English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You always say that

You always say that tradutor Turco

752 parallel translation
You always say that!
Bir daha yapmayacağım.
- You always say that.
- Hep öyle diyorsun.
That is, you always say that I always do.
Yani, hep yaptığımı söylersin.
You always say that and it doesn't make sense.
Hep aynı şeyi söylüyorsun ama hiç mantıklı değil.
You always say that.
Hep aynı şeyi söylüyorsun.
- You always say that.
- Hep bundan yakınıyorsun.
You always say that.
Hep böyle söylüyorsun.
- You always say that, Father.
- Hep bunu söylüyorsun, baba.
- Why do you always say that?
- Neden hep böyle söylüyorsun?
You always say that I'm the crazy one, that I live in a dream, outside reality.
Bana hep deli olduğumu söylersin. Hayallerde yaşadığımı, gerçekten uzak olduğumu.
- Oh, Maggie, you always say that.
- Maggie, bunu hep söylüyorsun.
You always say that... "Little Kajsa."
Hep böyle diyorsun bana... "Küçük Kajsa'm."
You always say that.
Hep böyle dersin.
You always say that.
Hep öyle diyorsun.
- You always say that.
- Hep öyle söylersin zaten.
You always say that.
Hep bunu söylüyorsun.
You always say that. And then I gotta watch you fit some thing into that masterpiece of junk.
Bunu hep söylüyorsun, sonra küçük bir şeyi, hurda şaheserine dönüştürüyorsun.
You always say that.
Hep böyle dersin zaten.
You always say that, Del.
Hep bunları söylersin Del.
- You always say that!
- Hep öyle sanırsın!
That's what you always say.
Hep aynı şeyi söylüyor.
You see, we've always been joint, as you may say and, uh... well, would it be asking too much, sir john, if a part, i mean, any part that you... ohh.
Bilirsiniz, biz her zaman birlikteydik ve... Ona da bir rol verseniz çok şey mi istemiş olurum, Sir John?
Funny you should say that because i always find it so difficult to talk to people.
Her halde insanlarla kolay kolay konuşamadığımı anladığınız için öyle dediniz.
That's what you always say, Jim.
Hep aynı şeyi söylüyorsun Jim.
I always say we never took too cautious cause no problem and you would not that people see you in this state?
İnsanlara hep şunu derim, asla yeterince dikkatli olamazsınız. Ama en iyisini kendilerinin bildiklerini zannederler. İnsanların sizi bu durumda... görmelerini istemezsiniz.
No matter what you'd say to the contrary there'd always be something inside of me that would say you were lying.
Ne kadar inkâr etsen de içimde bir şey yalan söylediğini anlayacak.
- Always you say that, my friend.
- Her zaman böyle söylüyorsun dostum.
- I would say that you should always carry that.
- Bence onu hep yanınızda taşımalısınız.
If you will stay by me this evening, you will see that what I say is not always of the greatest importance but, dear, that doesn't keep me from talking.
Bu akşam yanımdan ayrılmazsan söylediklerimin her zaman çok önemli olmadığını görürsün. Ama tatlım, bu beni konuşmaktan alıkoymaz.
You didn't always say that
Bunu her zaman söylemezdin.
You say that because you always liked O-Sei.
Sen söyledin "Çünkü daima O-Sei'den hoşlandın".
I always say that if you...
Ben hep derim ki, eğer sen...
I found out that you can't always do or say what you want to. That is unless your father lets you.
Baban izin vermedikçe dilediğini her zaman yapamaz ve söyleyemezsin.
That's what you always say.
Her seferinde böyle dersin.
Father always used to say that if we ever had the money you have, we'd have steak and ice cream three times every day.
Babam, senin kadar paramız olduğu zamanlarda her gün, günde üç kez dondurma ve bitfek yiyeceğimizi söylerdi.
- That's what you always say.
Bana her zaman aynı şeyleri söylüyorsunuz!
"Ask Michele," that's what you always say.
"Michele'e sor", hep bunu söylüyorsun.
I knew you would say that. Everybody always thinks that.
- Düşündüğünüzü biliyorum ama kalitesine güvenin.
That's what you always say.
Hep öyle dersin zaten.
That's what you always say whenever you see me crying.
Beni ne zaman ağlarken görsen aynı şeyi söylüyorsun.
And I always say that to love yourself is the beginning of a lifelong romance, and after watching you, I know you and you will be very happy together.
Ben de şunu hep söylerim, kendini beğenmek ömür boyu süren bir aşktır. Ve sunu görüyorum ki, sen ve sen birlikte çok mutlu olacaksınız.
That's what you always say.
Şu devamlı bahsettiğin şey.
Now men, in conclusion, I would like to say that in the two years I have been your commanding officer, - - I always expected your best, and you never gave me anything less.
Şimdi sonuç olarak, şunu söylemek istiyorum ki üs komutanınız olarak çalıştığım şu son iki senede, sizden herzaman en iyiyi bekledim ve siz asla daha azını vermediniz.
♪ Through thick and thin she will always be my friend ♪ I don't wanna say that I've been unhappy with you
Through thick and thin she will always be my friend l don't wanna say that l've been unhappy with you
I always say that because I love you.
Dinle, bunu seni sevdiğim için söylüyorum.
You just leave it to me. Oh, Papa, that's what you always say.
Oh baba hep böyle dersin.
You yourself always say that - whether French or Spanish, doctor or clerk...
Daima kendinize şunu söylemelisiniz : Fransız veya İspanyol, doktor veya tezgâhtar...
Say the things that trouble you, as you always do, and it will help.
Size sorun yaratan şeyleri, hep yaptığınız gibi söyleyin ; bu yarar sağlar.
That's what you always say.
Her zaman söylediğin bu.
That's what you always say.
Her zaman öyle söylüyorsun.
I tell you that Groppi was always half-crazy half-crazy to say the least.
Groppi'nin yarı deli olduğunu hep söylerdim. "Yarı deli" yetersiz kalır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]