See you at home tradutor Turco
771 parallel translation
I'm going to go. See you at home. - Okay, go.
- Hoşça kal, evde görüşürüz.
Then, I'll see you at home.
Evde görüşürüz o halde.
Yes, I'll see you at home.
Evde görüşürüz.
- See you at home.
- Evde görüşürüz.
Look, I'll see you at home!
Evde görüşürüz!
- See you at home, Mike.
- Evde görüşürüz, Mike.
Well, in that case, I'll see you at home.
Tamam o zaman. Evde buluşuruz.
When I didn't see you at home... I knew you were doing something foolish.
Seni evde bulamayınca bir şeyler yaptığından şüphelendim.
See you at home.
Evde görüşürüz.
I'll see you at home.
- Evde görüşürüz.
I'll see you at home.
Evde görüşürüz.
No message at all, I'I see you at home.
Hayır, mesajım yok. Evde görüşürüz.
I'll see you at home, okay?
Seninle evde görüşürüz, tamam mı?
These aren't the kind of things that you see in your back garden at home.
Bunlar, evinizin arka bahçesinde görebileceğiniz türden şeyler değiller.
You see, ladies, to come home at midnight and find a girl in your bed.
Gece yarısı geldim ve onu uyurken buldum, anlıyor musunuz bayanlar?
I see you've made yourself at home here : you have friends and sisters.
Kendine bir yuva yaptığını görüyorum : Dostların ve kardeşlerin var.
Now, when she has at last found joy, you speak of returning home, never to see each other again.
Şimdi, tamda mutluluğu yakalamışken, evinize dönmekten, ve birbirinizi bir daha asla görmemekten bahsediyorsunuz.
I'll eat at home and see you at the shop later.
Yemeği evde yiyeceğim, seninle de sonra mağazada görüşürüz.
The Home Office will see you at 7 : 30 tonight.
İçişleri Bakanlığı bu akşam seni saat 7 : 30'da görecek.
I have a 16-millimeter print at home if you want to see it.
Görmek isterseniz evimde 16 milimetrelik bir kopyası var.
You see she gets home at a decent hour.
Dönüşü çok geç vakte bırakmayın.
Could you see my wife home and then meet me at the hospital?
Karımı eve uğurlayıp, hastanede bana katılır mısınız?
And I feel at home here, as you can see.
Gördüğün gibi burada kendimi evimde hissediyorum.
You see... at home in Reading... we used to travel on the same bus together.
Anlıyor musun okul zamanı... .. aynı otobüse binerdik.
Well, I see you've made yourselves at home.
Görüyorum ki evinizdeymişçesine rahatsınız.
But, you see, at home they are inclined to believe... that certain behavior runs in the family.
Sen de bilirsin, evdekiler bazı davranışların babadan oğla geçtiğine inanmaya meyillidir.
The owner of this bag went to see you at your home, Mellie.
Bu çantanın sahibi evinize geldi Mellie.
You know, Lieutenant, I don't see how a man... with the name of Columbo... Shouldn't he be more at home on a boat?
Teğmen... anlamıyorum Columbo isminde birinin denize alışık olması gerekmez mi?
You see, what I do- - I stay at home.
Yani, yaptığım evde oturmaktır.
See if you got anything else at home,'ey?
Evde başka bir şeyin varsa getir bakalım'ha?
You know, if my chick at home could see this now, man, she'd flip.
Bilirsin, benim evdeki hatun bunu görse yeminle takla atardı.
I'm a little worried to see you at my home so late in the night.
Gece geç saatte seni evimde görmek beni biraz endişelendirdi açıkçası.
Did you ever see steam in your bathroom at home?
Sen evdeki banyonda hiç buhar görüyor musun?
After I drop you off at home, I go see a hooker and think of you.
Seni eve bıraktıktan sonra bir orospuya gidip seni düşüneceğim.
- He's checking to see if you are at home now he'll see it.
Evde misin diye kontrol ediyor. Şimdi görür.
Why don't you go see her at home?
Peki neden onu görmeye gitmiyorsunuz?
Supposing you want to hear Jack Benny, see. But you can't be home at that hour.
Jack Benny'i dinlemek istediğini düşün ama o saatte evde değilsin.
I see you've made yourself at home.
Görüyorum ki evindeymişsin gibisin.
i'm at home now, and i need to see you.
Evdeyim şimdi, ve seni görmeye ihtiyacım var.
I wish you folks at home could see this.
Evlerinde oturanların bunu görebilmesini isterdim.
Good to see you. Go ahead, make yourselves at home.
Sizi gördüğüme sevindim.
See, let's face it, you don't go fishing for minnows when you've got Moby Dick at home.
Gördün mü, gerçeklerle yüzleş evde balinan varsa hamsi tutmaya çıkmazsın.
You see, if they enjoy eating and drinking at home too much, they never take you anywhere.
Biliyorsun eğer onlar evdeki yeme içmeden çok hoşlanırlarsa seni asla bir yerlere götürmezler.
You see, my father, he tried to commit suicide and when I came home I found him at the bottom of the stairs.
Babam intihar etmeye kalkmış. Eve döndüğümde onu merdivenlerden yuvarlanmış halde buldum.
Well, you see, I have this hot tub at home.
Evimde bir küvet var.
Hey, you know, you should see the one I have at home.
Hey, biliyor musun, evde var bir tane var. Görmen gerekir.
I think you'd better see who's at home.
Bence evde kimler var, baksan iyi olur.
She needs a normal home "Her own toys, her bed, milk" at supper... don't you see?
Onun normal bir evi oyuncakları, yatağı, sütü olmalı, anlıyor musun?
I've come 1,500 miles to see you at the risk of losing my home and alienating my wife.
Sizi görmek için evimi kaybetmek... ve eşimle bozuşmak pahasına 2.500 kilometre yol geldim.
You � re going to quit too, and were going to get fake drivers licenses, and get one of those camper trailer things, and at night you will be driving, and I would be inside making dinner, and when you come home, we'll be so happy to see that were alive, that
Sende bırakacaksın, ve gidip sahte ehliyetlerden alacağız, sonra kamp karavanlarından bir tane alacağız, gece sen kullanacaksın, ve bende evde yemek hazırlayacağım, ve sen eve geldiğinde, hala hayatta olduğumuzu gördüğümüz için mutlu olacağız.
I see you made yourself at home.
Evindeymişsin gibi rahat olduğunu görüyorum.
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you on the other side 84
see you thursday 45
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you on the other side 84
see you thursday 45