Bu senin problemin tradutor Francês
182 parallel translation
Bunu söylemekten üzüntü duyuyorum ama bu senin problemin.
Susan, je regrette, mais c'est votre problème.
Bu hoşuna gitmiyorsa, bu senin problemin senin ve Teksas eyaletinin.
Et si ça te plaît pas, va te faire voir, toi et l'état du Texas.
- Bu senin problemin.
- C'est votre problème.
- Ölürse bir daha Venediği göremeyebilirim! - Bu senin problemin, benim değil!
S'il meurt... je ne pourrai jamais revoir Venise.
- Bu senin problemin.
- Ce que tu veux.
Bu senin problemin, ortak.
C'est ton problème, associé!
Karoda, bu senin problemin.
Karoda, c'est votre problème.
- Bu senin problemin değil.Ben yalnız giderim.
- Non, je vais y aller seule. - Je vous en prie!
Bu senin problemin.
Je l'ai résolu, votre problème.
İstemiyorsan, eğer kaçmak istiyorsan... bu senin problemin.
Si tu ne veux pas, si tu veux te sauver... c'est ton problème.
Bu senin problemin.
C'est pas mon problème.
Detayları ihmal edersen, bu senin problemin, Macci.
Si tu négliges tes détails, c'est ton problème, Macci.
Ben böyle düşünmüyorum. Bence bu senin problemin.
Moi, je crois pas.
Bu senin problemin.
C'est ton problème, ok?
Senin kendine saygın yok, ama bu senin problemin.
Tu n'as aucun respect pour toi-même, ce qui est ton problème.
Bu senin problemin.
Donc, c'est ça ton problème.
Bu senin problemin değil.
C'est pas ton problème.
Eğer hapse gireceksen, bu senin problemin.
Si tu vas en prison, c'est ton problème.
Bu senin problemin değil.
Je veux pas vous embêtez avec ça...
- Bu senin problemin değil bitanem.
Ce n'est pas ton problème, chéri.
Laura'ya, "Eğer o sapıkla zaman harcamak istiyorsan bu senin problemin." diyecek
Elle dira à Laura : "Si tu veux perdre ton temps avec ce pervers, c'est ton problème."
Mesele şu ki karın üzgün ve bu senin problemin.
Elle a les boules. Et ça, c'est pas bon pour toi!
Bu senin problemin.
C'est ton problème.
Bana yetişemiyorsan, Bu senin problemin, Ralph.
Ça, c'est ton problème, Ralph. C'est comme ça que je marche.
bu senin problemin, benim değil!
C'est votre problème.
O zaman, bu senin problemin Şerif.
Alors, vous avez un sacré problème.
Bu senin problemin, Jones.
Tu crois pas qu'il y a un problème?
Beni görmeye tahammül edemiyorsan bu senin problemin.
C'est ton problème si tu peux plus supporter de me voir Paulo.
Bu senin problemin.
C'est votre problème.
Bu senin demiryolun, ve senin problemin ama yine de hiç hoşuma gitmiyor.
C'est votre chemin de fer, votre casse-tête... mais ça ne plaît pas.
Ve bu tüm iş senin problemin olmaz.
Et cette histoire ne te concerne pas.
Bize sorun çıkarırsa, bu da senin problemin.
Il nous cause du tort, c'est ton problème.
Senin problemin, bu. Arayanları geri aramıyorsun.
- Tu retournes pas mes coups de fil.
Çok fazla serbest radikal alıyorsun, senin problemin bu.
Trop de radicaux libres. Voilà votre problème.
Senin tek problemin bu mu?
C'est ça votre problème?
Ve bu, az ve öz olarak senin problemin.
C'est bien là ton problème.
Çünkü avukatı ayarlayacağım, Harry'nin ödeme yaptığından... ve bu işte kurtulduğundan emin olacağım... çünkü senin problemin, benim problemim. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Je te trouverai un avocat, je m'assurerai que Harry le paie, et je te sortirai de là parce que ton problème est le mien.
Bu mu senin problemin?
Et vice versa.
Senin bütün problemin bu.
C'est ça, ton problème.
Peki... senin bu beklenmedik küçük problemin icabına bakabileceğine güveniyorum.
Tu pourras régler ce petit imprévu.
Gördün mü? Senin problemin bu.
Tu vois, c'est ça ton problème.
- Çok şüphecisin, senin problemin bu.
Tu es trop méfiant.
Peki, bu tam olarak senin problemin!
- C'est bien ton problème!
O Gabrielle ve onun çalışan tüylü kalemi. İşte senin problemin bu.
Ton problème, c'est Gabrielle et sa plume.
Red, bu senin problemin.
C'est ton problème.
Senin problemin bu!
Ca, C'est ton problème.
İşte, senin problemin bu.
Le voilà, le problème!
Bu insanlarla problemin ne senin?
Qu'est-ce qui vous prend?
Francis bu duruma ben bir şey yapamam, senin problemin ne biliyor musun?
Je ne peux rien pour toi.
bu yüzden senin problemin deniyor.
- Non. C'est pour ça que ce sont tes problèmes.
Bu adam bir taşın altından çıkarsa, senin problemin.
Si ce connard refait surface, tu t'en occuperas sans moi.
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin son şansın 40
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin son şansın 40
bu senin için de geçerli 20
bu senin işin 74
bu senin fikrindi 50
bu senin seçimin 22
bu senin araban mı 29
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72
bu senin işin 74
bu senin fikrindi 50
bu senin seçimin 22
bu senin araban mı 29
bu senin hatan 79
bu senin işin değil 28
bu senin payın 24
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72