English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Ben yapacağım

Ben yapacağım tradutor Francês

5,133 parallel translation
O, bir onurdu ama bunu ben yapacağım.
Et c'était un honneur, mais je vais faire ça.
Sanırım bunu ben yapacağım.
C'est à moi pour celui-là, je pense.
Ben yapacağım, söz veriyorum... bu söyleme.
Je te promets, je vais... Ne le dis pas.
Benny, hayır. Ben yapacağım.
Je vais le faire.
Ben yapacağım.
C'est moi qui le ferai.
Yoksa ben yapacağım.
Ou je le ferais.
Bunu ben yapacağım.
- C'est à moi de le faire.
Hatta, senin için bunu ben yapacağım.
Je vais le faire pour vous.
Ben size ne yapacağımı söyleyeyim yine barmenlik yapacağım.
Je vais vous dire où je vais être dans un an, et c'est... travailler derrière un bar.
Ben şimdi bir telefon görüşmesi yapacağım.
Je vais... Je vais passer un coup de fil.
Uyan. Bunu sadece ben yapabilirim tatlım, ve senin için yapacağımı sanmıyorum.
Moi seule peut le réveiller, joli-cœur et je ne vais pas le faire pour toi.
Ben yapmam - bana ne yapacağımı söyleyebilir ama benim yapacağım falan yok.
Il peux me dire quoi faire, mais moi pas question que je le fasse.
Şimdi ne yapacağım ben?
Qu'est-ce que je vais faire maintenant?
Kedilerle ne yapacağımı bile bilmem ben.
Je ne sais même pas quoi en faire.
Ama ilk olarak senin için ben bir şey yapacağım başarın için bir tür ödül.
Mais j'aimerai faire quelque chose pour toi d'abord, une récompense pour ta victoire.
- Ben ne yapacağım?
- Que suis-je sensée faire?
Ben herkesin odasından çıkmasını bekleyip pencere kontrolü yapacağım.
J'ai besoin que les résidents évacuent leurs chambres pour que je puisse procéder à une vérification des fenêtres des chambres.
- Peki, şöyle yapacağım : Onu makyajla sıvayıp ışığın altına atacağım ki hatları iyice yumuşasın. - Ben varım, anlaştık.
Je vais la bombarder de maquillage et je vais l'exposer à pleine puissance à la lumière pour atténuer toutes ces vilaines cicatrices.
Şimdi, biraz dinlen çünkü içinde bana açıklayacağın bir çok şeytan var, ve ben onları kazıp çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
Maintenant, tu te reposes parce qu'il est clair pour moi Il y a plus de démons en toi, et je ferai tout ce qu'il est nécessaire pour les faire sortir
Ne yapacağım ben seninle? Hey.
Que vais-je faire de toi?
Tanrım! Ne yapacağım ben?
- Je vais faire comment?
Of ya, bunca şeyi ne yapacağım ben?
Maintenant, il faut se débarrasser de tout ça.
Ve ben de bunu yapacağım.
Et c'est ce que je vais faire.
Doğal olarak, ben buraya geri geleceğim. Üzerime düşen görevi yapacağım.
Naturellement, je reste ici, pour jeter les bases.
Ama ben Ava'ya karşı şahitlik yapmak için anlaşma yaptım ve yapacağım şey de bu.
Mais j'ai fait cet accord, pour témoigner contre Ava, et c'est ce que je vais faire.
Ben de yapmam gerekeni yapacağım.
Et je vais faire ce que je dois faire.
Deneyler mi? Ben ne yapacağım?
Tu vas faire des choses vraiment excitantes!
Rigsby kurbanın evine gidiyor ben de gidip drone'larla ilgili görüşme yapacağım.
Rigsby va au domicile de la victime, et je dois parler de drones à certaines personnes.
Ben ne yapacağım?
Je fais quoi?
Ancak ben hayatımızı geri kazanmak ve Henry'i saf dışı bırakmak için elimden geleni yapacağım.
Mais je peux utiliser toutes les ressources pour faire tomber Henry et qu'on retrouve nos vies.
Ben, eeee... kalktım arabaya binip geldim buraya geldiğimde ne yapacağımı çözmüş olurum diyordum.
Je me suis réveillé et j'ai roulé jusqu'ici... J'ai cru que je saurais quoi faire une fois ici.
Bir annenin öğrenmesi gereken ilk şey budur. Ve ben nasıl yapacağımı bilmiyorum.
C'est la première chose qu'une mère apprend, et je ne sais pas comment.
Ben ne yapacağımı söyleyeyim.
Je te dis ce qu'il se passe dans la grande maison.
Ben ne yapacağım peki?
Et je suis supposé faire quoi?
Sonra dedim ki : Ben bir cadıyım, büyü yapacağım.
Je suis une sorcière, je vais seulement jeter un sort.
Sanırım bu defa ben sizin için bir şey yapacağım.
Je crois que c'est ce que moi je peux faire pour vous.
- Ben her şey normal gibi yapacağım. Kaçarken dikkatlerini dağıtacağım.
J'attirerai leur attention pendant ta fuite.
Peki ya siz oğlunuzu alıp gittiğinizde Pan'dan gelecek ölüm emriyle bir başıma ben ne yapacağım?
Qu'ai-je à y gagner, à part la mort, quand vous serez partis?
Sanırım ben bunu nasıl yapacağımızı biliyorum.
Et je crois savoir comment.
herşeyi ben mi yapacağım Reggie-Reg?
Est-ce que je dois tout faire Reggie – Reg?
Çok fazla şey var, yapacağım ben.
Il y en a beaucoup, donc, pas de problèmes.
Ben ne yapacağım? - Bebek Huck'a yardım et.
- Fais ton Bébé-Huck.
- Bir dakika, ben gerçek bir gazeteciyle röportaj yapacağımı düşündüm. Hosteslerle takılan bir liseliyle değil.
- Attends, je pensais être interviewé par un vrai journaliste, pas par une lycéenne qui traîne avec des hôtesses.
Ben Adam olmadan ne yapacağım?
Qu'est-ce que je vais devenir sans Adam?
Çok aptalca olduğu ortada olan bir şey yapacaksan ben de seninle yapacağım.
Si tu veux faire un truc stupide... je dois le faire avec toi.
- Peki ben ne yapacağım?
Et moi, je ferai quoi?
Sen dağıtım yaparken ben ne yapacağım?
- Si t'es sur le terrain, moi, je deviens quoi?
Bak sana ne diyeyim, eğer o kadar parayı ben çalmış olsaydım içinde bisikletin olmadığı bir kaçış planı yapacağımdan adım gibi eminim.
Je vais vous dire, si j'avais volé cette somme d'argent, J'aurais planifié mon escapade mais surement pas en tricycle.
Bu durumda ben ne yapacağım?
Mais maintenant, d'un autre côté, je...
Teşekkürler, ben de elimden geleni yapacağım.
Merci, je vais donner mon maximum moi aussi.
Çünkü ben de aynısını yapacağım.
Parce que je ferai la même chose.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]