English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ H ] / Hepsi bu işte

Hepsi bu işte tradutor Espanhol

380 parallel translation
- Bütün hepsi bu işte.
- Es lo que yo digo.
- Hepsi bu işte.
- Eso es todo.
Kocanın işlerini paylaşıyorsun ve hepsi bu işte.
Está bien que le ayudes a tu marido con su trabajo.
Bana 30 frank veriyorsun bir paket sigara alıyorum. Hepsi bu işte. Ben de sana iki tane metro bileti veriyorum.
Dame los 30 francos que me faltan para un paquete de Gauloises..... y yo te doy los dos boletos para el metro.
Hepsi bu işte. bir tek senin bizi birleştirmen kaldı, kutsal bir törenle.
Todo está combinado, excepto que vos debéis unirlo en el santo matrimonio.
- Hepsi bu işte.
- Es lo único que tiene.
Hepsi bu işte dostlar.
Y esto es todo, gente.
Hepsi bu işte, Adrian.
Eso es todo, Adrian.
İşte, hepsi bu.
Sí, eso es todo.
" Ölmek, uyumaktır, işte hepsi bu.
Morir... Dormir, nada más.
Ölmek, uyumak, işte hepsi bu.
Morir, dormir, nada más.
Hepsi bu kadar işte.
Y eso fue todo, creo.
Hepsi bu işte.
No hay más.
Ona fabrikada düzgün bir iş verdim ve işte hepsi bu.
Le di un empleo decente en la fábrica y eso es todo
Öylece oluvermiş işte, hepsi bu.
La cosa pasó, eso es todo.
Evli olmak zorunda, işte hepsi bu kadar!
¡ Tiene que estar casada, eso es todo!
İşte hepsi bu kadar Mr. Riordan.
Y eso es todo, sr. Reardon.
Evlendiğim adam sendin. İşte hepsi bu.
Eres el hombre con el que me he casado y eso es lo que importa.
Hepsi benim hatam tabii. Tam bir aptal olduğum için bu duruma düşmüştüm işte.
Bueno, yo tuve la culpa... pero así es como me metí en el lío, así de absurdo todo.
Yakalandı işte, hepsi bu.
Lo han pillado los "polis", es todo lo que sé.
Hepsi bu işte.
Eso es todo.
Ama kötü bir hastayım işte, hepsi bu. Sicilinizi berbat ettiğim için üzgünüm.
Sólo soy un mal paciente, es todo, siento estropear su historial.
Evet, hepsi bu. İşte konuşmam. İşte...
Sí, ese es, ese es el discurso.
İşte hepsi bu. Aziz George yardımcımız olsun!
¡ Esto y, además, san Jorge!
Hepsi bu kadar işte.
Pues, es todo Io que ella escribió.
İşte hepsi bu, baba.
Es todo lo que hay, papá.
- İşte, hepsi bu.
- Así que eso es todo.
İşte, hepsi bu kadar.
En Dachau.
Hepsi bu kadar işte.
Y eso es lo que pretendemos.
- Ne gibi? Sadece üst kata git ve bazı giysilerini giy işte, hepsi bu!
- Sube a vestirte.
- İşte hepsi bu kadar.
- Y ya está.
Cleve işte, hepsi bu.
Cleve es Cleve, simplemente.
Severim işte trenleri, hepsi bu.
Supongo que me gustan, eso es todo.
İşte bu yüzden bunların hepsi yanlış.
Por éso está mal.
Ben senin resmine aşığım. İşte hepsi bu kadar.
Estoy enamorado de su cuadro y nada más.
İşte hepsi bu kadar.
Eso es todo.
İçelim işte, hepsi bu!
Beberemos y listo.
Bakın, hepsi bu kadardı işte.
Lo ve, ya pasó.
İşte hepsi bu.
Ya lo sabes todo.
İşte hepsi bu.
Es ésta.
Bu sadece, ben dayanamadım aldım işte, hepsi bu.
Pero es que, bueno, a éste no me le pude resistir. Eso es todo.
# İşte hepsi bu kadar #
Fue todo
İşte hepsi bu Kaptan.
Es lo único que he sentido.
işte hepsi bu
Está aquí.
İşte bu, beyler. Hepsi bu kadar.
Eso es todo, caballeros.
Şu an içinde olduğum durum bu işte. Geriye püsküller bile kalmamış. Hepsi lime lime olmuş.
Ahora tal y como está el negocio ya no hay borlas sólo quedan los hilos.
- İşte hepsi bu.
- No hay nada igual.
İşte. Hepsi bu.
Esto es todo por ahora.
Kocakarı masalları işte, hepsi bu.
Son cuentos de hadas, naturalmente.
İşte hepsi bu!
Eso es todo.
İşte, hepsi bu kadar.
Bien, esto es esto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]