English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ö ] / Öyle değil miydi

Öyle değil miydi tradutor Francês

104 parallel translation
Sanki hayatında işten başka bir şey yokmuş gibiydi. Öyle değil miydi?
Watanabe semblait être soutenu par son projet.
- Öyle değil miydi? - Ne yani, hangi devirde yaşıyoruz?
Professeur, on n'est tout de même pas au Moyen Age!
Öyle değil miydi, doktor?
Vraiment, Docteur?
Harikaydın. Öyle değil miydi?
- Tu étais super.
Janice sürekli her gün kesilmiş çiçek getirirdi, öyle değil miydi?
Janice y met des fleurs tous les jours. N'est-ce pas?
Öyle değil miydi? Öyle değil miydi?
N'est-ce pas?
Öyle değil miydi? Zevkliydi.
C'était... c'était... plaisant...
Sence de öyle değil miydi?
- Et toi, tu imaginais ça? - Non.
Daima aklımda nasıl barıştığımız. Öyle değil miydi?
J'ai toujours su me racheter.
Öyle değil miydi? Öyle değil miydi?
J'exagère?
Tanrım, bunun inanılmaz olduğunu düşündüm, öyle değil miydi?
Curt, c'était incroyable.
Öyle değil miydi, Maurice?
C'est bien ça, Maurice?
Öyle değil miydi?
C'était bien l'idée, non?
Bir aileyiz sanıyordum. Öyle değil miydi?
On pouvait croire avant qu'on était une famille, non?
- Zaten öyle değil miydi?
Une affaire à moi. Je sais, j'ai été dans les affaires.
- Rachmaninof seçimi sence de ilham verici değil miydi? - Öyle değil miydi?
Quelle inspiration d'avoir choisi Rachmaninov!
Sizce de öyle değil miydi?
Tu ne trouves pas?
Hep öyle değil miydi?
N'en a-t-il pas toujours été ainsi?
- Senin için kolay olmuş olmalı. - Öyle değil miydi?
C'est censé être la plus facile à prendre.
Öyle değil miydi?
C'est ça? Non, c'est...
"Sadece seninle eğleniyordum" de. Öyle değil miydi?
C'était juste une plaisanterie, hein?
Fred yedi yaşlarındayken de öyle değil miydi?
Pour Fred, c'est quand elle a eu 7 ans, non?
Yoksa öyle değil miydi?
A moins que...
Anne öyle değil miydi?
Et Anne?
Ama, bu yüzden seninle birlikte yaşadığını sanıyordum, öyle değil miydi?
Mais je pensais que c'était la raison pour laquelle il vivait avec toi, n'est-ce pas?
Sence bana söyledikleri öyle değil miydi?
Et vous ne croyez pas que ce qu'il m'a dit était inacceptable?
Öyle değil miydi, tatlım?
- N'est-ce pas, chéri?
Öyle değil miydi?
Ce n'était pas ça?
-... düşünüyordum, öyle değil miydi?
- juste sa photo avec moi.
Öyle değil miydi zaten?
Ce ne l'est pas déjà?
- Haçlilar ya da öyle bir sey degil miydi?
Ça date des croisades?
Bunun belkisi yok. Öyle miydi, değil miydi?
Veuillez répondre par oui ou non.
- Öyle miydi, değil miydi?
- Oui ou non?
- Avukatları öldüren herif değil miydi o? - Öyle.
- L'autre tueur d'avocats?
- Sanırım ne demek? Öyle miydi, değil miydi?
- Elle l'était, oui ou non?
Daha önce öyle değil miydi?
Ecoute, j'ai rien contre toi.
Öyle değil miydi?
Pas vrai?
Öyle olsun. Terapiyi çöpçatanlık seansına çeviren Grace değil miydi?
Mais n'est-ce pas Grace qui est intervenue dans vos séances pour en faire un club de rencontres?
Bu hobi gibi şey değil miydi Sen hep öyle bakardın... sıradan bir hikaye gibi.
Ca c'est comme un passe-temps pour toi. Ca t'arrive tout le temps. Ca te fais- -
Bu alkış ânı değil miydi? Ben öyle sanmıştım da.
C'était pas là qu'il fallait applaudir?
Öyle miydi? "Hiçlik her şeydir" değil miydi?
Je croyais que c'était : "Tout est tout."
- Hep öyle değil miydi?
C'est ce que tu es... depuis l'enfance!
Yoksa yönetmen olmak hayatın boyunca istediğin şey değil miydi? - Evet öyle.
Ou être réalisateur, ce n'est pas le rêve de toute votre vie.
Öyle değil miydi?
C'en était un...
- Hayır, herkes öyle sanıyor ama değil. - Holiday değil miydi?
Ce n'était pas Holiday?
Şu cadılarla ilgili şeyler ilginçti, değil mi? Öyle miydi?
C'est intéressant, cette histoire au sujet de la sorcière, non?
Kafe değil miydi? Evet, gün boyu öyle fakat
Euh, c'était un café, non?
Newman'ın, "Dennis'le içtik" dediği bu değil miydi? Evet. öyle.
C'est ce que Newman a dit avoir bu avec Dennis, non?
Değil miydi? Evet, kesinlikle öyle
C'était quelque chose à coup sur.
- Sence de öyle, değil miydi?
- Pas toi?
Öyle degil miydi?
C'est bien ça?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]