Ların evi tradutor Francês
232 parallel translation
Wilson'ların evi nerede?
- Bonsoir. Savez-vous où habitent les Wilson?
Doyle'ların evi.
Ici la résidence Doyle.
- "Sloan'ların evi".
- La maison des Sloan.
"Güzellerin güzeli," diyordu şair... "şehirler arasında birinci, tanrıların evi, altın Roma."
"De toutes les choses, la plus belle, a dit le poète... la première des cités et la demeure des dieux, telle est Rome la dorée."
Armstrong'ların evi. Long lsland, New York.
La maison des Armstrong, Long Island, new York.
- Burası Sheveleva'ların evi. - Yine yanlış geldik.
Au revoir et bonne chance.
- Burası Sheveleva'ların evi.
Quel est votre nom de famille? Sheveleva.
- Farmer. Burası Farmer'ların evi, değil mi?
C'est bien ici qu'il habite, non?
- Stewart'ların evi mi?
Tu veux quoi?
Alo, Ellison'ların evi.
Allô? Résidence Ellison.
Oglander'ların evi, Söğütler gözüksün diye.
Parce qu'elle donne sur la maison des Oglander.
- Goldman'ların evi.
- Dory Goldman.
Aşağıdaki Steadman " ların evi.
C'est la maison des Steadman.
Affedersiniz'Howard'ların Evi'diye bir yeri arıyorum.
Excusez-moi. Je cherche un lieu appelé Howards House.
Beaufort'ların evi New York'ta balo salonu olan nadir evlerden biriydi.
Dans la maison des Beaufort se trouvait l'une des rares salles de bal de New York.
En azından van der Luyden'ların evi kadar kasvetli değil. Böylelikle yalnız olmak da o kadar zor gelmiyor.
Au moins c'est moins lugubre que chez les Van der Luyden et il est plus facile d'y être seule.
Merhaba, O'Hara'ların evi, şu anda telefonu açamıyoruz.
Vous êtes chez les O'Hara... Laissez-nous votre message.
Anello'ların evi burası mı?
Nous sommes bien chez les Anello?
- Evans'ların evi. Henry konuşuyor.
Résidence Evans, Henry à l'appareil.
Merhaba, burası Usher'ların evi.
Bonjour, vous êtes bien chez les Usher.
Wiener'ların evi.
Résidence Wiener.
Affedersiniz, Blayac'ların evi burası mı?
C'est la maison de M. De Blayac? Oui.
Hope'ların evi.
Résidence Hope.
- Hope'ların evi.
- Résidence Hope.
Sıradaki Alcott'ların evi.
La prochaine, c'est la maison des Alcott.
- Hood'ların evi.
Résidence Hood...
Mutlu tatiller, Penderwalt'ların evi.
Joyeuses fêtes, résidence Penderwalt.
Chicago... rüzgarlı şehir Black Hawk'ların, Bull'ların ve White Sox'ların evi.
"Chicago"? La ville de tous les vents. La ville des Black Hawks, des Bulls et des White Sox.
Burası Christianson'ların evi.
Bonjour. Vous êtes chez les Christiansons.
Küçük bir çocukken, babam bana dünyadaki en yüksek dağın tanrıların evi olduğunu söylerdi.
Quand j'étais enfant, mon père me racontait que le plus haut sommet au monde était le refuge des dieux.
Charlie Manson içerideki herkesi rehin aldı. — Burası Cartman'ların evi mi?
Manson est là-dedans avec des otages.
İnsanlık ; Uzay, Ay ve gezegenlerin keşfinden önce,... Cennet'in, sadece gökleri değil, kaderi yeryüzüne bağlı olan insanoğlunun da kaderini etkileyen güçlü tanrıların evi olduğunu düşünürdü. Ve sürekli savaşan bu ilahların yaptıkları şeylerin, insanın yeryüzündeki durumunu etkilediğine inanılırmış.
Avant d'explorer l'espace, la lune et les planètes, l'homme pensait que le paradis abritait des dieux puissants, contrôlant, outre le vaste firmament, son propre destin, et que le panthéon des dieux tout-puissants
Burası Tobias'ların evi değil mi?
- Je crois que lobias habite ici.
Van Den Broeck'ların evi.
Vous êtes chez Van Den Broeck.
Newton'ların evi.
Résidence Newton.
Kiracıların dördü de ilk geceden sonra evi boşalttı.
les gens repartent le soir même.
- Beyaz kayanın oradaki üç evi biliyor musunuz? - Onları yaktılar!
Trois maisons près du rocher ont été incendiées.
- Carmichael'ların eski evi.
La maison de Carmichael.
Dalmaçyalıların çiftlik evi
La belle maison du rêve
Evi karantinaya aldılar. Sanki salgın var.
La maison a été mise en quarantaine.
- Uchida'ların evi burası mı?
C'est la famille Uchida?
Evi, arabaları, ofisi alacaksınız faturaları ve baş ağrılarını da.
La maison, les voitures, le bureau, Les factures, les maux de tête...
O yüzden hep kavga ettiler. Birbirlerine olan saygılarını yitirdiler. Sonunda bir gün baban evi terk etti.
Ils se disputaient tout le temps et ils ont perdu le respect jusqu'au jour où ton père a quitté la maison.
Çöp evi olan bunak karılar gibi mi olacaksın?
Tu veux être une clocharde?
Başka çaremiz yok. McPherson'ın evini yıktılar. Birkaç evi daha.
Ils ont détruit la cabane de McPherson... et quelques autres.
Burası Whittackers'ların evi mi?
Les Whittaker?
Evi satın almak istemiştim ama yaşlılar nasıldır bilirsiniz.
J'ai offert de l'acheter, mais vous savez comment sont les vieux.
- Yarın Yaşlılar Evi'nde çalışıyorum.
- Je travaille à l'hospice des vieux demain.
O'Hara'ların bitişiğindeki evi ayarlayabildim. - Yargıç Hoberman'a ait.
On nous prête la maison d'à côté, celle du juge Hoberman.
Tüm evi kontrol ettiler. Bozuk bir şey bulamadılar.
Mais ils n'ont rien trouvé.
Bir yayın evi şiirlerimden bazılarını kitabına koydu.
Une maison d'édition publie mes poèmes.
evimdeyim 21
evine hoş geldin 73
evinde 36
evini 27
evime 52
evimden defol 20
evimde 50
evime gidiyorum 21
evine dön 77
evime gitmek istiyorum 18
evine hoş geldin 73
evinde 36
evini 27
evime 52
evimden defol 20
evimde 50
evime gidiyorum 21
evine dön 77
evime gitmek istiyorum 18