We're clear tradutor Turco
2,211 parallel translation
We're all clear.
Tehlike geçti.
Keep going, we're clear.
Yola devam edin, güvendeyiz.
We're in the clear.
Güvendeyiz.
It is so clear that you need me here to keep us all together. We're like a family now.
Bir arada kalabilmeniz için bana ihtiyacınız olduğu çok açık.
Ten, 12 of those suckers, we're in the clear.
Şunlardan 10-12 tane alsak tamamdır.
But just so we're clear, my icebox is filled with pieces of fellas who tried to fuck me over.
Ama şunu açık konuşalım buz kovalarım, beni becermeye çalışan heriflerin parçalarıyla doludur.
We're trying to clear your friend and her husband of homicide charges.
Arkadaşınızı ve eşini bir cinayet davasından aklamaya çalışıyoruz?
Sasselov : It is clear that we're in a new age of exploration and discovery.
Keşfin yeni çağına girdiğimiz artık çok açık.
Shouldn't take too long, but we'd like to buckle up Until we're clear. Thank you.
Fazla uzun süreceğini sanmıyorum, ancak yine de emniyet kemerlerinizi bağlamanızı tavsiye ederim.
But just so we're clear... I'm lying.
Ama şunu açıkça belirtelim aslan benim.
Just so we're clear, Eve, you're accusing one of the biggest developers in South Florida of trafficking kids.
Emin olmak için soruyorum, Eve, sen Güney Florida'nın en büyük geliştiricisini, çocuk taciri olmakla suçluyorsun.
We're clear!
Temiz!
No, our first purchase should send a clear message we're willing to blow all $ 125 million.
Hayır, ilk harcamamız 125 milyon doların dibine kibrit suyu dökeceğimizi gösterecek kadar açık olmalı.
We're pulling back until we can clear a path.
Başka bir çıkış yolu bulana kadar geri çekiliyoruz.
So we're clear... no zoo-animal shapes at work.
Umarım anlamışsındır, işteyken hayvan şekilli krep yapma.
We're in the clear.
Biz temiziz.
I mean, we're not dating and it's pretty clear that we never will.
Yani, çıkmıyoruz çıkmayacağımız da bariz ortada.
We're clear to wiretap van Horn's cellphone.
Van Horn'un telefonunu dinleme iznini aldık.
I want to make it clear we're just talking.
Sadece konuştuğumuzu hatırlatmak isterim.
We're clear.
Temiz. Pekala.
Listen, people are starting to talk, so I just want to get our story straight, all right, be clear about what we're saying.
Dinle, insanlar konuşmaya başladı bile. Anlatacağımız hikâyeyi belirleyip, söyleyeceklerimizi netleştirmek istiyorum. Ben bir şey söylemedim.
Long as we're clear.
Bu konuda net miyiz?
Yeah. Yeah, we're clear.
Evet, evet, netiz.
We're in the clear. No problem, they didn't hear us.
Temiziz bizle alakası yok
We're clear!
Güvendeyiz!
All she has to do is sign a paper tomorrow, and we're in the clear.
Tek yapması gereken yarın bir kağıda imza atmak, daha sonra tamamız.
Looks like we're finally in the clear.
Görünen o ki sonunda temize çıktık.
So just to clear a few things up here, we're not under attack?
Şimdi, birkaç şeyi açıklığa kavuşturalım, Saldırı yok mu?
And, um, we're going to have to clear up some- - some things that have- - that have come up.
Geçen seansımızda tespit ettiğimiz sorunlara geri dönmeliyiz bence.
But just so we're clear, sometimes we get put in positions where lives are on the line and we have to make split-second decisions, and when that happens, the line you're talking about gets a little hard to see.
Ama şimdiden açık konuşmak gerekirse bazen öyle durumlara düşüyoruz ki bir yanda diğer insanların hayatları elimizde oluyor ve bizim de saniyelik kararlar vermemiz gerekiyor, öyle durumlarda bahsettiğiniz o sınırı görmek biraz güçleşebilir.
If we're going to set a more generous tone for the summer, it's clear I'm going to have to do something fresh and provocative, so...
Bu yaz için daha cömert bir hava ortaya çıkaracaksak yeni ve kışkırtıcı bir şey yapmam gerekeceği kesin.
Just so I'm clear... you're not denying what we're presenting you with?
Açık olursak, söylediklerimizi inkâr etmiyorsun?
We could tie him up, call an ambulance, once we're clear of the beach house.
Onu bağlayıp, sahil evine girdiğimiz zaman ambulans çağırabiliriz.
Okay, guys, we're clear.
! Evet, beyler, güvendesiniz.
Jones, we're clear.
Jones, temiziz.
Just so we're clear, this is a loan.
Şunda anlaşalım, bu bir borç.
So we're clear, this is a loan.
Şunda anlaşalım, bu bir borç.
Once they're clear of the salt water, we can deal with our friend here.
Onları tuzlu sudan kurtardık mı, buradaki dostumuzun icabına bakarız.
Well, Mr. and Mrs. McCormick, since you're here, there are a few things we need to clear up.
Bay ve Bayan McCormick burada olduğunuza göre birkaç şeyi netleştirmemiz gerekiyor.
And we're clear.
Buna hiç şüphe yok.
You sure we're free and clear on this?
- Bunu temizleyebileceğimize emin misin?
Just so we're clear, are we talking about Baghdad, or what happened pre-Baghdad?
Açık olalım ; Bağdat konusundan mı bahsediyoruz yoksa Bağdat'tan önce yaşananlardan mı?
Soon as the street's clear, we're going in.
Sokak boşalır boşalmaz içeri gireceğiz.
We're just going to clear the way, okay?
Sadece yolunu açmaya çalışıyoruz, anladın mı?
We're gonna clear the track.
Hangarda olacağız.
Now that Chuck the cop is out of your life, Susan's acting normal, I think we're in the clear.
Şimdi polis Chuck hayatından gittiğine ve Susan normal davrandığına göre bence güvendeyiz.
But bright side is we're all in the clear now.
Ama iyi tarafı da şu ki artık kurtulduk.
Just so we're clear- - this woman is mad at you because you lied to her.
Şunu iyice anlayalım. Bu kadın sana, ona yalan söylediğin için öfkeliyken bulduğun çözüm bacağın kırılmış gibi mi yapmak yani?
We're the ones who called County to clear the area.
Bölgeyi temizlemeleri için ilçe yetkililerini arayan bizdik.
And just so we're clear, when I say "closing," this is not what I'm talking about.
Açık konuşalım, ben ona "Yakınlaş" dediğimde bundan bahsetmiyordum.
We heard you loud and clear, and we're not worried about Florida anymore.
Dediklerini iyice anladık, ve artık Florida hakkında endişelenmiyoruz.
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear my head 36
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear my head 36