English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Then one night

Then one night tradutor Turco

606 parallel translation
Then one night, she showed up at my door.
Sonra bir gece, kapıma geldi.
Then one night the door opened.
Bir gece kapı açıldı.
And then one night, you get to thinking how you could crook the house yourself. And do it smart. Because you've got that wheel right under your hands.
Ve bir gün dolandırmak senin aklına gelir ve zekice yaparsın, çünkü rulet tahtası ellerinin altındadır.
Then one night, I decided I had to have a talk with her to see if there wasn't some future, some way for the two of us.
* Sonra, bir gece, onunla konuşmam gerektiğine karar verdim... * İkimiz için bir gelecek, bir çıkış yolu var mıydı, yok muydu, anlayacaktım.
Then one night I escaped.
Sonra, bir gece oradan kaçtım.
Then one night, Willie threw her right out of the window.
Sonra bir gece Willie, onu camdan dışarı attı.
And then one night out of nowhere she walks into your life, and everything flaps over inside.
Sonra bir gece nereden geldiğini bilmeden hayatının içine giriverir ve her şey tersine döner.
- But then one night...
- Ama bir gece...
Then one night it burns up, and everybody in it.
Sonra bir gece ev içindeki herkesle beraber yanıverir.
Then one night, you look down and there it is, shining in your hands.
Bir gece, bakarsınız ki orada, avucunuzun içinde parıldamaktadır.
And then one night she came home, Christmas Eve it was, too and I thought she'd had an accident!
Ve bir gün Noel Arifesinde eve öyle bir hâlde geldi ki bir kaza geçirdiğini sandım!
Then one night he caught her taking outside dictation.
Sonra bir akşam dışarıdan iş alırken yakalamış.
Then one night, it ended.
Sonra bir gece, sona erdi.
And then one night they caught me.
- Sonra beni bir gece yakaladılar.
Then one night in the laboratory, there... there was an accident.
Ve bir gece laboratuarda, bu kaza oldu.
Then one night, he came up to my room.
Sonra bir gece odama geldi...
Then one night, paul Staniford picked me up.
Sonra bir gece, Paul Staniford beni aldı.
Then one night, this happens.
Sonra bir gece, aynısını yapmışlar.
Then one night, bingo!
Sonra bir gece, tombala!
Then one night, the wolf pack elders met at council rock... because Shere Khan the tiger... had returned to their part of the jungle.
Sonra bir gün kurt sürüsünün yaşlıları meclis kayasında toplandılar çünkü kaplan Shere Khan ormana geri dönmüştü.
And then one night, I'd be in some club.
Sonra bir gece, bir klüpte...
Then one night the Japs laid a few mine fields of their own.
Sonra bir gece Japonlar kendi mayın tarlalarını yaptı.
Then one night at the gambling tables I saw him.
Derken bir gece kumar masalarında onu gördüm.
Where you can buy cherryade and melted ice cream And bleedin watney's red barrel And then one night
Limonata, erimiş dondurma ve lanet olası Watneys Red Barrel birası alırsınız.
Now, you take two of these... in a glass of castor oil for two nights running, then you skip one night.
Bunlardan ikisini, bir bardak hint yağı ile birlikte iki gece iç, sonra bir gece içme.
- And then you, uh... - Refrain from taking them one night.
Bir gece içmemen.
One night when I found that she'd come back quietly from London, I thought that Ravell was with her, and I knew then I couldn't stand this life of fiilth and deceit any longer.
Bir gece, Londra'dan gizlice dönmüş olduğunu öğrenince Favell'le burada olduklarını anladım ve artık bu pislik ve yalan dolu yaşama daha fazla dayanamayacağımı da anladım.
Your daughter goes off one night to the country house and then you find her in the police station.
Kızın bir gün sayfiye evine gidiyor sonra onu karakolda buluyorsun.
But if you can't recognize your fares, then, one rainy night, you may end up running one over.
Mademki yolcularını tanıyamıyorsun,.. ... yağmurlu bir gecede birisini ezip geçmen kuvvetle muhtemel.
Last night of all, when yon same star that's westward from the pole had made his course into that part of heaven where now it burns, Marcellus and myself, the bell then beating one... Peace!
Daha dün gece, şu karşıki yıldız, kutbun batısında şimdi ışıldadığı yere geldiği sıra Marcellus ve ben, saat biri vururken- -
And then, one night, Margo Channing came to play in Remembrance, and I went to see it.
Sonra, bir gece, Margo Channing "Yadigar" ı oynamaya geldi.. .. ben de izlemeye gittim.
But, then, just one more night, okay?
Sadece bir gece daha, olur mu?
Have one more spin, then close up for the night.
Bu son tur, Bu gecelik bu kadar.
And then, one-night stands clear across country by bus.
Sonra bütün ülkeyi otobüsle dolaşıp yaptığımız tek gecelik gösterileri.
Girls like Juliette are good for one night then you forget them.
Juliette gibi kızlar bir geceliktir, sonra unutursun onları.
And then, one night, I gave her a week's notice.
Sonra bir gece onu işten çıkaracağımı söyledim.
Then, one night out of sight and sound of the rest of the house our efforts were rewarded.
Sonra, bir gece... evin diğer sakinlerinin ruhu bile duymadan... çabalarımızın meyvesini aldık.
Then, one night, the store is robbed.
Sonra, bir gece, bakmışsın ki, mağaza soyulmuş.
Then I was granted one day and one night on Earth and I meet you!
Bana dünyada bir gün ve bir gece bahşedildi ve seninle karşılaştım!
Well, he said that Marion was there for one night and then she left.
Marion'un bir gece orada kaldığını sonra gittiğini söylemiş.
And then suddenly one night, a little girl gets bored and tells a lie. And there, for the first time, you see it and you say to yourself, "Did she see it? Did she sense it?"
Sonra bir gün küçük bir kız sıkılıp bir yalan söylüyor ve sen bunun farkına varıyorsun kendi kendine kabul ediyorsun, " Bunu gördü mü?
Then they walked down to Place Clichy, one of the loveliest squares at night.
Sonra Place Clichy'e doğru indiler gecenin en sevgi dolu meydanına.
Then, one night just before dawn....
Ardından bir gece, şafaktan hemen önce...
Then one day one night, something happens and snap!
Sonra bir gün bir gece, bir şey olur ve kopar!
Then there's one fellow that didn't spend the night at school.
Biri de geceyi okulda geçirmemiş.
Then, one night, there he was!
Ta ki, o geceye kadar, oradaydı!
If the R.A.F. Drops three, four... five thousand kilograms of bombs on Germany in one night... then in one night we shall drop three hundred... four hundred, five hundred, five thousand on England!
Eğer RAF Almanya'ya bir gecede 3, 4, 5 bin kilo bomba atarsa biz de İngiltere üzerine bir gecede 4 yüz, 5 yüz, 5 bin atacağız.
But then, one night...
Ama bir gece...
Suppose I leave one man alone, I don't arrest him, don't bother him, but let him suspect that I know everything and am watching him day and night, then he will break, and will come himself.
Düşünün ki bir insanı rahat bırakıyorum, tutuklamıyorum, rahatsız etmiyorum ancak her şeyi bildiğimden haberi olmasını sağlıyorum... Gece gündüz gözetleye gözetleye sonunda dayanamıyor ve kendiliğinden gelip teslim oluyor.
Then, one night, it was all over.
Sonra, bir akşam aniden bitti.
One night, then out.
Tek gecelik ilişki, sonra da kovar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]