Bu sebeple tradutor Francês
974 parallel translation
İyi bir aileden geliyordu ve Uppsala Üniversitesi'ne giderken de epey inekliyordu bu sebeple de geri kalanımızdan epey fazla şey biliyordu.
"Il venait d'une bonne famille et avait beaucoup étudié à l'Université d'Uppsala" "Aussi, il en connaissait un peu plus que chacun d'entre nous."
Zanlı, İrlandalısın ve bu sebeple senin hakkındaki kesin hükmü Kraliçe Victoria adına yapacağız.
Accusé, vous êtes lrlandais, nous vous jugerons par conséquent au nom de la reine Victoria.
Bunca zamandır bana en uygun kadını arıyordum ve onu da buldum, bu sebeple ordudan ayrılıyorum.
J'ai cherché le bon genre de femme toute ma vie... et je l'ai trouvée, alors je démissionne.
Bu sebeple kaldığımız yer size garip gelebilir.
Je vais vous montrer certaines choses
Bu hayatımda yazdırdığım ilk mektup bu sebeple yazım ve noktalama işaretlerinin doğruluğuna aldırmayın.
Ceci étant la première lettre que j'aie jamais dictée, veuillez ne pas tenir compte de sa bonne orthographe et de sa ponctuation parfaite.
Onun seni görmesini istemiyorum, bu sebeple dikkatli ol.
Il ne faut pas qu'il te voie. Alors sois discrète.
Telgraf var. Benim gözetimimdeyken gönderilmiş bu sebeple nasıl olduysa büroya gelmiş.
Il était adressé à mon attention... et il a abouti au bureau.
Bana 15 şiline mâl oldu, bu sebeple...
Ça me coûte 15 shillings. J'ai intérêt...
Bu sebeple Nellie beni onunla tanıştırmaya götürdü.
" Nellie m'a emmenée la voir.
Bu sebeple dönemin boşluğunu dolduracak... yeni bir atama yapmam gerekiyor.
Youpi! II est donc nécessaire que je nomme quelqu'un... pour assurer la permanence qu'il ne pourra compléter.
Ve işte bu sebeple André'yi davet edeceğim.
C'est pour ça que je vais inviter André.
" Bu sebeple toplantınıza katılamayacağım.
" Dans l'incapacité d'assister à la réunion prévue.
Van Meer'in sağ olduğunu biliyorum. Bu sebeple beni öldürmeye çalışıyorlar.
On veut me tuer car je sais que Van Meer est vivant.
Bu sebeple seyahatinin fazlasıyla rahatsız geçtiği sonucunu çıkartıyorum.
J'espère que tu n'as pas fait bon voyage, tiens.
İşte bu sebeple seninle konuşmak zorundayım.
C'est pour ça que je dois te parler.
Bu sebeple dün otelde ayak altından çekilmemi istedin beni seviyormuş gibi yapıp tüm gece orada tutmak istedin. Böylece...
C'est pour ça que tu voulais m'éloigner à l'auberge, que tu faisais semblant de m'aimer pour...
Yazımın geri kalanını okuyamayacağım çünkü ışıklar gitti bu sebeple doğaçlama yapmak durumundayım.
Je ne peux lire le reste de mon papier, les plombs ont sauté. Je vais donc improviser.
- Bu sebeple mi ağlıyorsun?
Tu en pleures? .
Bu sebeple savaş bir sene uzayacak ama.
Vous voulez qu'elle dure? .
Bu sefer oldukça faydası dokunan bir şey yaptığımı söyleyebilirim, bu sebeple hoşça kalın diyeceğim. Güle güle Albert.
La famille peut être fière de toi.
Bunu öğrenmem gerekiyordu, bu sebeple onu takip ettim. Ama annesine yalan söylememiş bile olsaydı onu her şekilde takip ederdim.
Même sans cela, je l'aurais suivie.
- Ama dedin işte. O çocuğa hayranım, bu sebeple de benimle olmaması gerekiyor.
Parce que je l'adore, je dois me séparer de lui.
Bu barikata bu sebeple atandım.
Je suis chargé de garder ce passage.
Rüzgar, haftanın yedi günü sarayın üzerinde eser, bu sebeple, eğer geleceksen, beraberinde sıcak tutacak elbiseler getir.
Là-haut, le vent souffle sept jours sur sept. Si vous venez, apportez des vêtements chauds.
Herkes kendince haklı galiba bu sebeple her bir hayvan türünden bir dişi ve bir erkek almanızı öneriyorum.
Il y a un juste milieu. Je vous offre un mâle et une femelle de chaque espèce.
- Bu sebeple şampanya içiyoruz.
- D'où le champagne? - Oui.
Bu sebeple bir kaç ayımı Kaliforniya'da geçireceğim, bir kaç gösteri izleyeceğim belki güzel bir şeylere de rastlarım.
Je vais en Californie pour quelques mois. Je ferai peut-être une rencontre.
Borcunu ödemiyorsun, bu sebeple bir daha evime adım atamayacaksın.
Paie ou reste dehors!
Bu sebeple, kararımı değiştirmem için başka bir argüman sunulmayacaksa mahkeme kararını vermeye hazırdır.
Par conséquent, à moins que soient présentés de nouveaux faits, la cour va rendre son verdict.
Bu sebeple seni sabah asmak zorundayım. Albay Sharpe'ın öldürülmesi olayı da.
Vous serez pendu pour ça, et pour le meurtre du colonel Sharpe.
Onun ödlek biri olmasını sağladın ve bu sebeple senden nefret ediyor.
Il est devenu lâche et il vous en veut.
Bu sebeple kahvaltıda burada olmayacaksın.
Monsieur ne petit-déjeune pas?
- Bu sebeple, uzun süredir hiçbir şey yapmadı.
- Résultat, il n'a rien fait depuis.
Ben... İşte bu sebeple buraya...
Donc... c'est pour ça que je...
- Bu sebeple Binbaşı Cummings'i toplantıya çağırdım.
C'est pourquoi, j'ai convié le Major Cummings à cette réunion.
Bu sebeple, önce Yamana'ya geçeceğiz.
Voilà pourquoi... Voilà pourquoi, eh bien... on passe d'abord chez les YAMANA.
Belki de tam da bu sebeple buradasınızdır.
C'est peut-être justement la raison.
Ve bu sebeple ben de öyle.
Ainsi que David et moi.
Bu sebeple, seyahatinde onun önüne geçeceğim.
" Je vais donc me faire harakiri.
Bu sebeple burada hiçbir posta doğru yere teslim edilmez.
Pas étonnant que le courrier soit distribué de travers.
Kabul, bazı kuşlar garip davrandılar, ama bu sebeple şeye inanmanın -
Ce n'est pas parce que quelques oiseaux ont agi étrangement...
Bu sebeple, doğru olanı söylemeliyim.
Il faut que ce soit la bonne.
Marco Polo'nun kervanını da bu sebeple geciktirdi Noghai'ye, ordularını Pekin'in yakınına çekmesi için az daha zaman kazandırmak için.
DOCTEUR : Et c'est pour cela qu'il a retardé la caravane de Marco Polo, pour laisser à Noghai plus de temps pour rapprocher ses armées de Pékin.
O zaman bu sebeple kazanamadılar.
Je sais pourquoi ils n'ont jamais gagné.
Bu sebeple bırakmışlar. Bu sakat.
Voilà pourquoi ils l'ont laissé.
Bu sebeple çok kızgın.
Il y a un truc qui est intolérable chez lui :
O bir planör. Bu sebeple ben tasarlamadım.
Ce planeur n'est pas dessiné par moi.
Bu sebeple, diş hekimliği yapmanız yasaklanmıştır.
Il vous est strictement interdit de poursuivre l'exercice de la médecine dentaire.
Bu arada, Bayan Wales'i herhangi bir sebeple kovman gerekirse durumu önce ben gözden geçirmek isterim.
Si vous vouliez renvoyer Mlle Wales, quel qu'en soit le motif, je veux auparavant examiner son cas.
Başka ne sebeple kimsenin beni göremediği duyamadığı bu yerde olduğumu sanıyorsunuz ki?
Sinon pourquoi serais-je ici... où nul ne peut me voir ni m'entendre?
Eğer burada herhangi bir sebeple bu iki insanın kutsal evlilik bağıyla birlikte olamayacağını düşünenler var ise ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Si quelqu'un dans l'assistance... connaît une raison qui empêche que ce couple... Soit uni dans les liens sacrés du mariage... qu'il parle maintenant, ou se taise pour toujours.
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu seferlik 30