English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ B ] / Belki bir gün

Belki bir gün tradutor Espanhol

2,555 parallel translation
Belki bir gün seminerlerde bir şey bulurum.
Tal vez saque algo de todo esto.
Böyle bir şey var ve ona "aile" deniyor. Belki bir gün senin de bir ailen olursa sen de anlarsın.
Oh, sí, sí que lo hay, y se llama familia, y quizás algún día, cuando tengas la tuya propia, lo entenderás.
Belki bir gün, yeterince toparlayabiliriz.
Un día, tal vez tendremos suficiente. Así que tal vez habrá un plan.
Belki bir gün onu tamamen reddeder.
Quizás algún día se decida a ignorarlo por completo.
- Belki bir gün Tanrı onu affeder, - ama bugün burada suçsuz bir polis memuru... - adalet talep ediyor.
Ahora puede que algún día Dios la perdone, pero hoy aquí, un oficial muerto que clama primero por la justicia.
Belki bir gün seminerlerde bir şey bulurum.
Tal vez saque algo con esto.
- Belki bir gün bana nasıl yaptığını söylersin.
Quizás algún día puedas decirme cómo lo haces.
belki bir gün aşık bile olabilirim. ve belki biri de beni sever.
- Quizá hasta me enamore algún día y tenga a alguien que me ame.
Belki bir gün yine dövüşürüz.
Y tal vez algún día lo volvamos a hacer.
Belki bir gün olabilir.
Tal vez algún día lo sea.
Ben de bilip bilmediğimden emin değilim ama belki bir gün anladığım zaman umarım sen de anlarsın.
Yo tampoco estoy seguro de saberlo ahora mismo. Pero tal vez un día cuando lo sepa... Espero que tu también.
Lenny konusunu ise, tam çözebilmiş değilim ama belki bir gün o da olur.
Tú y Lenny, aún no estoy completamente segura de eso, pero, sabes, quizás algún día.
Belki bir gün.
Quizás algún día.
Sadece bırak gitsin. Belki bir gün dersini alır.
- Déjala ir, tal vez algún día aprenda la lección.
Belki bir gün yine görüşürüz.
Podemos encontrarnos algún día.
Belki bir gün ben de gelip şu tantana neymiş kendim görürüm.
Quizá algún día vea por mí mismo por qué tanto halago.
Belki bir gün evimiz olursa böyle güzel, mavi bir yeri olur.
Quizá si un día tenemos una casa pueda tener un suelo azul como este.
Belki bir gün senin olabilir
PIPILOS
Aynı kararlılığı belki bir gün kendine bir eş seçerken de gösterirsin.
Tal vez algún día veremos que uses esa determinación para encontrar una esposa.
Hem kim bilir belki bir gün uyandığında masöz olmak istersin.
¿ Quién sabe? Quizá un día decidas ser masajista.
Belki bir gün sen de benim artık o Don olmadığımı fark edeceksin.
Tal vez algún día te darás cuenta que no soy el Don a quien tú desprecias.
Ha belki bir gün evlenir ama evlenirseler de sırf para için evlenirler.
Si alguien casarse con ella, será sólo por dinero.
Belki bir gün olabilirim.
Tal vez un día lo encuentre.
Belki bir gün o kilise avlusunda yürüyen sen ve ben oluruz.
Quizá seamos tú y yo los que nos casemos algún día.
Ve belki bir gün hislere sahip... olmanın kötü birşey olmadığını anlarsın.
Y tal vez un día te darás cuenta de que no es algo de gran vergüenza de tener sentimientos.
Bunda başarılı olursak, belki bir gün Prime Time'da olurum.
Si aprovechamos este éxito quizá nos pasen en una cadena nacional.
Belki bir gün tekrar bir araya geliriz.
Y tal vez algún día, nos recuperemos.
Belki bir gün biriyle tanışacaksın ve beni anlayacaksın.
Quizás un día conozcas a alguien y me entiendas.
- Belki bir gün sana söylerim.
- En otro momento quizá te lo diga.
Belki bir gün seni oturup barış konuşmaya ikna edebiliriz.
¿ Cree que tal vez podríamos convencerlo que venga a las charlas de paz algún día?
Belki Astor bir gün ister diye düşündüm.
Pensé que Astor algún día podría quererlo.
Bazen insan kırıklarından arınırken hızla yaşlanabiliyor. Tıpkı insanlara hala iyi olduğunu göstermek için yaptığın onca saçmalıklar gibi. Ve bir gün bakıyorsunuz belki de onun için arındığınız kişi farklı bir yola geçmiştir.
Convalecer a veces harta muy rápido para demostrar a los demás hijos de puta que ya estás bien y un día te das cuenta de que la persona por quien tratas de cambiar ya te olvidó.
- Bir gün ikimiz çıkarız belki.
Quizá hagamos ese viaje algún día.
Belki. Ama kim bilir bu güçler daha ne kadar bizde kalacak... Bir gün bizi terk edecek olurlarsa, kendine şunu sorman gerekecek :
Quizá, pero quién sabe cuánto van a durar estos poderes, y si de algún modo se terminaran hoy, tienes que preguntarte a ti mismo,
Ve bir gün, yeterince şanslıysan belki insan olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlarsın.
y un día, si tienes mucha suerte, vas a recordar lo que es ser un ser humano.
Belki özel bir hayatım olursa 7 gün 24 saat yanınızda olmamam diye Will'le olmamı istemiyorsunuzdur.
Porque si tengo vida propia, no estaría siempre disponible para ti.
Veya belki de niyetleri, onu muhafaza altına almak ve bir gün dönmek miydi?
¿ O puede haber sido con la intención de preservarla, con la esperanza, de algún día regresar?
Belki o gün devrede başka güçler vardı. İnsan aklının almayacağı bir güç sayesinde hiç beklenmedik bir yerden gelen bir çocuk Pers Prensi olacaktı.
Pero quizá algo más ejercía su influencia ese día... algo más allá de la simple comprensión... el día que un niño de un lugar insólito... se volvió... un príncipe de Persia.
Ve belki, bir gün durum değişecek.
Quizá algún día no lo sea.
Tamam, belki, bilemiyorum bir gün insanların beni ziyarete gelecekleri bir yerim olsun isterim.
Tal vez, no lo sé quiero un lugar para que puedan venir a visitarme. ¿ Por qué?
Belki şimdi değilsin, ama bir gün olursun.
No, quizá ahora no, pero algún día lo serás.
Erkek kardeşim o kuvözün içinde üç gün boyunca yatarken belki de burası hiç de ona göre bir yer değildir diye düşündük.
Mientras mi hermanito estaba allí mismo, en esa incubadora. Durante tres días, antes de decidir... Que, ya sabes, tal vez este no era el lugar...
Theseus, belki sen de bir gün benimle birlikte ben daha fazla yaşlanmadan torunlarımın olması için Tanrılara dua edersin.
Teseo, tal vez algún día te unas a mi en oración. Pedir a los dioses que me den nietos antes de ser demasiado vieja.
Sanırım Başkanın gerçek planı, belki de bir gün
Creo que es el verdadero plan del presidente.
Çocukken, belki sekiz yaşımdaydım, bir gün okuldan eve geldim. Kişisel bilgilerimi doldurmam gereken bir form vardı. Bu formda "Baba Mesleği" için de bir satır vardı.
Cuando yo era un niño, tal vez 8 años de edad, Volví de la escuela un día con un formulario que debían completar sobre mi información personal, que también incluía un campo para "profesión del padre".
Bir gün düşünün, belki iki.
Tómate un día más si quieres.
Belki de sizi bir gün cidden inciteceğinden korktuğu için gitmiştir.
Tal vez se fue porque tenía miedo de un día lastimarte de verdad.
Belki şimdi ondan kurtulmamdan dolayı teşekkür etmeyebilirsin ama inan bana bir gün edeceksin.
Puede que ahora no me agradezcas por deshacerme de ella pero Créeme... un día lo harás.
Yani belki de bir gün görüşebilirdik.
Quiero decir... que algún día, en algún lugar podríamos encontrarnos.
Birkaç gün, belki bir hafta.
He conocido por unos pocos días, una semana.
Öyleyse, belki yarın benim için kötü bir gün olacaktır.
Pues entonces puede ser un mal día para mí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]