Yanlış anlamayın tradutor Inglês
800 parallel translation
Yanlış anlamayın.
Please don't misunderstand what just happened.
- Lütfen yanlış anlamayın...
- Please don't misunderstand...
Lütfen yanlış anlamayın, tüm bunlar şakaydı.
Please don't misunderstand, the whole thing was a joke.
Beni yanlış anlamayın Bayan Flaemm.
Don't misunderstand me, Miss Flaemm.
Yanlış anlamayın efendim.
Don't get me wrong, sir.
Yanlış anlamayın mösyö.
Make no mistake, monsieur.
Lütfen yanlış anlamayın.
Please do not misunderstand
Beni yanlış anlamayın.
Now don't misunderstand me.
- Lütfen, beni yanlış anlamayın.
- Please, don't misunderstand me.
Beni yanlış anlamayın efendim.
Now, don't misunderstand me, sir.
Beni yanlış anlamayın.
Don't misunderstand me.
Yanlış anlamayın Bayan Carlsen. Ed'in teklifine minnettar değilim gibi gelmesin.
Oh, don't get me wrong, Mrs. Carlsen I probably sound like I don't appreciate Ed's offer.
Lütfen beni yanlış anlamayın.
Please, do not misunderstand me.
Lütfen beni yanlış anlamayın.
Please don't misunderstand me.
Yanlış anlamayın, Bayan Craig.
Oh, don't take it wrong, Mrs. Craig.
Beni yanlış anlamayın Bayan Templeton.
Don't misunderstand me, Miss Templeton.
- Lütfen beni yanlış anlamayın.
- Please don't misunderstand me.
Bayan Paradine, sakın bu ısrarımı yanlış anlamayın, olur mu?
Mrs. Paradine, please don't mistake my persistence for any lack of sympathy.
Lütfen yanlış anlamayın Bay Richards.
Please don't misunderstand me, Mr. Richards.
Söylemek istediğimi yanlış anlamayın, Bay Bryne.
I must ask you not to mind what I mean, Mr Byrne.
Yanlış anlamayın.
I hope you won't think that of me.
Aman yanlış anlamayın.
But now, don't misunderstand.
Yanlış anlamayın, anlaşmanın bir sorunla karşılaştığını..... veya uyum sağlanamadığını..... veya yanıp kül olduğunu veya başarısız kaldığını söylemiyorum.
Understand, I don't mean to say that our merger has hit a snag, or failed to gel, or gone up in smoke, or fallen through.
- Lütfen yanlış anlamayın.
- Don't misunderstand.
Beni yanlış anlamayın.
Don't get me wrong.
Rica ederim, beni yanlış anlamayın. Size olur diyemem, mümkün değil bu.
I do beseech you, take it not amiss - I cannot nor I will not yield to you.
Lütfen yanlış anlamayın.
Please don't misunderstand.
Lütfen beni yanlış anlamayın, Mösyö Bonnard.
Please, don't misunderstand me, Monsieur Bonnard.
Hanımefendi, lütfen beni yanlış anlamayın.
Signorina! Please, don't misunderstand me.
Beni yanlış anlamayın lütfen.
Please, don't misunderstand me.
Lütfen, yanlış anlamayın.
Now, please don't misunderstand.
Hayır hayır, yanlış anlamayın. ben fakirleri severim.
No... no... it's not like I despise the lower classes.
Yanlış anlamayın ama burada iyi görünüşüne rağmen kimi sağlık problemleri olan ve askere alınmaması gereken biri olabilir.
There may be someone here who, with all due respect, in spite of his appearance, has health problems and should not be enlisted.
Beni yanlış anlamayın, bu giydiğim şeyler benim değil.
Nothing I'm wearing belongs to me.
Yanlış anlamayın.
Don't misunderstand.
Sakın yanlış anlamayın.
This is a misunderstanding.
Yanlış anlamayın.
NOW DON'T GET ME WRONG.
Lütfen yanlış anlamayın, ama neden size iyilik yapayım ki?
Please, don't take it badly, but why should I do you a favor?
Lütfen yanlış anlamayın.
Places don't mean anything.
Yanlış anlamayın.
You're making a mistake.
Yanlış anlamayın ama, hanımefendi elmasın kendisini basit göstereceğini düşünüyor.
Now, I don't want to offend you, but the lady feels that diamonds are tacky for her.
Söylerimi yanlış anlamayın bilirsiniz, bazen içkiliyken herşey daha fazla acı verir.
If you'll pardon my saying so, you know, sometimes it only makes grief worse when you bottle it up.
Yanlış anlamayın ama.
I'm afraid you might misunderstand.
Bay Kawahara, lütfen beni yanlış anlamayın.
Mr. Kawahara, please don't misunderstand me.
Beni yanlış anlamayın.
Don't get me wrong :
Yanlış anlamayın beni.
Don't misjudge me.
Lütfen beni yanlış anlamayın.
I ask of you, do not misconstrue.
- Yanlış anlamayın.
- Don't get me wrong.
ah, hayır, hayır, hayır Beni yanlış anlamayın
Oh, no, no, no. You misunderstand.
Yanlış anlamayın.
Don't get us wrong, sir.
Oh, hayır beni yanlış anlamayın.
Oh, no, wait, don't get me wrong, now.
yanlış 511
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36
yanlıştı 16
yanlışlıkla oldu 20
yanlız 22
yanlış anladın 80
yanlış numara 72
yanlış anlama 85
yanlış yaptım 18
yanlış oda 23
yanlış yapıyorsun 36