English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bir yudum

Bir yudum tradutor Inglês

1,618 parallel translation
Eğer "Homerkol" içiyorsan, bir yudum ben de alırım.
You're drinkin'homer-hol? I'll take a swig.
İçtiğin hiçbir yudum şarapta çevirdiğin her anahtarda edindiğin hiç bir arkadaşla artık bir an dahi huzur bulamayacaksın.
Each swallow of wine you take, every key you turn, every... friend you make... you'll never have another moment's peace.
Emin ol, Martinimden bir yudum alana kadar onlarla iş birliği yapmayacağım.
Trust me, I won't fully comprehend it until I'm sipping my first martini.
Bir yudum alabilir miyim?
Could I have a sip?
Bir yudum al.
Have a sip of her.
Gözün kapalı bir yudum al.
- Wait. You have to take a first sip with your eyes closed.
Kahven için bir yudum tekilaya ne dersin?
A dash of tequila for your coffee?
Bir yudum isteyeniniz var mı çocuklar?
Either of you boys crave a taste?
Cuma akşamları belki bir yudum şarap.
They'll have maybe a sip of wine every Friday night, on the Sabbath.
Bir yudum al.
Take a sip.
Biraz patlamış mısır ve içeceğinizden küçük bir yudum alın.
Have some popcorn, a little sippy-sip of your sip stuff.
- Bunu yapmak istemiyorsun. - Sadece bir yudum.
- You don't wanna do that.
Susuzluktan ölmek üzeresin, Bir yudum petrol içmek istemezsin.
You're dying of thirst, you can't take a swig of oil.
Şundan bir yudum versene.
Give me some of that.
At ilacından güzel bir yudum sayesinde kaldırdım.
... that carriage!
Büyük bir yudum al.
Take a big sip.
Bir yudum alayım.
Let me sip too.
Kaybeden bir yudum alır.
Looser has to take a sip.
Patron, endişelenmeyin Burada, bir yudum çek
Boss, don't worry. Here, have a sip.
Hey, daha bir yudum bile almadım.
Hey, I didn't even have a drop, sunny.
Şundan bir yudum alırsan kendini daha iyi hissedersin.
A sip of this will make you feel better.
Bir yudum almanı istiyorum.
I want you to take a sip.
- Al, çek bir yudum.
- Have yourself a nip.
- Bir yudum birşey içeceğim sanırım.
- Perhaps I'll have a little sip of something.
Sıcak çikolatamdan bir yudum almak ister misin?
Want a sip of my chantico drinking chocolate?
Chris, bir yudum alsana.
Chris, wanna have a sip?
Şu Cris'ten bir yudum alabilir miyim?
Let me get a sip of that "cris."
Bir yudum su iç.
Take a drink of water.
Harriet, bir yudum al.
You're gonna need it.
Sadece bir yudum.
Maybe just one sip.
Birimizin yapmadığı şeyi söylediği zaman eğer içimizden yapan biri varsa bir yudum bira içecek.
You gotta drink if you did the thing that the person says they never did.
Bir yudum alacak vaktim var.
Oh, I've got time for a sip.
Biri gelince bir yudum alacağım ve ağzım dolu olacak.
- And a beer. When someone comes up, I'll take a drink.
Hala bir yudum mutluluğu hak ediyorsun.
You still deserve a shot of happiness.
En fazla alkolü olaydan önceki hafta boyunca almıştır. Güreş sezonu süresince ağzına bir yudum içki almamış.
He barely drank in the weeks before that, and he didn't drink at all during his wrestling season.
- Bir yudum iç!
Take a sip, take a sip.
Sevgini bir şişeye koy ve hergün ondan bir yudum içeceğine söz ver.
You have to put your love in a bottle and make a promise to drink from it every day.
Sadece bir yudum.
Just a sip.
Bir yudum alıp ağzında çalkalayabilir misin?
Could you take a sip and swirl it around in your mouth?
Mr. Monk, bir yudum almalısın.
Mr. Monk, you have to take a sip.
bir yudum.
One sip.
Hadi bir yudum ver.
Come on, give me a sip.
- Bir yudum versene.
- Give us a sip.
Sadece bir yudum.
Just a sip!
Güne başlamak için bir yudum şaraba ihtiyacım var.
Need a drop of wine to set me up for the day.
- Bir yudum alsam yeter. - Hayır.
- I just need a little sip of something.
Sigara, bir de boğazımı ıslatacak bir iki yudum votka alacak kadar olsa yeter.
Enough for some cigarretes and a drop of vodka... for my throat irritation.
- Ver bir yudum alsın.
Give her a sip.
Hadi, çekinmeyin, gelip bir kaç yudum alın.
Now, come and drink. - Try out a few sips.
Birkaç yudum "Bushmills" ve bir-iki "ya sabır" ın üstesinden gelemeyeceği bir şey değil.
Nothing a bit of bushmills and a few "hail marys" can't cure.
- Şundan bir yudum alayım.
- No!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]