English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bir tane yeter

Bir tane yeter tradutor Francês

136 parallel translation
Elbet bir gün yüzüne yumruğu çakacağım... bir tane yeter.
Un jour je lui flanquerai mon poing au visage. Juste un coup. Moi aussi.
- Sanırım bir tane yeter.
- Un suffira.
- Bir tane yeter dediler. - Tabi yeter. - Makinedeki bütün filmi getirecek miydin?
Et pourquoi pas tout le rouleau, tant qu'on y est?
- Bir tane yeter.
- C'est ma limite.
- Hayır, lütfen, bir tane yeter.
Une seule suffit!
Yok, bir tane yeter.
Une seule suffit.
- Bir tane yeter!
- Un seul suffirait!
- Bir tane yeter.
- Juste une.
Bir tane yeter.
Un seul suffira.
- Tabi, istediğin kadar. - Bir tane yeter.
- Bien sûr, autant que vous voulez.
Pasaportunuza gerek yok, bir tane yeter.
Pas besoin de votre passeport, un suffit.
Ev kadar büyük bir tane yeter.
La taille d'une maison me suffirait.
Bir tane yeter.
J'en veux juste un.
Ama aslında, bir tane yeter.
Mais en fait, un seul est suffisant.
Bir tane yeter.
Un, c'est assez.
Ah, hayır, bir tane yeter, sağol.
Une seule, ça suffira.
Tamam, bir tane yeter, işte.
Bon, une seule suffira.
Buna yumurta derler, bir tane yeter sana.
Ça va avec le premier cadeau.
Hayır, onun gibi biri olur ve bir tane yeter, çok teşekkür ederim.
Non, ce serait quelqu'un comme lui et on en a assez d'un, merci.
On beş tane var. Bir tane yeter.
Un seul suffira.
- Hayır teşekkürler. Bir tane yeter. Araba kullanacağım..
Un verre c'est le maximum.
Sonny, biliyor musun, sadece bir tane yeter.
Tu sais, Sonny, un seul suffit.
Bir tane yeter.
Juste une.
Bir tane yeter, sağ ol.
Une, ça suffit. Merci.
Bir tane yeter bana.
Un mari me suffit!
Bir tane yeter.
On en a assez d'une.
İki tane alsanıza. - Bir tane yeter.
Donne-m'en juste une.
Bir tane yeter. Gidiyorum.
- Une personne ça suffit.
- Bir tane yeter.
- Un suffira.
Aileye bir tane hevesli yeter.
On a assez d'un boursicoteur dans la famille.
Ailede bir tane güzel kadın yeter.
Une jolie femme suffit.
- Pratik yeter Gerçek bir tane yapma zamanı
On a assez de métier. Passons aux choses sérieuses.
Ben bir tane buldum, hatta denedim bile, benimle gelmene gerek yok, parayı versen yeter.
Je sais où trouver ce qu'il me faut. Pas la peine de venir. Donne-moi l'argent.
Ama kullanabiliyorsan bir tane yeter,... 15 adımdan sonra.
Un seul suffit quand on sait s'en servir.
Ama böyle bir tane kasaba bile yeter.
Mais une seule suffit.
Bir tane daha ısıtıcı yeter.
Encore une et ça ira.
Bir gün için dört tane yeter, değil mi?
Oui, une journée de vivres pour quatre personnes. C'est assez?
Al işte, bir tane daha geldi. Yeter çaldığın!
Et l'autre qui sonne comme un sourd!
- Bir tane turşu yiyen şişko. - Bu kadar yeter.
- Une bonne grosse truite de Kraut.
Bu kadar yeter, Hank! Bana da bir tane verir misin?
T'en as eu assez, Hank!
Müdür! Bir tane yeter mi?
Gérant.
- Bir tane alsan yeter.
- Un seul suffira.
Tamam, bana bir tane bırakın, yeter.
Du moment que j'en ai un.
Bu günlük bir tane 2 saatlik yürüyüş bana yeter.
Deux heures de marche par jour, ça me suffit!
Bu aileye bir tane zırlayan bebek yeter.
Un bébé brailleur dans la famille, ça suffit.
Ama aslında, bir tane yeter.
- Bien.
Bir tane bilmem yeter.
Un me suffit. Il a débarqué ici,
Yeter ki bir tane patlat.
Vas-y, un bon gnon.
Oynamaktan kendimi alamadığımda, yeter bir tane Ritalin.
Quand je ne peux arrêter de faire le malin je prends du Ritalin
Bir tane de yeter bana.
Va chercher mon bien-aimé!
# # Yeter ki siz anaya bir tane yapın
Faites plaisir à Mama

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]