Bundan hoşlanmıyorum tradutor Francês
221 parallel translation
- Bundan hoşlanmıyorum.
- Ça ne me plaît guère.
Sanırım bundan hoşlanmıyorum.
Je pense que ça me déplaît.
Bundan hoşlanmıyorum.
La défense est un état d'esprit. Trop d'optimisme pourrait nuire aux troupes.
Bundan hoşlanmıyorum.
Mais le corbillard devant la porte, je n'aime pas ça.
Bundan hoşlanmıyorum.
Je n'ai pas beaucoup de patience.
Bundan hoşlanmıyorum George. Tüm bu olanlar canımı sıkıyor.
Je te le dis, j'aime pas ça, George, mais pas du tout alors!
Bundan hoşlanmıyorum, ama başka ne yapabiliriz ki?
Que peut-on faire autrement? Très bien.
Anladım, ama ben buraya tüm o savaşlar için gelmedim. - Bu konuda elimden bir şey gelmez, ayrıca bundan hoşlanmıyorum!
J'étais seule quand on n'en a pas envie y a rien à faire
Bundan hoşlanmıyorum ama yönetmelikler böyle gerektiriyor.
Cela ne me plaît pas, mais le règlement l'exige.
Bir solucanı hemen öldürürüm ama senin durumun farklı ve ben bundan hoşlanmıyorum!
Une vermine comme toi, je l'écrase. Je n'aime pas ta sale tronche. Vraiment pas.
Yavrum, Elbette yapabilirim, Fakat bundan hoşlanmıyorum.
Bien sûr que oui. Mais je n'aime pas le faire.
Tachibana'yı devirmek için adımı kullandığınızı biliyorum ve bundan hoşlanmıyorum!
T'utilises mon nom pour renverser Tachibana et j'aime pas ça!
Başlamadan önce bana iki dakika verin ve hala bundan hoşlanmıyorum.
Donnez-moi deux minutes, mais sachez que je n'aime pas ce plan.
Bundan hoşlanmıyorum.
Moi, ça me gêne.
Çünkü hep beni takip ediyorsun, ve ben bundan hoşlanmıyorum.
Tu es toujours derrière moi, et je n'aime pas ça.
Bak, bu şekilde tahrik edilmekten hoşlanmıyorum. Bundan hoşlanmıyorum.
Je n'aime pas m'énerver comme ça.
Bundan hoşlanmıyorum.
Je n'aime pas ça.
- Ben de bundan hoşlanmıyorum ya. Şu müzelik parçalardan.
Exactement ce que je n'aime pas :
Çok iyi ama tam da Noel haftası New York'tan ayrılmamız gerek. Bundan hoşlanmıyorum.
Quitter New York au moment de Noël, ça me tue.
Ben bundan hoşlanmıyorum!
Je n'aime pas ça!
Yaşlıymışsın gibi konuşma. Bundan hoşlanmıyorum.
J'aime pas quand tu parles comme ça.
Bundan hoşlanmıyorum.
Tu sais que je n'aime pas ça.
Bundan hoşlanmıyorum. Anlaşıldı mı?
Je n'aime pas ça.
Her zaman geç kalıyorsun. Bundan hoşlanmıyorum.
Vous êtes toujours en retard, je n'aime pas çà.
- Bundan hoşlanmıyorum.
- D'accord, patron.
Dan bundan hoşlanmıyorum!
J'aime pas ça!
Hayır, bundan hoşlanmıyorum.
Non, j'aime pas ça.
Bundan hoşlanmıyorum, Newt.
J'aime pas ça, Newt!
Nasıl başladı bilmiyorum, ama bundan hoşlanmıyorum.
J'ignore comment elle a démarré, mais je n'aime pas ça.
Bundan hoşlanmıyorum ama bu akşam ne yapacaksın... 8.00 gibi.
C'est pas comme si je voulais sortir ce soir... vers 20 h.
Bundan ben de sizin kadar hoşlanmıyorum. Ama bunun için emir aldık ve çürüyene kadar beklesek de kalacağız.
Ça ne m'emballe pas plus que vous... mais ce sont les ordres!
Bundan hiç hoşlanmıyorum!
Oui, mais êtes-vous assez bon pour lui?
- Bundan hoşlanmıyorum.
Je ne suis pas d'accord.
Bayım, kız arkadaşım size haddinden fazla alaka gösteriyor ve ben bundan hiç hoşlanmıyorum.
Monsieur, ma fiancée vous a accordé beaucoup d'attention et ça ne me plaît pas.
Bundan hoşlanmıyorum.
J'aime pas ça.
Bir zamanlar "benim yaşamım bu" diye düşünürdüm ama artık bundan pek hoşlanmıyorum, belki de yaşlanıyor olduğum içindir.
Avant, c'était ce que j'aimais dans la vie. Je vieillis, je n'aime plus ça.
Ve ben bundan hiç hoşlanmıyorum.
Je n'aime pas ça.
Bundan pek hoşlanmıyorum,
Je n'ai pas très envie.
Ve yardım teklif eden bir arkadaşımın... bundan 20 dakika sonra ölmesinden hoşlanmıyorum.
Je n'aime pas qu'ils aient tué mon ami qui m'offrait son aide.
Onu taşımalı ve hastaneye götürmeliyim. Ve bundan hiç hoşlanmıyorum.
Il faut l'emmener a l'hôpital et je n'aime pas cette idée.
Biliyorum ama söylemek zorunda olduğum birşey var. Biliyorum bundan hoşlanmayacaksın ve ben de söylemekten hoşlanmıyorum.
Je sais, mais j'ai quelque chose à vous dire, etje sais que ça ne vous plaira pas.
Bundan ben de hoşlanmıyorum.
Rien qu'une fois. Je le supporterai.
Senden hoşlanmıyorum. Bundan söz ediyorum.
Je ne t'aime pas.
- Ben de bundan hoşlanmıyorum.
Mon Dieu!
Benimle böyle konuşma Alex, bundan hoşlanmıyorum!
- Non, on s'amuse.
Partide, sizi göremez miyim? Bundan hoşlanmıyorum.
Tu vois qu'elle ne veut pas.
Ve bundan, hiç mi hiç hoşlanmıyorum.
Celui-ci ne me plaît pas.
İtiraf etmeliyim ki bayılıyorum. Sen hoşlanmıyor musun bundan?
Je dois l'avouer, j'adore ça.
Bundan hiç hoşlanmıyorum.
J'aime pas ça du tout.
Allah kahretsin, bundan hiç hoşlanmıyorum!
Bon sang, je n'aime pas ça!
Bundan hoşlanmıyorum. Beni rahatlatmak yerine ürpertiyor. Kendimi kaskatı hissedyorum.
Moi, je n'aime pas ça.
hoşlanmıyorum 33
bunda 22
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan 49
bundan sana ne 67
bundan sonra 238
bundan böyle 140
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bunda ne var 29
bunda 22
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan 49
bundan sana ne 67
bundan sonra 238
bundan böyle 140
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bunda ne var 29
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan bahsetmek istemiyorum 21
bundan daha fazlası var 16
bunda yanlış bir şey yok 34
bundan nefret ediyorum 188
bundan kesinlikle eminim 16
bundan emin misiniz 37
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan bahsetmek istemiyorum 21
bundan daha fazlası var 16
bunda yanlış bir şey yok 34
bundan nefret ediyorum 188
bundan kesinlikle eminim 16
bundan emin misiniz 37