Bırakmam tradutor Inglês
6,369 parallel translation
Kendim için endişelenmeyi bırakmam gerek.
I need to stop concerning myself...
Bilmez miyim? Bırakmamı istiyordun hani.
Of course I know, the one who told me to end it.
Arkamda bir şey bırakmam.
There'd be nothing left to you.
Bırakmamı ister misin?
Want a lift?
- Ben sizi asla geride bırakmam Dr. Brand.
- I wouldn't leave you behind... Dr. Brand.
- Ona başka çare bırakmamışsın.
- You didn't leave him much of a choice.
Çocuğumu bırakmam!
I won't leave my child!
Batı yarımküresini karanlıkta bırakmamış olman inanılmaz.
Amazing you didn't black out the entire Western Hemisphere.
Cynthia işi bırakmamı ve Vermont'ta pansiyon açmamı istiyor.
Cynthia... Guys. Cynthia wants me to quit and open a BB in Vermont.
İşimi pek şansa bırakmam Bay Solo.
I don't like to leave much to chance Mr. Solo.
Burada her kim varsa, zerre bile bırakmamış.
Whoever was in here, they didn't leave any scraps.
- Hiçbir şey bırakmamış.
Nothing.
- Bırakmam.
- I won't.
Emeğinizi karşılıksız bırakmam.
I'll make it worth your while.
Bırakmamızı istemediğinize emin misiniz?
You sure you guys don't need a ride?
- Haklısın da sen liseyi bırakmamış mıydın?
You're right, but didn't you, like, drop out of high school?
- Seni bırakmam.
- I shall not leave you.
İşi, ring kenarındaki hakemlerin eline bırakmamıza bir dakika kaldı.
We're about a minute away from putting this in the hands of three judges at ringside.
Bırakmamı söylüyordu.
Telling me to let go.
Bana bırakmamı söylüyor.
Tell me that I... I need to let go.
Bırakmam.
I will.
- Mektup yazmayı bırakmamıştı.
- Guy would not stop writing letters.
Bunun peşini bırakmamızı söyledi.
He said we should let it go.
- Rory seni burada bırakmam.
Rory, I'm not going to leave you here.
Hey J. Bırakmamı ister misin?
Yo, J. You need a ride?
Alex'i yalnız bırakmam.
I'm not leaving Alex.
Oldukça uzağa savrulduğunu söyledi. Not veya başka bir şey ardında hiçbir şey bırakmamışsın.
He said you were shot out of it, really far... and you didn't leave a note or anything.
Benden bu bütçeyle, dağı delmemi çocukları gözetmemi ve küçük kavgalarını halletmemi ve üstüne sigarayı bırakmamı bekliyorlar.
I'm supposed to bleed a rock with the budget, handle the kids and their petty vendettas, and quit smoking.
Pekala, o senden benim bırakmamı istedi ve siz hayır demediniz benim dilimde bu beni kovuyorsunuz demek.
Well, he just asked me to step down, and you didn't say no, which in my language means you're firing me.
Anlaşılan bırakmam gereken bazı kötü alışkanlıklarım var.
Apparently I have some bad habits that I have to break.
O sefer başrolü elden bırakmamıştın.
You never sold the urgency in this one.
İnekligi bırakmamı hic istemezsin.
You didn't want me to stop being a nerd, ever.
Hayatta bırakmam.
Oh, come on.
Beni hiç o kadar yalnız bırakmamıştın.
You've never left me alone for that long.
Defolup onu rahat bırakmam için bağırıyordu.
She was screaming that I should get out and leave her alone.
Bugün olmaz. Ana'yı eve bırakmam gerek.
I can't today, I have to drive Ana home.
Seni aylar önce bırakmam gerekirdi.
I should've left you months ago.
Öne geçmişken bırakmam gerektiğini düşündüm.
Oh, I just figured I'd get out while I was ahead.
Bizim de seni baskı altında bırakmamız yanlıştı.
It was wrong of us to put that pressure on you.
İyi bir intiba bırakmam lazım.
This is my chance to make a good impression.
- Kapıyı açık bırakmamış mıydık?
Didn't we leave that door open?
Böyle bir suçu cezasız bırakmam mümkün değil.
I cannot allow such transgression to go unpunished.
Doug'u kıvranırken bırakmamın imkânı yok.
There's no way I'm leaving Doug behind.
Seni geride bırakmam Doug.
I'm not leaving you behind, Doug.
Bırakmam.
I won't.
Şimdi, Çocukları almam ve uyumaları için Buckley'lere bırakmam gerekiyor.
Now, I need to pick up the children and drop them at the Buckleys'for their sleepover.
Görünüşe bakılırsa Londra'nın günahları peşimizi bırakmamış.
Looks like the sins of London have followed us home.
Bazı şarkılar kötü anlamda benle ilgili olsa bile o haliyle bırakmam.
Even though some of it is personal in a sad way .. I'd never let it just be that.
Bense şu an bırakmamın çok sadakatsizce olacağını düşündüm.
I thought it would be incredibly disloyal, ..at this point, to walk away.
Mamie-Claire'in beni geri çektiğini düşünüyor... ve onu bırakmam gerektiğini.
She basically thinks Mamie-Claire is holding me back and I should just leave her.
Bırakmamı mı istiyorsun?
You want me to quit?
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58
bırak artık 86
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırakın geçeyim 78
bırak şimdi 60
bırak kalsın 58
bırak artık 86