Rahat mısınız tradutor Inglês
302 parallel translation
- Burada rahat mısınız?
- Comfortable here?
Burada rahat mısınız?
Are you comfortable here?
Siz orada rahat mısınız?
Are you guys all right in there?
Orada rahat mısınız Bayan Adams?
Are you comfortable in there, Miss Adams?
Orada rahat mısınız?
Are you all right there?
- Rahat mısınız, Bayan Timberlake? - Evet, teşekkür ederim.
- Are you comfortable, Miss Timberlake?
Rahat mısınız, Bayan Marple?
Now, are you comfortable, Miss Marple?
Rahat mısınız Komiser?
Are you quite comfortable, chief inspector?
Evet, şimdi rahat mısınız?
Well, now... Are you comfortable?
Rahat mısınız?
Comfortable?
Rahat mısınız?
- Are you comfortable?
- Rahat mısınız?
- You are comfortable?
- Burada rahat mısınız?
- Are you comfortable here?
Rahat mısınız?
Are you quite comfortable?
- Rahat mısınız?
I came to see if you were comfortable.
usta rahat mısınız?
Uncle, is this okay?
Hepiniz rahat mısınız?
Are you all comfortable?
Rahat mısınız?
Do you feel comfortable?
Orada rahat mısınız?
Are you comfortable there?
Rahat mısınız Bayan?
Uh, comfortable, Miss?
Rahat mısınız?
Are you comfortable here?
Rahat mısınız baylar?
Are you gentlemen comfortable?
Ayrıca, eğer Norma'yı bu gece tutacaksanız, en azından rahatını sağlayalım, ha?
Also, if you're holding Norma overnight, let's at least make her comfortable, eh?
Büyük talihsizlik, ama hem benim hem de sizin rahat ve huzurunuz için buraya gelmemek için bir bahane bulamaz mısınız?
It's unfortunate, but for my own comfort and peace, and certainly for yours, don't you think you might find some excuse not to come here any more?
Onu rahat bırakır mısınız?
Can't you leave him alone?
Sizler beni rahat bırakamaz mısınız?
Can't you people leave me alone?
Beni rahat bırakır mısınız artık?
Now will you leave me alone?
- Onu rahat bırakamaz mısınız?
- Can't you leave her alone?
Sorun ne bir süre bile olsa beni rahat bırakmayacak mısınız?
What's the matter... you can't give somebody some peace down here once in a while?
Harika biri olduğundan eminim ve seni hayatını kurtardıysa tabbi ki ona minnettar olmalı ve hayatını olabildiğince rahat ve mutlu kılacak her şeyi yapmalıyız.
I'm sure he's a wonderful boy and if he saved your life we must certainly be grateful to him and do everything to make his life as comfortable and as happy as possible.
Şu çocuğu rahat bırakmayacak mısınız?
Lay off the kid, OK?
- Onu rahat bırakır mısınız?
Will you leave him alone?
Herşey çok rahat, ama, eh Sizi ve adamlarınızı çekici bulmadım.
That's all very cozy, but I don't find you men all that appealing'.
- Beni rahat bırakır mısınız?
Can't you leave me alone?
Onun için lütfen beni rahat bırakır mısınız?
Would you just please leave me alone?
Onu rahat bırakır mısınız?
Will you guys leave him alone?
Onu rahat bırakamaz mısınız?
Can't you leave him alone?
Rahat mısınız?
Are you comfortable?
Eğer onu sana gösterirsek ve o seni tanımazsa eğer durmaksızın senin önünden geçip giderse bizi rahat bırakacak mısın?
If I show you her and she doesn't recognise you, if she walks straight past you without stopping, will you leave us alone?
Çocuklar bizi rahat bırakır mısınız?
Could you children please allow us our privacy?
Bizi rahat bırakamaz mısınız hiç?
Can't you ever leave us alone?
Beni rahat bırakır mısınız?
Listen, will you just leave me alone?
- Beni rahat bırakır mısınız?
- Wanna give me a break?
Vadi'den bir kız başkasını istedi diye kendine acıyıp duracak mısın? Rahat mı bırakayım?
Leave you alone?
Beni biraz rahat bırakır mısınız?
Could everybody back off?
Eğer bu adamı görürsem, benim mutlu ve iyi olduğumu söylerse şarlatanın beyni varsa söyleyecektir de, hepiniz beni rahat bırakacak mısınız?
If I see this guy and he tells me that I'm happy and well-adjusted, which he will, if the quack has a brain, would you all please leave me alone?
Beni biraz rahat bırakır mısınız, lütfen?
would you leave me alone, please?
Bak, yaşamımızın geri kalan kısmında rahat bir yaşantı sürmek için, bu değersiz antikalardan yeterince çaldık.
It's nothing but trouble. Look, we've stolen enough of these antique trinkets... to keep us living comfortably for the rest of our lives.
Gerçekten, onu rahat bırakamaz mısınız?
Really, can't you just leave him alone?
Beni rahat bırakır mısınız?
Will you get off my back?
Onu rahat bırakır mısınız?
will you leave him alone?
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız etmeyin 24
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız etmeyin 24
rahat bırakın beni 59
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız mı oldun 22
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahatsız mı ettim 20
rahat dur 117
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız mı oldun 22
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahatsız mı ettim 20
rahat dur 117
rahatla 772
rahatsız etmek istemem 22
rahat mısın 71