Senin için geldim tradutor Inglês
582 parallel translation
Buraya senin için geldim.
It was for you I came.
Buraya senin için geldim.
That's why I was looking for you.
Jacek, sadece senin için geldim.
Jacek, I came back just for you.
Senin için geldim Tony.
I'm coming for you, Tony.
- Senin için geldim.
- I came for you.
Maciste, senin için geldim.
Maciste, I came for you.
Senin için geldim.
I came for you.
Buraya senin için geldim.
Understand at the first sight, right?
Buraya senin için geldim.
I come here for you.
Senin için geldim, Ichi.
Ichi! I'm here for you.
Senin, geleceği parlak bir çocuk olduğunu duydum ve kardeşim olmanı istiyorum. O yüzden, senin için geldim.
I was told about your courage, and I would like you to be my brother.
Senin için geldim.
I have come for you.
Senin için geldim Margaret.
I've come for you, Margaret.
Senin için geldim, hayatım.
I've come for you, my darling.
Senin için geldim.
I've come for you.
Senin için geldim.
I'm hot and horny
Senin için geldim...
I come to you..
- Ama senin için geldim.
- But I came here for you.
Sırf senin için geldim.
Of all men, just for you.
Senin için geldim. Samet için geldim.
I came because of you, because of Samet.
"Clarisse, senin için geldim."
Clarisse, I've come for you.
- Senin için geldim.
I've come for you.
O zamandan senin için geldim, Sarah.
I came across time for you, Sarah.
Buraya, senin için geldim.
I'm here with you.
Ama senin ne kadar girişken olduğunu bildiğim için Bert, hemen geldim.
But knowing how conscientious you are, Bert, I came right over.
Senin gibi güzel bir kıza hiç yakışıyor mu? Üstelik bir tek öpücük için otuz mil yol geldim.
That wouldn't be a very ladylike thing to do, would it... after me riding thirty miles just for a kiss?
Teslim gününe kadar senin meydanda olmaman için geldim.
I came to take you and hide you out until the deadline.
Sana Capri'ye döneceğimi söylemeye geldim. İmparatordan senin için yardım isteyeceğim.
I came to tell you that I'm going back to Capri to ask the emperor to intercede for you.
Özetle ; buraya aslında senin için bir konuşma yapmaya geldim.
In short, I came here with a talk all prepared for you.
Senin için geriş geldim.
I came back for you.
Senin için geri geldim, Nevenka, ve benden nefret edenlerden intikam almak için.
I came back for you, Nevenka, and to take my vengeance upon those who hate me.
Şimdi senin için bıraktığım ilaçları nasıl kullanacağını anladığından emin olmak için geldim.
I have come now to make certain you understand how to use the drugs I left for you.
- Buraya Rooks için geldim, senin için değil.
- I'm here for Rooks, not you.
Hayır, buraya birisi senin kelleni aynı fiyata önerdiği için geldim.
No, I'm here because someone offered me that for your head.
Tekrar yerine koymak için geldim. Ve senin için, çünkü sen anlama duyarlılığına sahipsin, asla hayal etmediğin şeyleri sana sunuyorum.
And for you, because you have the sensitivity to understand,
Senin için yıldızlar ötesinden geldim.
I came beyond the stars for you.
- Senin için ne yapabilirim? - Kwai Chang Caine ve Yaşlı Cengaver için kefalet yatırmaya geldim.
- Well, sir, I am here to post bail for Kwai Chang Caine and Ancient Warrior.
Senin kıza bakmak için geldim.
I came to look at your girl.
Biliyorsun, ben sırf senin yanında olmak için geldim.
You know I only came back to be near you.
- Bir de senin için okula kadar geldim.
- Yet, I came to school for you. - It was pitiful.
Bu sabah buraya, babanla senin için konuşmama izin verip vermeyeceğini öğrenmeye geldim.
She'd give her left arm. I came to inquire whether you would allow me to ask your father for your hand. Yes, I would allow it.
Senin için en erken trenle geldim.
I came on the early train, beca use of you.
Buraya senin ne haltlar... karıştırdığını görmek için geldim
I'm here to look, for someone like you.
Emine, ben buraya senin için, çocuklarımız için geldim.
What are you saying?
Ama ben buraya senin iyiliğin için geldim Ebenezer.
But I have come for your sake, Ebenezer.
Hatta geçen gece eve bile geldim, ama sanırım senin için biraz geç bir saatti.
I even came around to the house the other night, but I guess it was a little late for you.
Senin için geri geldim.
I CAME BACK ON ACCOUNT OF YOU.
Ben sadece senin için Berlin'e geldim.
I only came to Berlin because of you.
Bak, senin için uzun bir yoldan geldim.
See, I've come a long ways for you.
Hayır. O kadar yolu sadece senin tahrik etmek için geldim.
No, I came all the way out here just to pull your chain.
Buraya senin icin geldim, Tereza.
I did come back here for you, Tereza.
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51