Buna inanamıyorum tradutor Francês
3,131 parallel translation
Buna inanamıyorum.
J'en reviens pas.
Buna inanamıyorum millet.
J'en reviens pas, les mecs.
Buna inanamıyorum.
Je le crois pas.
Buna inanamıyorum.
J'y crois pas!
- Ne? İnanmıyorum, buna inanamıyorum, yine yaptı yapacağını.
Il a recommencé.
Buna inanamıyorum. Oh, Tanrım.
C'est absolument incroyable!
Buna inanamıyorum. Hiç kimse bunların olacağını hayal edemezdi. Böyle küçük bir köy senin gibi büyük bir yıldızı ağırlıyor.
Mr Sahir nous ramène aux personnages qu'il dresse à ses chansons et tous ces moments joyeux
Buna inanamıyorum.
J'arrive pas à y croire.
Buna inanamıyorum.
J'y crois pas.
Buna inanamıyorum. Sakin ol ve neler olduğunu bize anlat.
Calme-toi et dis-nous ce qui se passe.
Buna inanamıyorum.
J'arrive pas à le croire.
Buna inanamıyorum.
Putain, j'hallucine!
Buna inanamıyorum.
- Je ne le crois pas.
Buna inanamıyorum.
- Je n'en reviens pas.
Buna inanamıyorum.
Je ne peux pas le croire.
Buna inanamıyorum.
Je n'y crois pas.
Buna inanamıyorum.
Je ne le crois pas!
Lawrence, buna inanamıyorum.
Lawrence. Je n'arrive pas à y croire.
Buna inanamıyorum.
Je n'arrive pas à y croire.
- Buna inanamıyorum.
Je ne peux pas y croire.
Buna inanamıyorum.
Incroyable, je l'ai perdu.
Buna inanamıyorum.
{ \ pos ( 192,230 ) } Je n'arrive pas à y croire.
- Buna inanamıyorum.
- Tu plaisantes.
Tanrım, buna inanamıyorum!
Non mais j'y crois pas.
- Biliyorum! - Buna inanamıyorum.
- Je fais le ménage, c'est tout.
- Tanrım, buna inanamıyorum!
C'est pas vrai!
Buna inanamıyorum!
Je ne peux pas le croire!
Buna inanamıyorum
Je n'y crois pas.
Buna inanamıyorum, oğlum şimdi de kravatsız. Kapa çeneni!
- Mon fils sort sans cravate?
Ahbap, buna inanamıyorum.
Mon vieux, je n'arrive pas à le croire!
Ne zaman başıma korkunç olmayan bir şey gelse buna inanamıyorum.
Dès qu'il m'arrive quelque chose de bien, je n'arrive pas à y croire.
- Buna inanamıyorum.
- J'en reviens pas.
Buna inanamıyorum.
Je n'arrive pas à le croire.
- "ve Garzooka dışarı çıkar" - Vay! Buna inanamıyorum.
"Et Garzooka sort" - Je ne le crois pas.
Acılar diyarında. Buna inanamıyorum.
Dans un monde de souffrance.
Buna inanamıyorum. Bütün hayatım boyunca hastaydım.
Je pensais en avoir enfin fini.
Buna inanamıyorum. Ben inanıyorum.
- Je n'arrive pas à y croire.
Şey, çünkü yapabileceğim bir şey olduğunu düşünmedim, Ve bana bundan sözetmediğin için çok kızgındım. - Buna inanamıyorum.
Car je pensais qu'il n'y avait rien que je ne puisse faire, et j'étais... en rogne que tu ne m'aies rien dit.
Buna inanamıyorum...
Je peux pas croire que...
Buna inanamıyorum. Arkadaşımız olduklarını sanıyordum.
Je n'y crois pas, je nous croyais amis.
Buna inanamıyorum!
- J'y crois pas!
Buna inanamıyorum, benmerkezciyim.
J'arrive pas à y croire. Je suis égocentrique.
Buna inanamıyorum.
J'en crois pas mes oreilles.
Buna inanamıyorum.
Ils sont vraiment là!
Nefis bir yeni ev. Buna inanamıyorum.
Je n'en reviens pas.
Buna inanamıyorum.
- Je n'y crois pas.
Buna inanamıyorum.
Je n'y crois pas. Toi.
Buna inanamıyorum.
Je n'en reviens pas.
Buna inanamıyorum.
- Je ne peux pas croire ça.
İnanamıyorum buna.
J'y crois pas.
Buna inanamıyorum.
Aucune explication ne peut excuser ce qui s'est passé.
inanamıyorum 1323
inanamıyorum buna 34
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
inanamıyorum buna 34
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna bayılıyorum 48
buna ne demeli 38
buna ihtiyacın yok 25
buna ihtiyacım yok 72
buna göre 57
buna inanmıyorum 513
buna rağmen 175
buna izin vermem 58
buna ne dersiniz 119
buna inanıyorum 48
buna ne demeli 38
buna ihtiyacın yok 25
buna ihtiyacım yok 72
buna göre 57
buna inanmıyorum 513
buna rağmen 175
buna izin vermem 58
buna ne dersiniz 119
buna inanıyorum 48