
enough games 17
enough of this nonsense 22
enough of that 96
not sorry 22
not so much 570
not sure yet 68
not so far 81
not so bad 126
not sure 411
not so fast 809
not since 35
not so close 24
not so good 271
not so well 25
not so hard 43
not so far 81
not so bad 126
not sure 411
not so fast 809
not since 35
not so close 24
not so good 271
not so well 25
not so hard 43
not so loud 139
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so 123
not so great 49
not so tough now 16
not so easy 32
not sick 28
not so long ago 54
not so much anymore 20
not someone 19
not so hot 16
not so 123
not so great 49
not so tough now 16
not so easy 32
not sick 28