English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Buna ne diyeceksin

Buna ne diyeceksin tradutor Francês

247 parallel translation
- Ah! Peki buna ne diyeceksin?
On a bien fait de ne pas y aller.
- Ama, lanet olsun. - Peki buna ne diyeceksin? Beni dinleyin.
Qu'avez-vous à dire pour votre défense?
- Buna ne diyeceksin, Whitely?
- Et alors, Whitely?
Buna ne diyeceksin peki?
Que peux-tu y faire?
- Bak sen, buna ne diyeceksin?
- Qu'est-ce que vous dites de ça?
Woolridge kardeş. Buna ne diyeceksin?
Tout ceci est-il exact, M. Woolridge?
- Buna ne diyeceksin?
Qu'est-ce que vous dites de ça?
İşe yaramaz, ve bir kadın olarak, buna seviniyorum. Buna ne diyeceksin?
Ça ne marchera pas, et en tant que femme, j'en suis fort aise.
Buna ne diyeceksin? Şimdi ne dediler biliyor musun?
Écoute-moi ça!
Buna ne diyeceksin?
Qu'est-ce que vous en dites?
Buna ne diyeceksin?
Tu vois ça?
- Buna ne diyeceksin, Bay Makul Şüphe?
- Alors, monsieur Doute Légitime?
Buna ne diyeceksin Steve?
Qu'est-ce que t'en dis Steve?
Buna ne diyeceksin, emlak hırsızı?
Qu'est-ce que tu en dis, monsieur l'agent immobilier?
- Buna ne diyeceksin?
- Qu'est-ce que tu en dis?
Buna ne diyeceksin? 50 yıl önce 1. Dünya Savaşında sen ne yaptın?
À propos, que faisais-tu il y a 50 ans, pendant la Grande Guerre?
Peki buna ne diyeceksin?
Qu'as-tu a répondre?
Buna ne diyeceksin?
Qu'est-ce qu'il lui prend maintenant?
Buna ne diyeceksin, Üç Numara?
Je vous écoute, Numéro 3.
Buna ne diyeceksin, General?
Qu'en dites-vous?
Peki, buna ne diyeceksin, sevgilim?
Qu'en dites-vous, chère amie?
Dizi umurumda bile değil. Buna ne diyeceksin?
Je me fiche de ses genoux.
Hakem bunu göremedi. Buna ne diyeceksin Boomer?
Vous pouvez vous poser sur la baie Bêta.
Buna ne diyeceksin Boomer?
Qu'en dites-vous?
Pekala, Kont, buna ne diyeceksin?
Alors, qu'est-ce que vous en dites?
Peki, Franz buna ne diyeceksin?
Franz, qu'est-ce que tu en dis?
O zaman buna ne diyeceksin?
Et ça qu'est-ce que c'est?
Buna ne diyeceksin?
Qu'allez-vous faire?
Sizin hepinizin adları aynı. "Buna ne diyeceksin, Trevor?"
Tous pareils, avec vos prénoms.
- Buna ne diyeceksin Carla?
- Que dis-tu de ça, Carla?
- Buna ne diyeceksin Andrew?
- Ça ne te dit rien, ça, Andrew?
Buna ne diyeceksin, Mesmer?
Qu'est-ce que vous dites de ça, Mesmer?
Buna ne diyeceksin? Burada ne zamandır bekliyorum... Tatlım?
J'attends ici depuis trois heures cet après - midi.
- Buna ne diyeceksin?
- Tu imagines? - La garce est voleuse.
Pekala bayım, buna ne diyeceksin bakalım?
Alors monsieur, qu'est-ce qu'on a à dire là-dessus?
- Öyle mi? Buna ne diyeceksin peki?
- Comment tu appelles ça?
Bakalım, denge için buna ne diyeceksin?
C'est bon pour l'équilibre.
Buna ne diyeceksin, doktor?
Que dites-vous de ça, docteur?
Buna ne diyeceksin?
Avez-vous une explication?
Peki, tamam. Buna ne diyeceksin?
Et ça, alors?
Buna ne diyeceksin, ha?
Voyons ce que tu peux faire.
Buna ne diyeceksin?
Que dites-vous de cela?
güle güle! pekala. buna ne diyeceksin şüpheci?
Alors, "Mustafa j'y crois pas"?
Buna ne diyeceksin, Seaver?
Ça te plaît, Seaver?
Ne diyeceksin buna?
Qu'en dites-vous?
- Buna ne diyeceksin?
Bizarre!
Buna ne diyeceksin?
C'est une squaw.
Buna ne diyeceksin?
Et alors?
- Buna ne diyeceksin?
- Qu'est-ce que s'est que çà?
Buna ne diyeceksin bakalım?
Qu'en pensez-vous?
Buna ne diyeceksin tatlım?
Qu'est-ce que t'en dis?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]