Birkaç saat önce tradutor Inglês
1,050 parallel translation
Öğretmenlerimden biri birkaç saat önce öldü.
One of my teachers died a few hours ago.
Birkaç saat önce kiminle konuştuğumu biliyor musun?
Just a couple of hours ago, do you know who I was talking to?
O çılgın serseri sadece birkaç saat önce buradaydı.
That crazy swample was here just a couple of hours ago.
Evet, birkaç saat önce posta kutusuna sokuşturulmuş bu isimsiz notu aldı.
Yeah, couple ofhours ago he got this anonymous note shoved in the mailbox.
İç işlerinden adamlar birkaç saat önce buradalardı.
The Internal Affairs people were here hours ago.
Bu kadın birkaç saat önce :
is this the same woman, a couple of hours ago :
Birkaç saat önce New York`a gitmek üzere yola çıktı.
He left several hours ago for New York.
- Merhaba. Nerede o tabanca? - Kanıt bölümüne verdim birkaç saat önce.
Hey, where's that pistol?
Birkaç saat önce döndüm.
I got back some hours ago
Birkaç saat önce LA Times'a böyle bir mektup gelmiş.
LA Times got a letter just like that two hours ago.
- Birkaç saat önce gitti.
- She been gone a couple of hours.
Birkaç saat önce, yanıma geldiğinden beri,
Since she came to me,
Maalesef hizmetim sona erdi, birkaç saat önce, evlat.
Sorr, the serice was over a couple of hours ago, son.
O konularda deneyimim yok ama en azından birkaç saat önce olmalı.
Well, I'm not very experienced at that sort of thing... but I'd say a couple of hours ago at least.
Bourne'un birkaç saat önce New York'a geldiğini duyduk.
We've learned that Bourne arrived in New York a few hours ago.
Birkaç saat önce karım gözlerimin önünde öldürüldü.
And a few hours ago, my wife... she was, uh, murdered right in front of my eyes. So, uh, you're just gonna have to forgive me... because I've never been poisoned before.
Birkaç saat önce evine gönderdik.
We sent him home hours ago.
Ancak kaçırma tehdidinden birkaç saat önce evinizi boşaltmanız bana büyük aptallık gibi gözüküyor.
But to empty your house a few hours before the threatened abduction seems to me to be the height of folly.
Birkaç saat önce, dış görev ekibi gezegendeyken.
A few hours ago, while the away team was on the surface.
Birkaç saat önce, bir savaş gemisiyle karşılaştık, büyük ihtimalle de size saldıran gemiyle.
A few hours ago, we encountered a warship, possibly the one that attacked you.
Eğer Lantree'den bahsediyorsunuz, onunla birkaç saat önce karşılaştık.
If you're speaking of the Lantree, we encountered it a few hours ago.
Üç akıl hastasının birkaç saat önce Poha Devlet hastanesinden kaçıp işledikleri tüyler ürpertici cinayetle ilgili yeni bilgiler. Yetkililerin söylediğine göre neden sirk üzerindeki haklarının reddedilmesiymiş.
More on the grisly murder... and apparent breakout only hours ago at the Poho County State Hospital... where three mental patients escaped... after what authorities there said was a denial of their circus privileges.
Bu adam 700 yıI önce Çin'i fehetti ve sadece birkaç saat önce de Oshman'ın spor mağazasını.
700 years ago he totally ravaged China. And two hours ago totally ravaged Oshman's sporting goods!
Birkaç saat önce bir oğlunuz oldu. Bazı sorunlar ortaya çıktı.
Your son was born a couple of hours ago, There's been some complications,
Birkaç saat önce buraya geldim ve bir şey buldum. Şunu tutabilir misin lütfen?
I came up here earlier and I found something in here.
Birkaç saat önce buraya geldim ve bir şey buldum.
I came up here earlier tonight and I... I found something in here.
Birkaç saat önce.
A couple of hours ago.
Birkaç saat önce, bedenimin artık düzgün işlemediğini fark ettim.
A couple of hours ago, I realized that my body was no longer functioning properly.
Wesley ve Geordi'ye birkaç saat önce baktım.
I checked in with Wesley and Geordi.
Sadece birkaç saat önce çok mutlu görünüyordun.
You seemed so happy just a few hours ago.
Provadaydı ama birkaç saat önce eve gidiyorum dedi.
He was in the rehearsal but he left home, he said, a few hours ago.
İlk konuklar gelmeden birkaç saat önce Clayton oraya uğramış.
Clayton call ran to see him, a few hours before the first guess arrived.
Birkaç saat önce gönderilmiş.
This was posted a few hours ago.
Birkaç saat önce, tenyaya benzettiğin kişi?
The person who, just a few hours ago, you compared unfavorably to a tapeworm?
Birkaç saat önce, yerden 60 kat yukarda, akabinde ölüme atlayan bir adamla röportaj yaptım.
A few hours ago, I was standing on a ledge 60 stories above the street interviewing a man who subsequently jumped to his death.
Birkaç saat önce müthiş bir gürültü duymuş olmamıza rağmen... askeri yetkililer bir açıklama yapmış değil.
The military has been silent, though a couple of hours ago... we heard a huge noise... and it was confirmed that four KC-1...
Birkaç saat önce birkaç çeyrekliğim vardı ama ördeklere yem diye attım.
I did have some quarters a few hours back but I used them to feed the ducks.
- Hem de birkaç saat önce.
Only hours ago.
Bunun birkaç saat önce söylenmesi gerekiyordu.
That's what I was told a few hours ago.
Terörist örgüt yerel bir radyo yayınında bu şekilde açıklama yaptı. Bu sabah, silahlı çatışmadan birkaç saat önce 70 yaşındaki bir Katolik Ulster Gönüllü Kuvvetleri tarafından öldürüldü.
This morning, just a few hours before the shooting, a 70-year-old Catholic was killed by the Ulster Volunteer Force.
Birkaç saat önce, küçük 12 yaşında bir kız ofisime geldi... baştan ayağa silahlanmıştı ve beni morga yollamaya kararlıydı.
A few hours later, a little 12-year-old girl comes into my office... armed to the teeth, with the firm intention of sending me to the morgue.
Bunu yazan adam hoş olmayan birşey yapmış olmalı. Kendisine henüz daha birkaç saat önce yaptığı şeyleri unutturmak için.
The man who has written this must have done something very unpleasant indeed to make him forget this actions of just a few hours ago.
Ölümünden birkaç saat önce.
[Hilberg ] The last entry precedes his death by a few hours. [ Lanzmann] And what does he write?
Evet, birkaç saat önce.
Yeah, a couple hours ago.
Böyle bir şeye karar vermeden önce kendine birkaç saat zaman tanımalısın.
You could give yourself a couple of hours before you decide that.
Polis onu birkaç saat önce getirdi.
Involving members of her own family.
Oraya varmadan önce birkaç saat kestirebilirsin.
You can get a couple of hours'rest before we get there.
Uzun bir yolculuktu, Raph... Ayak'ı aramaya başlamadan önce... birkaç saat uyumalıyız.
It's been a long drive, Raph... and before we go out advertising to The Foot that we're back... we could all use a few hours'sleep.
Sanırım birkaç saat daha kütüphanede olacağım. Beynim tamamen sulanmadan önce.
I figure I'm good for a couple more hours at the library before my brain totally shuts down.
Ben, en az 16 saat önce öldüğünü söylüyor. Ama birkaç iş arkadaşı yakın zamanda onu gördüklerini iddia ediyorlar.
Ben says he'd been dead at least 16 hours but according to a couple of his co-workers, they saw him recently.
- Her gün birkaç saat.
- About once a day for a couple hours.
birkaç saat 25
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23