Bu seferlik tradutor Francês
1,051 parallel translation
Ama bu seferlik.
Cette fois seulement...
Ne diye işimize burnunuzu sokuyorsunuz? Bu seferlik sizi bırakıyorum.
Pourquoi vous mêlez vous de nos affaires?
Sorun değil adamım. Bu seferlik görmezden geleceğim.
Bon, ça ira pour cette fois!
Son dediğini unutacağım. Bu seferlik.
Je veux bien oublier ce que tu viens de dire.
Yargıç, bu seferlik bu hoş bayan yerimi almak istiyor.
Cette gentille dame aimerait me remplacer, M. Le juge.
- Sadece bu seferlik.
- Juste un verre.
Bu seferlik söylememeyi tercih ediyorum. Arada kesinlikle biraz benzerlik var gibi görünüyor.
Il semble y avoir certaines ressemblances.
- Bu seferlik, avukatını görmelisin. -
A ce moment-là, vous pourrez voir un avocat.
Bu seferlik. herkes dağılsın. derhal!
éour cette fois, que tous se retirent.
Evet, bu seferlik hepsi bu.
Ce sera tout.
Ah, Jean. Jean, hayatım, bu seferlik kibrit yakabilirsin tatlım.
Jean, vas-y.
Evet, bu törensel cevabı anlıyorum yarbay fakat bu seferlik hariç tutalım.
Oui, je comprends que c'est la réponse rituelle, colonel, mais dispensons-nous de cela.
En azından bu seferlik dürüst olalım.
Soyons honnêtes pour une fois.
Sadece bu seferlik müzik ve sözler biraz daha sosyal, diğerlerine nazaran.
Celle-ci est plus en prise avec la société actuelle qu'avant.
Bu seferlik protokolü unutalım!
( oubliez l'etiquette cette fois ) Für dieses mal vergessen wie die Etikette!
Sadece bu seferlik.
Cette fois seulement,
Bu seferlik gitmesine izin verdik.
Votre Grâce... Qu'on le relâche pour l'instant.
- Bu seferlik izin verelim.
- Ça ira, on fermera les yeux.
Bu seferlik kolay kurtuldun.
Je te laisse facilement partir.
Sadece bu seferlik, yemin ederim bir daha asla yapmayacağım.
C'est la dernière fois. Je ne recommencerai plus.
Bu seferlik sen yalnız git Maloney, biz yokuz.
Allez-y tout seul. Nous, on laisse tomber.
Bu seferlik her şeyi görmezlikten geleceğim.
Pour une fois, je ferme les yeux sur cette affaire.
Sadece bu seferlik.
Juste cette fois.
Bu seferlik bana gidemezmiyiz?
On peut pas se voir chez moi?
Pekala, bu seferlik hile ile kazanmış olabilirsin.
Bien joué, Wong Kei-ying!
Ve sen bu seferlik çok ucuz kurtuldun.
Tu as commencé en douceur, toi.
- Yine de, bu seferlik ölmemesi daha iyi olur.
Il ne vaut mieux pas qu'il meure.
Bu seferlik sadece bu kadarıyla serbest bırakıyorum.
Je te laisse t'en tirer pour cette fois.
Sadece bu seferlik.
A la santé de la petite, tu peux faire ça.
- Yalnız bu seferlik değil.
Pour une fois, j'y serai pas.
Ama... bu seferlik affediyorum,
J'vais vous donner quelqu'chose à taxer moi... Mais je vous en fait grâce, cette fois.
Bu seferlik... portakal suyundan vazgeçebilirim.
Pour une fois pas de jus d'orange.
Bu seferlik bu kadar.
Je crois que c'est fini, pour cette fois-ci.
- Mevcutta kimse kırmadığından... Bu seferlik seni affedeceğim.
- alors tu t'en occupes un point c'est tout je te laisses tranquilles mais juste cette fois.
- Irene, sadece bu seferlik bana bir iyilik yap.
- Irene, écoute-moi rien qu'une fois.
Pekala, bu seferlik suçsuz kabul edileceksiniz. Ama bundan sonra tuvalete gideceğiniz zaman yalnız gidin.
Je vous accorde le bénéfice du doute, mais allez aux toilettes, seuls!
Lütfen, Tanrım. Şansım yaver gitsin! Bu seferlik.
Par pitié, Seigneur, faites que j'aie du bol, juste une fois.
- Pekala, yalnızca bu seferlik ama ışığı kapatırsan.
Juste cette fois-ci. Mais tu éteins la lumière.
Tamam. Bu seferlik.
Bon, je veux bien pour une fois...
Bu seferlik ayakkabı cilası işini unutabilirsin.
T'as pas besoin de cirage.
Bu seferlik sen kazandın ama yine geleceğiz!
Vous avez gagné cette fois, mais on reviendra.
Bu seferlik beni affedemez misin?
J'aimerais que tu me pardonnes.
Bu seferlik eski moda danstan vazgeç ama, tamam mı?
Pour une fois, loupe le bal des débutantes.
Sadece bu seferlik.
Juste cette fois-ci.
Çok üzgünüm. Lütfen bu seferlik affedin.
Excusez-moi.
Yalnızca bu seferlik.
Allez, rien qu'une seule fois.
Bu seferlik eşinize zarar gelmeyecek.
Votre femme ne souffrira pas cette fois.
Bu seferlik kurtuldu.
Les choses ont vraiment l'air de s'arranger.
Lütfen, sadece bu seferlik. Yani, o iyi.
Ça ne se reproduira plus.
Clark bu seferlik şanslıydın.
Tu as eu de la chance cette fois.
Sadece bu seferlik.
Rien qu'une fois.
bu sen misin 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu sefer 162
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu sensin 203
bu sen değilsin 47
bu senin hayatın 30
bu seninle benim aramda 18
bu senin 195
bu senin için 282
bu sefer 162