English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Başladı

Başladı tradutor Espanhol

84,718 parallel translation
Düzüşmeye başladık, barın üzerinde, tam kolunun olduğu yerde.
Y empezamos a follar, aquí en el bar, justo donde tienes el brazo.
Reglim başladı.
Me acaba de venir la regla.
Senin yüzünden iki hafta erken başladı.
Se me adelanta dos semanas por tu culpa.
Beni suçlamaya başladı.
Ha empezado a acusarme.
Ama sonra bağırmaya başladı ve...
Pero empezó a gritar y...
Son araştırmaları okuduysan, balın cilde çok iyi geldiğini bilirsin, ben de arı yemeye başladım, sadece kraliçeler.
Si lees estudios recientes, verás que la miel es genial para el cutis, así que he estado comiendo abejas, solo reinas.
Bugün işten eve arabayla geliyordum, ve Holden'ı düşünmeye başladım.
Estaba conduciendo de camino al trabajo hoy, y me puse a pensar en Holden.
Yine başladın.
Ya estás otra vez.
Özgür kalınca, kendi yerimi tuttum Hatta bu işe başladım.
Me emancipé, conseguí un nuevo hogar. Incluso conseguí este trabajo.
Çıkmaya başladığından beri onun arananlar listesine girdin.
Desde que empezasteis a salir, habéis estado en la lista de los más buscados.
Bizi takıntı haline getirmeye başladı.
Está empezando a obsesionarse con nosotros.
Konuklarımızın çalınan aracısını kurtarmak için Seattle Kolonisinde ki direnişi kırmak için kullanılan gözetleme protokolünün aynısını uygulamaya başladık.
Hemos empezado a implementar el mismo protocolo de vigilancia utilizado por la colonia de Seattle para vencer a su insurgencia y recuperar el vehículo robado de nuestros huéspedes.
Will, bunların hepsi, sen Charlie'yi kurtarmak için, bana tek bir kelime bile söylemeden duvarı geçmeye karar verdiğinde başladı.
Will, todo esto empezó cuando decidiste atravesar el muro para traer a Charlie sin decirme una sola palabra.
Tamam, ne zaman konuşmaya başladınız?
De acuerdo, bueno, ¿ cuándo empezaron a hablar?
Gözlerinin arasındaki şu çizgi çıkmaya başladı.
Te aparece esa línea entre los ojos.
Ufaklık zırlamaya başladı.
El pequeño O empezó a retorcerse.
Yeni bir program başladı ve...
Comenzarán un nuevo programa y- -
Bugüne geç başladım.
Hoy empiezo a trabajar más tarde.
Dün gece okumaya başladım.
Lo empecé a leer anoche.
Ona, melekler ve öteki yaşam hakkındaki kafa yoran şiirleri okumaya başladı.
Comenzó a leerle sus poesías sobre ángeles y a meditar sobre la vida después de la muerte.
Greg, Brooklyn'deki kızların yarısıyla bakıştım, kesiştim, flörtleştim ve ruh eşimin olmadığını ciddi olarak düşünmeye başladım.
Greg, he buscado, conocido y coqueteado con la mitad de las mujeres en Brooklyn y empiezo a creer que mi alma gemela no existe.
Yani, yedi BM Deniz Piyadesi Sana şarj etmeye ve ateş etmeye başladı mı?
Así que, ¿ siete marines de la ONU comenzaron a acercarse y dispararles?
Daha yeni başladık partner.
Solo estamos empezando, compañera.
İnsanlar nihayet savaşmaya başladı.
Las personas finalmente están comenzando a pelear.
- Yorulmaya başladın.
Pareces cansada.
Benim de olabilir diye düşünmüştüm ama bunun mümkün olmadığını düşünmeye başladım.
Pero... Estoy comenzando a creer que tal vez no sea mi destino.
Bir kere ilişkiye başladın mı devamının kolay olacağını düşünüyor insan.
Pensar que unas relaciones reales sean posibles en semejante caldera.
Kral Henry, saltanatının savaştan önce başladığını ilan etmişti.
El Rey Henry ha declarado que su reinado inició el día previo a la batalla
Biraz yakmaya başladı.
Está empezando a arder un poco.
Grup E, 10 dakikalık ara için dinlenme odasına gidin. Şu an başladı.
Grupo E, a la sala de descanso por diez minutos, que empiezan ahora.
Bob senin hakkında soru sormaya başladı.
Bob ha estado haciendo preguntas sobre ti.
İşe başladığımda bunu okumam gerekiyordu ama diğer işçilerin beni inek sanmasını istemedim.
Se supone que debía leer esto cuando empecé a trabajar, pero no quería que los demás trabajadores pensaran que era un nerd.
Benim de aklıma gelmeye başladı!
¡ También lo estoy recordando!
Her şey, zavallı çocuklarımızın yaz kampında travma yaşamasıyla başladı.
, todo comenzó cuando nuestros hijos se traumatizaron en un campamento de verano.
Her şey, en iyi yıllarının geride kaldığını düşünen ihtiyar bir adamla başladı.
Comienza con un hombre viejo que ve como sus mejores años ya han pasado.
Hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Ahora está sollozando fuertemente.
Böylece Jazzy James'in de bize katılmasıyla... Bay Burns, gelmiş geçmiş en büyük intikam rap'inin prodüksüyonuna başladı.
Y así, con Jazzy James a bordo, el Sr. Burns comenzó a producir el rap de venganza decisivo.
Böylece Burns holograma yumruk sallamaya başladı attığı yumruklar durmaksızın kendi suratına geliyordu.
Y así el Sr. Burns se golpeó, a puños contra el holograma, devolviendo golpes incesantemente en su propia cara.
Anma töreni başladığında, adam hâlâ hayattaydı!
¡ Un tipo del video de "En Memoria de" estaba vivo cuando esto empezó!
Kumamoto, Japonya'daki üst şirketimiz eğlencelere ve tartışmaya açık olmayan değişikliklere başladı.
Nuestro socio corporativo en Kumamoto, Japón, ha instituido los siguientes divertidos y no negociables cambios...
İşte o zaman duygularımı yemeye başladım.
Ahí es cuando empecé a comerme mis emociones.
Reklâmlarda, sahibi oynamaları için C sınıfı oyuncularla görüşmeye başladık bile.
Ya estamos hablando con actores de segunda para que interpreten al dueño en los comerciales.
Birden bu sosisli dolu vagon şaka gibi görünmeye başladı.
¡ De repente, esta locomotora cubierta de salchichas parece un chiste!
Her şey tarihin en sıcak yaz gününde başladı.
Pero a los otros niños de mi generación, los quiero, pero son unos llorones.
Bunları zaten yaptık ve yaptıklarımız bizi başladığımız noktaya getirdi.
Ya hicimos eso y mira dónde nos dejó, de vuelta a donde empezamos.
Cortazar'ın hikâyesi protomolekül projesi üzerinde çalışmaya başladığı gün sona erdi.
El historial de Cortazar termina el día que empezó a trabajar en el proyecto de la protomolécula.
Bir şoför olarak ay ışığı almaya başladım,
Comencé a trabajar en el Moonlighting como chofer,
Sadece ilkel içgüdülerimizle tepki vermeye başladık.
Estamos más allá de reaccionar fuera de sólo nuestro instinto primario.
Küfredip duruyordu. Bana ipi nasıl bağlayacağımı, yanlış yaptığımı söylemeye başladı.
Empezó a tratar de decirme cómo atar una amarra, cómo lo estaba haciendo todo mal.
Tek bildiğim acıkmaya başladığım.
Lo único que sé es que tengo hambre.
Birşeyler hissetmeye başladın mı?
¿ Estás empezando a sentir algo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]