Bir ailem var tradutor Português
570 parallel translation
Sinemacı bir ailem var.
É uma família ligada ao Cinema.
İlgilenmem gereken bir ailem var.
Penso na minha família.
İyi bir ailem var.
Tenho uma família simpática.
Benim Deadwood'da bir ailem var.
Tenho uma família em Deadwood.
Benim de bir ailem var.
Tenho família.
İyi bir ailem var.
Tenho uma óptima família.
Biliyorsunuz bakmam gereken bir ailem var.
Já sabem que tenho uma família para sustentar.
- Ülkemde bir ailem var!
- Tenho família em casa.
Burada küçük bir ailem var.
Tenho aqui uma pequena família.
- Bir ailem var. - Mutlaka vardır.
- Eu tenho família.
Orada bir ailem var. - Tanrım, çok sıcak. - Elk nerede?
- Pegamos no meu Volkswagen e vamos ao Rainha Vermelha tomar um copo.
Benim bir ailem var.
Eu tenho família
Benim de bir ailem var.
Eu tenho família também.
Korumam gereken bir ailem var.
Tenho uma família pra proteger.
Herkes gibi ben de biliyorum, Bir ailem var ve onları geçindirmeliyim.
Tanto quanto sei, já posso ter uma família para cuidar.
Benim bir ailem var ve polislikte 12 yıllık hizmetim var.
E agora? Tenho uma mulher, um filho e faltam-me 12 anos de serviço para ter uma pensão.
Benim bir ailem var.
Tenho uma família.
Bakmam gereken bir ailem var.
Tenho uma família a sustentar.
Benimde herkes gibi yaşadığım bir ailem var.
Os meus pais são aqueles. Vivo com eles.
Bilgisayarlar için çok yaşlıyım ve bir ailem var.
Estou velho para computadores e com família para sustentar.
Bir ailem var.
Tenho família :
- Bir ailem var.
- Tenho família.
Bir ailem var, burs verdiğim insanlar var.
Tenho família. Há uma bolsa de estudo com o meu nome.
- Bu iş ve bir ailem var.
- É trabalho e tenho família.
Bir ailem var.
Tenho família.
Benim Newark'ta bir ailem var.
Tenho família em Newark.
- Yapamam Vic, bir ailem var.
- Não posso, Vic. Tenho família.
Şu an kendime ait bir ailem var. Son derece yasal bir aile.
Agora tenho a minha própria família e está tudo perfeitamente legal.
Bir ailem var.
Eu tenho uma família.
Düşünmem gereken bir ailem var.
Tenho que pensar na minha família.
Benim bir ailem var.
Eu tinha uma família.
Ama benim de bir ailem var ve böbreğim benim bir parçam. Evet, 1851.
Mas tens razão.
Benim bir ailem var.
Tenho família.
Şimdi bir ailem var.
Agora tenho filhos.
Sayende, sonunda benim de kırda bir ailem var.
Graças a ti, tenho finalmente familiares no campo.
En azindan benim bir ailem var yamuk burunlu herif!
Ao menos tenho uma família, seu cheirador de merda!
Bir ailem var. Başka seçimimiz yok.
Não temos escolha.
Bir ailem var, bir karım, küçük bir oğlum.
Tenho família. Uma esposa e um filho pequeno.
Bir sürü dondurmamız var, ailem de sizinle tanışmaktan memnun olur.
Há muito gelado e os meus pais adorariam conhecê-lo.
Ben, doğduğum andan itibaren hüzünlü ve içine kapalı bir genç oldum. Diğer bebekler kıkırdayıp aguladığında ben gururla kimsesizliği haykırdım. Arkadaşlarım ve ailem bana bakıp yanlış bir şey var diye düşündüler.
Quando era rapaz, era triste como no dia em que nasci enquanto outros bebés riam, gargarejavam e saracoteavam eu chorava em plenos pulmões os meus amigos e a minha família olhavam para mim e achavam que havia algo de errado
"Bir ailem ve korumam gereken bir adım var."
" Tenho a minha família e nome a proteger.
Bir ailem, iki çocuğum var ve bu işleri biraz zorlaştırıyor.
Tenho família e dois filhos. E isso complica tudo.
Evet, geride bıraktığım bir karım ve ailem var.
Sim, tenho mulher e familia à minha espera.
Sally, benim bir karım, bir ailem, bir köpeğim ve bir kedim var!
Tenho mulher e filhos, um cão e um gato.
Benim bir karım, bir ailem, bir köpeğim ve bir kedim var!
Tenho mulher e filhos, um cão e um gato.
Hayır, lütfen yapmayın. Benim bir ailem var!
Tenho uma família!
Kabul etmelisin ki ailem hakkında iyi bir şey var.
Gosto da Connie Chung.
Ailem, size bir duyurum var.
Família, tenho uma coisa para anunciar.
Geçindirmem gereken bir ailem var.
Eu tenho uma família a sustentar.
Bir karım ve ailem var.
Tenho esposa e família.
Ailem beni amişlerin bölgesine götürmüştü, ki bir çocuk için bir avuç araba ve telefon kullanmayan, televizyon izlemeyen birtakım insan olarak gelirler. " Ne var yani?
Os meus pais levaram-me ao país dos Amish, o que, para um miúdo, ver um monte de gente que não tem carro, televisão ou telefone, significa dizer : " E então?
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir adam vardı 32
bir anlamı yok 53
bir arkadaşım var 42
bir ay önce 34
bir aptal 17
bir araba 43
bir an önce 40
bir ay içinde 20
bir anlamda 46
bir adam vardı 32
bir anlamı yok 53