Не верно tradutor Turco

Не верно.

Yanlış.

Опять не верно.

Yine yanlış.

Но это не верно

Ama bu yanlış.

Верно, её там не было.

- Doğru, değildi.

Ты понимаешь, что Винсент не даст нам этого сделать, верно?

Vincent'in kolyeyi bize öylece vereceğini sanmıyorsunuz, değil mi?

Мы не пробыли вместе даже и года, верно?

Zaten daha bir senemiz bile dolmamıştı.

Подруга сказала, что Клэр не вдавалась в подробности, но, Морган, ты нашла след от краски на обуви Клэр, верно?

Doğru, Morgan, Claire'in ayakkabıları boya izi bulundu, ancak Arkadaş, Claire ona herhangi bir ayrıntı vermedi dedi?

Вы не любите когда Вами управляет девушка, верно?

Ortalık yerde bir kızın sana patronluk taslamasından hoşlanmıyorsun, değil mi?

Верно. Какого рода задание ты думаешь, я поручил ему, если не врачебное?

Doktor işinin dışında onu ne tür bir ayak işine göndereceğimi sanıyordun gerçekten?

Они требуют от нас верной службы, зная, что верная служба не приносит ничего, кроме жалкой платы за скверный труд.

Onlar bizden dürüstlük bekliyorlar dürüst davranmanın bir şey vermediğini bilerek sefil bir ücret ve sefil bir emek verir.

Верно. Не знаю врага на острове страшнее, Ненны Ажанлекоко.

Bu adada Nenna Ajanlekoko'dan daha kötü bir düşman düşünemiyorum.

Ну, коммодор еще не очнулся, верно?

Amiral uyanmadı, değil mi?

Он же тебе не нравится, верно?

Yani hoşlanmıyorsun dimi?

Никто из нас не хочет показаться негодяйкой, верно?

İkimiz de kötü görünmek istemiyoruz, değil mi?

Ну, с того, что в ней куча этих артефактов, которые этот парень воровал годами, верно?

Adamın yıllardır çaldığı sanat eserleri yüzünden.

Верно, дело, над которым я работал до того, как меня упекли в тюрьму, еще не закрыто.

Hapse girmeden önce çalıştığım vaka hâlâ açık.

Я ж тут ничем не помогу, верно?

Bu durumda yapacak bir şeyim var mıydı?

Верно. Ты вербуешь его, но не по той причине, как он считает.

Onu muhbir yapacaksın ama sadece düşündüğü sebepten dolayı değil.

Верно, и о том, что вы говорили про тех родителей, которые не заканчивают того, что начинают, и открывают чартерную школу всего на четыре года. Мы хотели сказать вам, что мы не из тех родителей.

Doğru, diğer ebeveynler hakkında söylediğiniz şeyler şu bitirme mevzusunu değil ama belki sadece dört yıllığına imtiyazlı okul açacağız ve size o ebeveynlerden olmadığımızı söylemek istiyoruz.

У этого парня не все дома, верно?

Öğle yemeğinden mahrum kaldı desenize.

Верно ли, что вы не рассматривали мистер Бланта как подозреваемого в смерти Кевина Найерса?

Kevin Neyers'ın ölümüyle ilgili Bay Blunt'a şüpheli gözüyle bakmadığınız doğru mu?

Ведь 20 : 30 - это ведь не точное время, верно, доктор?

Çünkü 20.30 tam saati değil, haksız mıyım Doktor?

После того, как Синди рассказала вам, что беременна от мистера Бланта и вы угрожали разорвать его на куски, вы не можете сказать, где вы были, с кем вы были и сколько выпили, но признаете, что были пьяны и пару раз занимались сексом. Верно?

Cindy'nin, Bay Blunt'ın çocuğuna hamile olduğunu söylediği ve sizin Bay Blunt'ı mahvetmekle tehdit ettiğiniz akşam nerede olduğunuzu, kiminle birlikte olduğunuzu ne kadar içtiğinizi bize söyleyemiyorsunuz ama biraz sarhoş olduğunuzu ve birkaç sefer seks yaptığınızı söylüyorsunuz, değil mi?

А он вроде как может. Ты на самом деле ничего не понимаешь в музыке, верно?

Müzik hakkında gerçekten bir şey bilmiyorsun, değil mi?

Ну... не будет первым необъясненным медицинским чудом, которое мы когда либо видели, верно?

Daha önce görmediğimiz ve açıklayamadığımız bir tıbbi mucize olamaz mı?

Ладно, дело не во мне, верно?

Sorun bende değil, değil mi?

Не думаешь же ты, что можешь обмануть меня на бургер, верно?

Benim için bir hamburger sızdırabilir misin?

По крайней мере, Дэниел едет домой, верно?

- En azından Daniel eve dönecek değil mi?

Что? Верно! Снова в деле, разве не супер?

- Pekâlâ, işimize geri dönelim... # ne güzel değil mi?

Ты не будешь плакать, верно?

Ağlamayacaksın, değil mi?

Ну, с этой логикой не поспоришь. Верно?

Böyle mantıklı bir şeye laf edemezsin, değil mi?

И то верно... но он не более ценен, чем ты?

Doğru... ama o senden daha değerli değil mi?

Я знаю, что произошедшее вчера не было твоей идеей, верно?

Dün olanlar senin fikrin değildi, tamam mı?

Ты же на самом деле не хочешь быть матерью, верно?

Gerçekten anne olmak istemiyorsun değil mi?

Это же не принесет вам никакой пользы, верно?

Bunun sana da bir faydası olmaz, değil mi?

Ты же на самом деле не хочешь быть матерью, верно?

Gerçekten anne olmak istemiyorsun di mi?

Так что почему бы вашим наставникам не показать вам как это делается верно, а?

Neden danışmanlarınız size nasıl yapılacağını göstermiyor?

Верно, итак, это главный кровавый момент, но без результатов ДНК-анализа я не смогу рассказать как сильно были ранены другие члены семьи.

Tamamdır, asıl kanlı olayımız bu. Ama DNA sonuçları olmadan Kaç aile üyesinin daha yaralandığını söyleyemem.

Особая роль в будущем, верно? Не могу дождаться.

Gelecekte büyük bir rolüm olacak değil mi?

Совершенно верно и я совсем не печалюсь по этому поводу.

Doğru ve bir şey kaçırmadım.

Это же не проблема, верно?

Sorun olmaz, değil mi?

И ты не возражаешь, верно?

O zaman bu konuda sorunun yok, öyle mi?

Но не нашли, верно?

- Henüz bulamadınız ama, değil mi?

Это не я должна искать общения, верно же?

Bu konuda iletişime geçecek olan ben değilim, biliyorsun değil mi?

Ты не можешь есть при людях, верно?

İnsanların önünde yemek yiyemiyorsun, değil mi?

Верно, потому что дела на него еще нет. По крайней мере, стопроцентного. Сэм - псих!

Doğru çünkü şu anda elimizde bir dava yok.

- Да, но благодаря тебе у нас не осталось другого выбора, верно?

- Senin sayende şu anda başka seçeneğimiz yok, değil mi?

Верно, ты не такой.

Doğru, değilsin.

Сегодня не очень вышло, верно?

Bugün yapmadım ama, değil mi?

- Ты же прекрасно знаешь Я не позволю тебе выйти отсюда с этой записью, верно?

Onunla buradan çıkmana izin vermeyeceğimi çok iyi biliyorsun değil mi?

Я знаю, что нам не везёт. В каждом свинстве можно найти кусочек ветчины, верно?

Bak, bu büyük talihsizlik biliyorum ama sana limonu hayat verir, değil mi?