English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Ben yıkarım

Ben yıkarım tradutor Francês

661 parallel translation
Hemen küllü suyla yıkanın, yoksa ben yıkarım.
Nettoyez-vous. Sinon je vais m'en charger!
Bulaşıkları ben yıkarım Helen. Merak etme, gidin hadi.
Je vais faire la vaisselle, Helen.
Arabaya getir, ben yıkarım.
Apportez-la-moi.
- Hayır, ben yıkarım.
- Non, je vais la faire.
Ben yıkarım.
Je vais vous la laver.
- Bulaşıkları ben yıkarım.
- Je vais faire la vaisselle.
Ben yıkarım, küçükler durular.
Je vais laver, et vous, vous essuierez.
Ben yıkarım.
Je vais le faire.
Bulaşıkları yarın ben yıkarım.
Je te ferai la vaisselle demain.
Ben Olaf Anderson'un karısıyım! "
Mais je ne peux devenir votre femme...
Ben de yıkamıştım ama yemekten önce ellerimizi tekrar yıkarız.
" Moi aussi, mais je les lave avant chaque repas.
Evet, evet, ben de oyuncuyum. Karısıyım.
Je suis actrice, et voilà mon mari.
Masum gençliğimde düşünüp duruyordum ki, ben de bir zamanlar sizin gibi masumdum belki bir gün bana da çıkardı uygun bir eş adayı bilmem gerekirdi o zaman, nasıl davranacağımı ve eğer bir de zenginse ve bir de nazik biriyse ve eğer yakası kar gibi beyaz ise ve biliyorsa bir bayana nasıl davranacağını hayır demeliydim ona.
Longtemps, je l'ai cru Quand j'avais ma vertu Souviens-t'en Toi aussi, tu y as cru Je rêvais au moment De mon premier amant
Evet. Ben beyefendinin ve güzel karısının arkadaşıyım.
Je suis l'ami de tout homme ayant une belle femme.
Ben karısıyım.
C'est Mme Charles.
Ben de sık sık çıkarım.
J'aime souvent y aller moi-méme.
Başka bir adamın karısıyım, beni seviyor ve ben de onu.
Je suis mariée à un homme qui m'aime. Et que j'aime.
Nasılsınız? Ben... ben Maxim'in karısıyım. Nasılsınız?
Enchantée, je suis la femme de Maxim.
- Öyleysen ben de ayı dayısıyım. - Aileni karıştırma.
Et moi je suis le Pape!
Evet, ama bir an La Granja'daki karım ve çocuklarım aklıma geldi ve ben de gittim.
Si, mais j'ai pensé à ma femme et mes enfants à La Granja et j'y suis allé.
Fakat ben Absalon'un karısıyım.
Je suis sa femme.
Ben bazen karıştırıyorum.
Je m'y perds.
- Ben karısıyım, ne istiyorsunuz?
Je suis Mme Dietrichson.
Ben, karın Gilda'yım.
Je suis Gilda, ta femme.
Başka bir yerle karıştırıyor olmalısınız, ben daha dün oradaydım.
Vous devez parler d'un autre endroit, car j'y étais hier.
Ben onun karısıyım.
Je suis sa femme.
Küçük bir kasabada bir ev alırız, ben sana bakarım. Yemek yaparım, çamaşırlarını yıkarım, yerleri süpürürüm sen de mimarlığı bırakırsın. Gülme.
On vivra dans une maison que je tiendrai pour vous.
- Ben onun karısıyım.
- Je suis sa femme.
Oğlum ve ben bu işe karışacak mıyız?
Mon fils et moi devrons être impliqués?
Ben Bayan Chumley, Dr. Chumley'nin karısıyım.
Je suis l'épouse du docteur Chumley.
- Ben Frank Neall'in dul karısıyım.
- C'est moi, la veuve de Frank, M. Brown.
Çünkü ben çok seksi bir karıyım... ... ve benimIe oIursa cok sansIıdır.
Je suis une nana d'enfer... et il a de la veine s'il me tombe.
Doğal olarak Myra'nın rızkını ben çıkarıyormuşum gibi davranamam ama en azından kendi rızkımı çıkarmalıyım.
Sans prétendre entretenir Myra, j'entends subvenir à mes besoins.
Ben gelince yıkarım.
Je les récurerai à notre retour.
Ben hayatımdan memnunum, her ne kadar ayaklarımı yıkayacak bir kadın yok ama.. Beni sorgulayan, içkime karışan,... SUS!
Je n'ai pas de femme pour me tourmenter, me demander des comptes ou rationner mon pain.
Ben karısıyım, hatırladın mı?
Je suis sa femme, vous vous souvenez?
Ben Ed Avery'nin karısıyım, ve ona ne olduğunu bilmek istiyorum. Tamam mı?
Je suis sa femme et je veux savoir ce qui se passe.
Karım ve ben bu yeni dünyaya olan sevgimizle diğerlerinden farklıydık. Burada yuva kurmak için duyduğumuz sonsuz arzumuzla.
Seuls ma femme et moi aimions cette planete... et nous desirions tres fort y vivre...
- Ben onun karısıyım, koçu değilim.
- Je suis sa femme, pas son manager.
Ben okudum, kafam karıştı.
Moi, je m'y perds.
Sizinle Koca Baba'nın dilinden konuşacağım. Ben onun karısıyım, dulu değilim. Anlaşıldı mı?
Je suis la femme de Grand Daddy, pas sa veuve, tu entends?
Ben Teğmen Abbott'ın karısıyım.
Je suis la femme du lieutenant.
Ben Profesörr Goetaborg'ün karısıyım.
Je suis la femme du professeur Goetaborg.
- Ben bulaşıkları yıkarım.
- Je ferai la vaisselle.
Eğer bugün buradan... Bu otel yıkılmadan sağ çıkar ve gün ışığını görürsem... Şeyy.. yemin ederim bir daha asla içki kadehine dokunmayacağım.
Si on s'en sort, si la maison tient debout et que je peux rallumer l'enseigne, eh ben je te jure de ne plus toucher un verre, jamais.
Luisa'yım ben, karın.
Je suis Luisa ta femme.
Bir an için o mu cadı ben mi cadıyım karıştırdım.
Dur de dire qui était la sorcière.
Ben dönünce yıkarım.
Je la ferai en rentrant.
Emile'in taksisini her yıl bir gün ben çalıştırırım... Karısı doğum yaparken.
Je remplace Emile quand sa femme accouche.
Ona göre, ben hala Reuben'in karısıyım.
Pour lui.. je suis encore la femme de Reuben.
Harris, şu deliyi koridora çıkar, ben çağırana kadar da bırakma.
Harris, emmenez ce timbré dans le couloir, qu'il m'y attende.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]