English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bırakmayacağım

Bırakmayacağım tradutor Inglês

3,067 parallel translation
Burada olmamızın esas nedeni şu anda bırakmayacağımızı bırakamayacağımızı söylemek.
The point of why we're here is to say that we are not... We cannot quit now.
- Jeff Chang'i yine yüz üstü bırakmayacağım.
- Yeah? Well, I'm not gonna let Jeff Chang down again.
- Seni bırakmayacağım. Dinle.
- I'm not leaving you.
Bırakmayacağım seni.
I won't let go
Onu bırakmayacağım.
I am not leaving her.
Onu bırakmayacağım!
I'm not leaving her.
Ne olduğunu öğrenene kadar peşini bırakmayacağım.
I will not rest until I find what happened.
İşi şansa bırakmayacağım.
I'm not taking any chances.
Seni burada bırakmayacağım, tamam mı?
I'm not leaving here, okay?
Geliyorsun, seni burada bırakmayacağım.
You're coming. I'm not leaving you here.
Elini bırakmayacağım, haydi uyu biraz.
I'll keep holding your hand. You should sleep.
- Seni bırakmayacağım.
- I'm not leaving you.
Seni bırakmayacağım Sara.
I'm not leaving you, Sara.
Bunu şansa bırakmayacağım.
I'm not taking any chances.
Sanırım sizi asla bırakmayacağım Bay Stewart.
Don't stop. I think I'm gonna keep you, Mr. Stewart.
Seni yalnız bırakmayacağım.
- I'm not leaving you on your own.
Andie, sana söz veriyorum. Seni bırakmayacağım.
Andie, i promise you i will not give up.
- Oğlumu bırakmayacağım!
- I'm not leaving my son!
Hayır, mesaj bırakmayacağım.
No, no message.
Bu işin sonunu hiçbir şekilde bırakmayacağım.
You have not heard the last of this, not by any means.
Kaldırılmadık taş bırakmayacağım.
And I'll leave no stone unturned.
Seni asla bırakmayacağım.
I will never leave you.
- Bunu yanına bırakmayacağım!
I'm not letting him get away with it!
Bunun peşini bırakmayacağım. Önemli bu.
I'm not letting this go, it's important.
- Hayır, seni bırakmayacağım.
- No, I'm not leaving you!
Ele geçirdiğim toprakları, aldığım kaleleri bırakmayacağım.
I will not give up the lands I have seized, the strongholds I have taken.
Asla ve asla bırakmayacağım seni.
I'll never ever leave you from now on.
Rahul, rahat bırakmayacağım onları.
Rahul, I won't spare them.
- Seni arkada bırakmayacağım.
I'm not leaving you behind.
Ama yapabilirim. Sen benim ortağımsın, kürsüde seni tek başına bırakmayacağım.
You're my partner, and I'm not gonna let you stand up there alone.
Evet, elbette bırakmayacağım.
No, of course not.
- Hayır, bilmiyorum. O işi yapana kadar senin peşini bırakmayacağım.
I am not gonna let you alone until you do what you have to do.
Sizi yüzüstü bırakmam. Bırakmayacağım.
I will not, will not, let you down.
İşçileri, kahrolası zengin hakimiyetine veya kodamanların ellerine bırakmayacağım...
I'm not going to put down working men for goddamn plutocratic high muckety-mucks...
Seni burda bırakmayacağım.
I'm not leaving you here.
Bana bak. Bir şey planlamıyorum. Ama seni o kızla tek başına bırakmayacağım.
I'm not planning to do anything, but I'm not going to leave you alone with that girl, ok?
Seni yarı yolda bırakmayacağım!
I won't let you down! What are you talking about?
Bu işin peşini bırakmayacağım.
I'm not going to let it go!
Seni yüz üstü bırakmayacağım.
- I won't let you down.
- Onu bırakmayacağım.
- I'm not leaving him.
Seni asla bırakmayacağım.
I will not fall away.
Ve ben onları yüzüstü bırakmayacağım.
And I will not abandon him.
Hatta kendi babamın üstüne yemin ederim... Bu köyü rahat bırakmayacağım.
Even I have sworn on my father... I won't leave that village.
Seni yarı yolda bırakmayacağım.
I won't let you down.
- Seni bırakmayacağım, ihtiyar.
- I'm not leaving you, old man.
Bırakmayacağım bu işi.
I won't let you down!
Sizi bırakmayacağım.
I'm going to keep you.
- Bir daha seni yalnız bırakmayacağım.
- I will never leave you again.
Seni bir daha yalnız bırakmayacağım. Söz.
I promise I won't go and leave you again, OK?
- Artık seni hiç bırakmayacağım.
I will never lose you again.
Bunu yanına bırakmayacağım.
He doesn't get away with this shit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]