Ben helen tradutor Francês
248 parallel translation
- Ben Helena Rayska'yı arıyorum.
- Je cherche Helen Rayska.
Ben Helen, Sparta Kraliçesi.
Je suis Hélène, reine de Sparte.
Ben Helen'im sadece bir gün gerçek bir Truvali olup olmayacagini merak eden Helen.
Non. Et je suis heureuse! Tellement heureuse!
Ben Helen'i oynuyorum. Dünyanın en güzel kadını.
Hélène, la plus belle femme du monde.
Peki, ben Helen Robinson'la konuşurken arabada kalmaya söz verin.
Promettez-moi de rester dans la voiture pendant que je parle à Helen Robinson.
Ben Helen.
C'est Helen.
Jack, ben Helen.
C'est Helen.
Ben Helen Teyze.
Je suis tante Helen.
Joe? Joe, ben... ben Helen.
Joe, c'est Helen.
Ben Helen-1.
Ici HeIen 1.
Ben Helen Rich The Times'dan.
Helen Rich, du Times.
- Ben Helen Holm. - Holm güzel Holm.
Helen Holm.
Ben de öyle Helen, yalnız kendim için değil, senin için de.
Moi aussi, Helen, pas seulement pour moi, mais pour toi aussi.
Ben de Helen Grosvenor.
Je suis Helen Grosvenor.
- Ben Mary Helen'ım, bayım.
- Je suis Mary Helen, Monsieur.
En baştan ben başIıyorum, eğer sakıncası yoksa, Helen.
C'est moi qui vais le faire, si tu me permets, Helen.
- Ben açarım.
- C'est Helen.
- Ben senin gitmeni istiyorum, sen ve Helen'in.
- Je veux que tu y ailles avec Helen.
- Ben ve Helen mi?
- Helen et moi?
Pazarlıktan karlı çıkan her zaman ben oldum.
Au revoir, Helen.
- Ben... ben sadece bir ölü gibiyim, Helen.
C'est comme si j'étais mort, Helen.
Bulaşıkları ben yıkarım Helen. Merak etme, gidin hadi.
Je vais faire la vaisselle, Helen.
- Ben gidiyorum, Helen.
- Je m'en vais, Helen.
- Helen, ben... alo, General Cutler?
- Helen, je... Bonjour, général Cutler?
- İçeri gir, Helen. Ben Miller kasabada.
Ben Miller est en ville avec deux de ses acolytes.
Sözcüklerin değeri yok biliyorum, Helen. Babanın kaybına ben de senin kadar üzülüyorum.
Je sais que ce ne sont que des mots, mais je regrette la mort de votre père autant que vous.
Helen'ın gittiği ilk gece ve ben eve kız atıyorum.
C'est ridicule! Le soir même du départ d'Helen, j'invite une femme.
Helen, Pelagos'a gitmek istemisti ama ben sizi uyarmaya mecburdum.
Hélène voulait aller à Pélagosa. J'ai tenu à t'avertir.
Görüyorsunuz, Helen ile ben nişanlıydık ve her şey de oldukça düzgün gidiyordu.
Peut-être, tu comprendrais mieux Si je te racontais comment cela est arrivé.
Bu CID'den müfettiş Ben Liebenberg. Bay Arthur Williams. Tünaydın.
Et je savais que ce bagage, ou quoi que cela puisse être, ne signifie rien, à moins qu'ils trouvent aussi le corps d'Helen.
Senin 10 yaşındaki halinim. Sana Markie dedikleri zamanlar. Ben senim, Helen.
Il l'a rattrapée dans votre chambre et l'a étranglée.
Ama duydukça anlamaya başlıyorlar. Ben de Helen'ın duymasını sağlıyorum.
Ils commencent quand ils l'entendent.
Helen'a öğreteceklerimi önce ben doğru hecelemek zorundayım.
Quoi que j'épelle à Helen, j'ai intérêt à l'épeler correctement.
Helen ve ben evlenmeyeceğiz.
Il n'y a plus de mariage.
Helen, ben bunu kendim için yapıyorum.
Helen, je le fais uniquement pour mon plaisir.
Ben Charles Kent, bu eşim Diana, ağabeyim Alan ve eşi Helen.
Mon nom est Charles Kent. Ma femme Diana, mon frère Alan et sa femme Helen.
İşte ben de bunu savunuyorum, Helen.
Exactement, Helen.
Köprünün altından geçerken, geleceğime geçtiğimi bilmiyordum çünkü ben aileme dönerken Helen de ailesini yeni bir şehre getiriyordu.
En traversant ce pont, je ne savais pas.... que je traversais mon avenir. Alors que j'allais retrouver ma famille... Helen transportait la sienne vers une vie nouvelle... dans une nouvelle ville.
Malı ben dağıtacağım, Helen.
Le nouveau vendeur!
- Helen ben geldim.
- Helen, c'est moi!
Ben, Helen-1.
Ici HeIen-1.
- Sen, ben, Helen ve annesi.
- Toi, moi, Hélène et sa mère.
Ben olsam endişelenmezdim. Helen kendine mukayyet olabilir.
Il n'y a pas de quoi s'inquiéter.
Hellen, ben de seni arıyordum. Bu lanet şapkayı takamam.
Helen, je vous cherchais, je ne peux pas porter ce chapeau!
Helen Grabosky Ben Billy Caufield.
Helen Grabosky? Hé, je suis Billy Caufield.
Selam kardeş. Ben, Helen.
Soeurette, c'est Helen.
Belki ben de Helen fikrini özlüyorumdur.
Peut-être que moi, c'est pareil.
Hayır, ben bütün Helen'i özlüyorum.
Non, Helen me manque tout entière.
Biz de böyle başladık, Helen ve ben.
On a commencé comme ça, Helen et moi.
HeIen ve ben gerçekten seninle ilgilendik.
Helen et moi t'aimions beaucoup.
Helen, tatlım, ben Cora.
Helen, ma chérie, c'est Cora.
helene 63
hélène 27
helena 137
helen 922
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
hélène 27
helena 137
helen 922
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
ben hemen geliyorum 46
ben hemşireyim 16
ben halledebilirim 31
ben hiç görmedim 20
ben hatırlıyorum 37
ben hasta değilim 23
ben harry 18
ben hiçbir şey bilmiyorum 42
ben hazırım 348
ben hemen geliyorum 46
ben hemşireyim 16
ben halledebilirim 31
ben hiç görmedim 20
ben hatırlıyorum 37
ben hasta değilim 23
ben harry 18
ben hiçbir şey bilmiyorum 42